YÜZDE ALTMIŞBEŞ PARTİSİ
  Son Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaya göre; alınan önlemlerden, öne çıkanlar şöyle:
  Sokağa Çıkma Yasağı, hafta içerisi için 2 saat arttı. Hafta sonu yasağı, olduğu gibi kaldı.
  Okul Öncesi ile 8.  ve 12. sınıflarla, Yüz Yüze Eğitim yapılacak. Diğer sınıflar için Uzaktan Eğitim uygulanacak.
  Kamudaki çalışma saatleri esnetildi ve en geç; saat: 16.00'da bitecek şekilde uygulanacak.
  18 yaş altı olanlar ve aşılanmalarına karşın 65 yaş üstü olanlar, toplu taşıma araçlarından yararlanamayacak.
  Şehirler arası yolculuklar, zorunlu durumlar dışında, Sokağa Çıkma Yasağı varken yapılamayacak.
  Hamileler ve kronik hastalığı olanlar ile 10 yaş altı çocuğu bulunan kadın personel idari izinli sayılacak.
  Uygulamaya konulan "Kısmen Tam Kapanma" psikolojik sorunlar yaşayıp -tamamen- içimize kapanmaktan iyi olur inşallah.
  Kısmen Kapanma kararı alındığı gün(önceki gün) 59 bin 187 vaka, 273 ölüm vardı.
  Dün ise 62 797 vaka, 279 ölüm oldu.
  Vaka sayısının açıklandığı saatlerde, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk "425.430 öğretmene aşı tanımlandı" dedi. Ancak, 8. ve 12. sınıf öğrencilerine ders veren öğretmenler ile sürekli okulda bulunan yönetici ve memurlara, ne zaman aşı yapılacağını açıklamadı.
  Ben, Yüz Yüze Eğitim konusunda, çok ısrarcı olan bakanımızın, bu konuda açıklama yapmamasını anlayamadım.
  60 yaş üstü aşılanan öğretmen sayısının, aşı yapılan toplam öğretmen sayısına oranı ile ilgili bir açıklama yapılmamasını da yadırgadım
  Anlayamadığım ve yadırgadığım diğer bir şey de "Neredeyse, illerin tamamı kırmızı ile gösterilirken, İller arası seyahat kısıtlamasının, ne anlama geldiği.
  Koronavirüs vakalarının başladığı ilk günlerde, toplumun büyük bir kesiminin güvenini kazanan Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'yı anlayabilmek, olanaksız gibi.
  Öğretmen ve öğrencileri, aşılamadan Yüz Yüze Eğitime geçilmesine -net bir tavırla- karşı çık(a)mayan Sağlık Bakanımız "Vakaların artmasının sebebi, hepimiziz" demiş.
  Kendi payıma ben, o "Hepimiz" kümesinin elemanı değilim, olamam da.
  Bir yılı aşkın süredir, "Koronavirüse karşı alınacak doğru önlemleri" dile getirmekten göbeğim çatladı çünkü.
  Önerilerimin, birkaç gün veya hafta sonra yaşama geçmesi ve Koronavirüs ile ilgili öngörülerimin, tamamına yakınının gerçekleşmesi de cabası.
  En azından; öğretmen ve öğrencilerin tamamı aşılanmadan, başka ülkelere -az sayıda olsa bile- aşı gönderilirken ben, vakaların artmasının sebebi olamam arkadaş.
  Okullara gidip gelmek zorunda bırakılan milyonlarca öğretmen ve öğrenci ile kamu kurumları ve bankalarda -aşılanmadan- çalıştırılanlar da, vakaların artmasının sebebi olarak gösterilemez.
  Alınan onca önleme ve yapılan aşılara karşın -hala- Koronavirüse karşı savaşta, başarılı olamadık. O nedenle; bilim insanları, iktidar ve muhalefet el ele verip yeni bir savaş başlatmalıyız. Çünkü bu, hepimizin ortak sorunu.
  Ortak bir çalışma başlatılamazsa, zaman zaman dile getirdiğim "2023 yılında yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanlığına aday olacağım" diye yaptığım şakayı, gerçekleştirmek zorunda kalacağım.
  Hem de, milletvekillerinin, siyasi parti liderleri tarafından belirlendiği -ve onların liderlerinin tavrına göre oy kullandığı- bir parlamentoda bulunan 600 milletvekilinin çokluğuna isyan bayrağı açıp "Seçim barajı kaldırılsın. Milletvekili sayısı, 100'e düşürülsün. Türkiye 1 seçim bölgesi olsun ve her parti aldığı oy yüzdesi kadar milletvekilli ile temsil edilsin." diyerek yola çıkacağım.
  Tüm yurttaşlarımız ve özellikle -oy verebilecek parti bulamadığı için- sandığa gidip oy vermeyenlerin beklentilerine dönük bir programla; "Cumhurbaşkanı Olacağım Parti" adında bir parti parti kurmayı düşünüyorum. Bu kesimin oy oranı, her seçimde -en az- %15 oluyor çünkü.
  Kuracağım partinin kısaltılmış hali "COP" olacağı için "Bu COP; Haksızlığa, Hırsızlığa, Hayasızlığa ve Hainliğe karşı kullanılacak" ve "4H" sloganıyla seçime katılırsak, "dört dörtlük" oy alırız ve benim kurucu başkan olarak cumhurbaşkanlığım kesin olur.
  Ülkemizin en bilinçli, en sorumlu ve en özverili kitlesi olduğu halde; Koronavirüse karşı alınan önlemler nedeniyle "Sürekli mağdur edilen 65 yaş üstü olanlar, bir siyasi parti kursa -çocukları ve torunlarının da desteğiyle- ilk seçimde %65 oy alır" diyerek yola çıkıp Partimin adını, Yüzde Altmışbeş Partisi (YAP) de koyabilirim.
  Dağ gibi sorunlarımız varken Dostlar, Alışverişte Görsün(DAG) türü söylemlerle, birbirlerine laf yetiştirmekten ülke sorunlarına el atamayanlara bakınca %65 oy alarak, ülke ve toplum yararına uygun olan her şeyi, rahatlıkla yapabilirim.
  Yapacaklarımın ve yaptıklarımın, daha iyi anlaşılması için , seçim sloganım bile hazır.
  YAParsa YAP, YAPar.