Efendim Suriye de iç savaş var, Irak paramparça, Mısır’da gelecek kaygısı, Libya’da belirsizlik Türkiye’mi; devlet yok, kimi devleti yönetenler Anayasayı tanımıyor, Anayasa olmayınca devlette olmaz, yönetim zafiyeti var. Paralel bir devlet oluşumu yurdun her tarafını bir kanser gibi sarmalamış. Dünyanın egemen gücü olduğunu ve bu gücü kanıtlamak isteyen Amerika; gezegen üzerinde geri kalmış halkların yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmek amacıyla, üzerine askerlerini gönderip, milyonlarca masum halkı katledip soykırım yapıyor. Demokrasi getirmek için bunu yaptığını söylüyor. Eli kanlı kağıttan kaplan Amerikan emperyalizmi böylece ne kadar güçlü ve yenilmez olduğunu da kanıtlamak istiyor. Girdiği her savaşta da yeniliyor

                  Bu işgalleri ve soykırımları algı operasyonlarıyla destekleyerek halkları aldatan emperyalizm, bu ülke halkları arasına her türlü nifakı sokuyor. Dünya üzerindeki iki yüzün üzerindeki devletlerin hiç birisi tek ırktan oluşmamıştır. Her ülkede coğrafik koşulların gereği olarak halklar birlikte yaşamaktadır. Bu birliktelik binlerce yıl devam etmektedir. Ne yazık ki emperyalizm bu halkların aralarındaki kültür ve yaşam farlılıklarını indükleyerek bir birlerine karşı kışkırtıyor.

                  Farklı inançlara sahip olarak camileri, kiliseleri, havraları yan yana yaşayan insanlar arasında yüzlerce yıl sorun olmamıştır. Ancak emperyalizm halkların inançları arasındaki farklılıkları da kullanarak yurttaşlarımızı birbirlerine düşman etmesini başarabilmiştir. Bu durumu yurdumuz insanları da her alanda yaşamaktadır. Bu sayede iç cephede yer bulan emperyalizm kendi isteklerini yerine getirecek tarafı seçerken şu koşullara dikkat etmektedir. Kitap okumayan ve okuma yazması olmayan, Arap yaşam biçimini din sanan, aldatılmış, algı ile tarafgir duruma getirilmiş, dünyadan bihaber yaşayan serseri mayın gibi nerede ve kimin elinde patlayacağı belli olmayan güruhlar hedef kitle olarak seçilmektedir. Bu  kitle içerisinden birilerini bir devletin tepesine oturtup onu kendi amaçlarını gerçekleştirmek için sonuna kadar kullanmaktadır.

                  Batı Asya ve Doğu Ak deniz üzerinde bir yoğunlaşma görülmektedir. Onlarca yıldır sıcak savaş bu alanda devam etmektedir. Her devirde farklı bir anlam ifade eden bu bölgenin doğu ve batının kültür çakışması yanında ekonomik çakışmalarının da yaşandığı bir kanlı bölgedir. Enerji deposu konumundaki bu bölgede emperyalizm paylaşım savaşını daha uzun yıllar sürdürecek gibi görünmektedir. Doğu Ak Deniz’in altının petrol ve doğalgaz yatakları emperyalizmin ağzını sulandırmaktadır. O nedenle bu bölgede kolay yönetebileceği bir uydu devlete acil ihtiyacı vardır. Bu günlerde de yurdumuzun güneyinde açılmak istenen sözde Kürt koridoru ölümüne savunulmaktadır. Bunun yanında bölgede güçlü bir devlet Amerika’nın işine gelmeyecektir. Ulus devlet emperyalizmin baş belasıdır. Batı Asya ve Kuzey Afrika’ya model oluşturarak halkların uyanmasına ve emperyalizme karşı direnmesine neden olacak Laik Demokratik Çağdaş bir Türkiye yerine Osmanlı hayranı Arap kültürünü din sanan doğma düşüncenin esaretiyle kim olduğunu unutmuş Mankurtlaşmış bir gerici, yobaz zihniyetin egemen olduğu Türkiye yaratma çabası el birliği ile kurulmaya çalışılmaktadır.

                  Yurdumuzun ve yurttaşlarımızın ateş ve kanla çevrili bir yurtta yaşama laik değildir. Bu durumu yaratan kim olursa olsun yüce Türk milletine hesap verecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti bir mücevher gibi yeniden parlayarak insanlığa umut olmalıdır. İçinde düşürüldüğümüz tuzaklardan milletimiz kendi gücüyle çıkabilir. Bunu yapabilmek için emperyalizmin yarattığı sahte kahramanlara ihtiyacımız yoktur. Yüce Türk milletinin bir kahramanı vardır. Yakın tarihte Türk ulusunu yok olmaktan kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleri ve çizdiği yol bizim rehberimizdir. İçine düştüğümüz ateş çemberinden çıkmanın başka yolu yoktur. Kurtuluşu göklerden ve gaipten aramak tükenişin yok oluşun gittiği yoldur. Güç ve gelecek milletin iradesindedir. İçinde bulunduğumuz şu günde parti ve siyasi görüşlere yer yoktur. Yurdumuzu ve milletimizi ayrıştıracak hiçbir oluşumun içinde olamayız. Birlik ve beraberlik içerisinde Ordumuza ver milletimize güvenerek ona destek vererek kurtulacağımızı unutmayalım. Bir yurttaş olarak tarihi sorumluluğumuzu yerine getirelim.