24 Mayıs 2024 Cuma

17:13   ÇYDD: "İSTANBUL SÖZLEŞMESI YAŞATıR, YAŞAMAK HAKTıR"   14:14   TÜRK VETERINER HEKIMLERI BIRLIĞI`NDEN HAYVANLARı KORUMA KANUNU AÇıKLAMASı   10:49   MEZITLI`DE PATILI DOSTLAR İÇIN FARKıNDALıK TOPLANTıSı   10:45   ALI MAHIR BAŞARıR`DAN ULAŞTıRMA BAKANı`NA TEPKI   10:38   SOKAK HAYVANLARıNıN ``UYUTULACAĞı`` İDDIALARı... HAYVAN HAKLARı SAVUNUCULARı: "VICDANLı OLAN HIÇBIR İNSAN BUNA `EVET` DEMEZ"   10:12   TARSUSLU MOTORLU KADıNLAR KULÜBÜ, İLK ETKINLIĞINI GENÇLIK KAMPı`NDA GERÇEKLEŞTIRDI   09:24   MERSIN BÜYÜKŞEHIR`IN `SPORBÜS`Ü ÇOCUKLAR İÇIN YOLLARDA   16:36   CHP`LI ALI MAHIR BAŞARıR, RIZE`DEN İKTIDARA SESLENDI   15:27   EŞ BAŞKAN SARıYıLDıZ, ÜNIVERSITE SıNAVıNA GIRECEK ÖĞRENCILERIN HEYECANıNA ORTAK OLDU   15:11   HAYVANSEVERLERDEN TBMM ÖNÜNDEN TEPKI...    14:43   ÖZGÜR ÖZEL-MUSTAFA DESTICI GÖRÜŞMESI....    14:41   TÜRKER ATEŞ`TEN SOKAK HAYVANLARı DÜZENLEMESI İÇIN HÜKÜMETE ÇAĞRı   14:02   MERKEZ BANKASı, YÜZDE 50 OLAN POLITIKA FAIZINI SABIT TUTTU   13:49   GÜLÜSTAN KıLıÇ KOÇYIĞIT 9. YARGı PAKETI`NDEKI `ETKI AJANLıĞı`Nı ELEŞTIRDI   12:46   MHP MERSIN MILLETVEKILI DR. LEVENT UYSAL: "TROL HESAPLARLA MÜCADELEDE HUKUKI DÜZENLEME ŞART"   12:41   CHP`LI TAŞCıER: "ONURLU YAŞAM IÇIN TÜM EMEKLILERIMIZI VE EMEKÇILERIMIZI 26 MAYıS`TA ANKARA`YA BEKLIYORUZ"   11:54   ANADOLU MAHALLESI SAKINLERININ 3 AYDıR SÜREN MAĞDURIYETI ORTADAN KALKTı   11:12   MERSIN BÜYÜKŞEHIR, ETIK HAFTASı ETKINLIKLERINI BAŞLATTı   10:39   EMEKLILERDEN BAKAN IŞıKHAN`ıN ``KYK YURDUNDA ÜCRETSIZ TATIL`` MÜJDESINE TEPKI: BEN DAHA ANKARA`DAN BAŞKA BIR YERE GITMEDIM. ORADA NE YIYECEĞIZ? HANI PARA?   10:35   CHP`LI İLGEZDI: "SON 11 YıLDA EN AZ 2 BIN 500 GENCIMIZ IŞ CINAYETINE KURBAN GITTI"  
 
     
 
 
image

Okunma : 1824  Tarih : 13.02.2020  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

SEVGİLİ YÜREKLER VE YÜREĞİ SEVGİLİLER

Bu günün SEVGİLİLER GÜNÜ olduğunu bilmeyen yoktur sanırım...

  Her yıl büyük bir coşkuyla kutladığımız bu günün öyküsüne değinmek istemiyorum. Çünkü az çok herkesin bu konuda bilgisi olduğunu biliyorum. Bu nedenle sevgililerden çok sevgili yürekler, yüreği sevgililer, yüreği sevgi dolu olanlarla ilgili yazmak istedim.

  Anne-baba çocuklarına, bahçıvanın fidanına, kuş yavrusuna, canlılar temiz suya ve temiz havaya sevdalıdır. Yüreği sevgi dolu olan ana için yavrusu, bahçıvan için fidanı sevgilidir yani.

  Yüreği sevgi dolu olan insan ise her şeyin ve herkesin sevgilisi olduğu gibi her şey ve herkes de onun sevgilisi olabilir.

  Kendimizi sevmekle başlayan sevgi, doğayı sevmekle, hayvanları sevmekle, insanları sevmekle  gelişir ve yaşamayı sevmeye dönüşür. Mutlu olmak istiyorsak, önce yüreğimizi sevgiyle doldurmamız gerek, yüreği sevgi dolu, kısaca "YÜREĞİ SEVGİLİ" olmak gerek bence.

  Sevgi toplum olarak ailede, birey olarak yürekte başlar. Karşılıklı sevgiler de saygıya dönüşür. Ailede karı kocanın birbirine olan sevgisi, saygısı çocukların; aile ortamını, aile bireylerini, arkadaşlarını, okulunu, derslerini, doğayı, hayvanları, çevreyi, sorumluluk almayı sevmesini sağlar.
 
  Bu yüzden anne ve babaların çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Anne ve babalar, kendi aralarında oluşan sorunları, gene kendi aralarında çözmeli, çocukları bu işe karıştırmamalıdır.

  Her olumsuz davranışın temelinde sevgi eksikliği, saygı eksikliği vardır. Hırsızlığın da, tacizin de, yolsuzluğun da.
 
  Yüreği sevgili olan bir insan, töreler nedeniyle anasını, bacısını, kızını öldüremez. Yüreği sevgili olan insan, doğayı katledemez. Yüreği sevgili olan insan, insanlara, hayvanlara tecavüz edemez.

  Yüreği sevgili insan, sevilmeyi de hak eder. Zaten sevilmeyi bildiği için önce yaşamayı sever, kendini sever, kendini sevenleri sever. Daha sonra insanları, hayvanları, doğayı sever.

  Çevreye zarar vermemeyi, topluma yararlı olmayı sever. Tüm bunları oluşabilmesi için en başta, olumlu bir aile ortamının oluşturulması gerekir. Sorunlarını kavga etmeden, konuşarak çözebilen bir aile ortamının oluşturulması.

  Hani bir çiçek ekeriz, bir ağaç dikeriz de, gelişemeyince "yerini beğenmedi herhalde" deriz ya, çocuklarımızın gelişebilmesi, istediğimiz verimlilikte olabilmesi için önce yerini yani bizim yarattığımız aile ortamını benimsemesi gerekiyor.

  Bu yüzden; evlenmeden önce ince eleyip sık dokumalıyız. Evlenmeden önce; birbirimize iltifatlar etmek yerine hak ettiğimiz değeri vermeliyiz.

  Bizim toplumumuzda genellikle, evlenmeden önce hak edilenden fazla, evlenip yaşamın zorluklarıyla karşılaşınca da hak ettiğinden  daha az değeri vererek ortalamayı tutturmaya çalışıyoruz. 

  "Her şeyin en iyisini, en doğrusunu sen bilirsin"  diye başlayan konuşmalarımız zamanla "Sen zaten hep böyleydin" diyerek başlamaya dönüşüyorsa suçlu kim? Her halde tamamen bizim sorumluluklarımız nedeniyle diyet ödemek zorunda kalan çocuklarımız değildir.

  Sevmek, sevilmek, aşık olmak, sevgili olmak gerçekten güzel şeyler.

  Ben de aşık oldum. Hem de adına şiirler yazacak, adına türküler yakacak kadar çok severek. Ama hiç bir zaman, hiç bir koşulda ve hiç bir yerde yapmacık olmadım, olamadım, olamam da.

  
Oysa öyle insanlar gördüm ki, ikisi de arkadaşım olan, benim yanımda birbirleri hakkında olmadık olumsuzlukları söyleyen karı-kocaların toplum önünde yanak yanağa dans ettiklerine, kucak kucağa denizde yüzdüklerine tanıklık ettim. "Keşke toplum önünde yaptıkları yapmacıklıkların, oynadıkları rolün çeyreğini çocuklarının önünde sergileyebilselerdi de onların psikolojilerini bozmasalardı"  diye düşünmekten alamadım kendimi.

  Sevginin en yücesi doğal olanıdır. Keşke birbirimizi hak ettiğimiz ve hak edildiği kadar sevebilsek. Ne eksik ne fazla. Keşke birbirimize saygımızı yok etmeden, birbirimizin yaşam alanını kısıtlamadan sevebilsek. Keşke birbirimize olan sevgimizi, kişisel yaşantımıza saygımızı hep aynı çizgide tutarak sevebilsek.

  Keşke evlilik kararı vermeden önce karı-koca olmaya hazır olup olmadığımızı, çocuk yapmadan önce anne-baba olmaya ve çocuk yetiştirmeye hazır olup olmadığımızı sorgulayabilsek, gerektiğinde vazgeçebilsek.

  Keşke arkamızda yıkılmış yuvalar, parçalanmış aileler, kırgınlıklar, anasız veya babasız sorunlu çocuklar bırakmadan aklımızı başımıza alabilsem değil mi?

Toplum olarak saygılı bir şekilde sevmeyi bilmediğimize inanıyorum. Öyle ki; sevmeyi, sahiplenmeyi başkasını yaşantısına, düşüncelerine ipotek koymak sanıyoruz.

  Kimi zaman çarşıya çıkıp bir giysi alıyoruz ve eve gelince "keşke diğerini alsaydım" diyerek kendi kendimizle kısmen çelişiyoruz ya, aynı çelişkiyi farklı bireyler olarak sevdiklerimizle ve sevenlerimizle yaşamamızın doğallığını bir türlü anlayamıyoruz. Ne garip değil mi? Bu garipliği anlayabildiğimizde doğal olarak çoğu sorunlar kendiliğinden çözülüyor zaten.

  Tüm bunları sağlamak öyle sanıldığı gibi zor değil aslında. Her şey bir yerlerden başlamaya bağlı. Kendimizi hak ettiğimiz kadar sevebilmek ve sevilmek istediğimiz kadar geliştirebilmek. Bizim tarafımızdan bile sevilmeyen, sevilemeyen yönlerimizi bulmak ve bunları gidermek için çaba harcamak. Gerisi kendiliğinden geliyor.

  Kendini gerçekten seven biri, ailesini de çevresini de, doğayı da, hayvanları da seviyor zamanla. Yüreğimiz bu sevgileri hak edip sindirmeye başlayınca yaşamın her alanında sevgililerimiz oluşuyor.

  Yüreği sevgililerin; kolaylıkla evlenip yuva kuracakları birer sevgili  insan olduğu gibi, birer sevgili yuvaları, birer sevgili işleri, istedikleri kadar sevgili çocukları, sağlıkla, huzurla, başarıyla istedikleri güzellikleri doya doya yaşayabilecekleri ortamları, sevenleri ve sevdikleri kendiliğinden oluşuveriyor.

  Yeter ki pazarlıklardan ırak, karşılıksız sevgi dolu, güven dolu, içtenlik dolu tertemiz sevgili yüreklerimiz olsun.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 




 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA