Okunma : 1986
Tarih : 16.7.2017
E-Mail : bekirkamil@yahoo.com
Bekir Kamil ÇAĞLAYAN
İktidarın yolu yerel yönetimlerdir.
1994 yerel seçimlerinde 2. Olmasına rağmen en kritik belediyeler olan Ankara ve İstanbul’ u Refah Partisi kazandı. Hemen arkasından yapılan 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi 1. Parti olarak sandıktan çıktı. Ankara, İstanbul ve özellikle büyükşehirlerde ki yerel yönetimler bir sonraki dönemin genel seçimlerinin belirleyici unsuru olduğunu bu seçimle görmüş olduk.
1999 yılına gelindiği sırada, ülkede artan rüşvet ve yolsuzluklar gün yüzüne çıkmış, hükümet düşürülmüş yeniden seçim kararı alınmıştı. O ana kadar adı hiç yolsuzluğa bulaşmamış olan lider Bülent Ecevit’in DSP si azınlık partisi olmasına rağmen parlamentoda bulunan diğer partilerin de isteğiyle Bülent Ecevit’in başbakanlığında bir azınlık hükümetiyle ülkeyi seçime götürmesi istenmiştir. Dönemin şartlarında Ecevit’in yaptığı atılımlar 1999 genel seçiminde DSP yi iktidara taşısa da yerel seçimlerde Refah Partisinin devamı olarak bilinen Fazilet Partisi 1. Parti olarak kritik belediyeleri kazanmıştır. (1999 yılında yerel ve genel seçimler beraber yapılmıştır.)
2000 ve 2001 yıllarında Türkiye’de oluşan ekonomik kriz sebebiyle ülkede erken seçim kararı alınmıştı. Türkiye’nin en kritik seçimi 2002 yılında yapılan genel seçimlerdi. 1999 yılında meclise giren 5 parti vardı. Ancak halk 2002 yılında bu 5 partinin hiç birine meclise giriş izni vermedi. Büyükşehir belediyelerini elinde bulunduran Fazilet Partisi’nin devamı olarak gösterilen milli görüş hareketinin en önemli isimlerinden Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Mehmet Ali Şahin, Bülent Arınç gibi isimlerle kurulan Akepe 2002 yılında 1. Parti olarak iktidara geldi. Bu seçimlerde yerel yönetimlerin Ankara ve İstanbul gibi kritik belediyelerin ellerinde olmasının önemi göz ardı edilemez.
2004 yılına geldiğimiz zaman büyükşehirlerin neredeyse büyük bir çoğunluğunu Akepe kazandı. Hemen arkasından yapılan 2007 genel seçimlerinde yerel yönetimlerin çok ciddi bir çoğunluğunu elinde bulunduran Akepe için bu seçimi kazanmak çokta zor olmadı. 2007 yılında yapılan genel seçimlerde Akepe sandıktan yine 1. Parti olarak çıktı ve tek başına iktidarını devam ettirdi.
2009 yılına doğru Akepe nin üst üste yaptığı yanlışlar, hatalar, ekonomide ki sorunlar giderek artmaya başlamıştı. Böyle bir ortamda gidilen yerel seçimlerde Akepe ciddi bir oy kaybetmesine rağmen yine yerel yönetimleri kazanarak 1. Parti oldu. Belediyeleri elinde bulundurmanın avantajı ile gidilen 2011 genel seçimlerinde yine 1. Parti olarak sandıktan çıktı ve 3. Döneminde de tek başına iktidar oldu.
2014 yerel seçimlerine CHP çok iyi hazırlanmıştı. Kritik belediyelere nokta atışı yaparak seçimi kazanmayı hedefliyordu. 17-25 Aralık yolsuzluk, rüşvet ses tapeleri ortaya çıkmıştı. Akepe yerel yönetimlerin iktidar için çok önemli olduğunu biliyordu. Bu yüzden yerel yönetimleri kaybetmeye hiç niyetleri yoktu. Seçimi kazanmak için her yol mübahtı. Ne gerekiyorsa yapılacaktı ve yapıldı da zaten. Anketlerde Akepe oyları yerlerdeydi. Kritik belediyeler kaybediliyordu. Seçim akşamı 47 ilde elektrikler kesildi ve biranda Akepe yine sandıktan 1. Parti olarak çıktı. Hemen arkasından yapılan 2015 haziran seçimlerinde de yine 1. Parti oldu ama artık mecliste tek başına hükümet kuracak kadar güçlü değildi. İktidarı zorla gasp ederek ülkeyi Kasım 2015 te tekrar bir seçime götürdüler. Hem yerel yönetimlerin ellerinde olması hem de o dönem ülkede yaşanan sıkıntılardan dolayı yeniden tek başına iktidara geldi.
Önümüzde yerel seçimler var. İşte Türkiye’nin dönüm noktası bu yerel seçimler olacak. Ülkeyi Akepe faşizminden kurtarmak istiyorsak yerel yönetimlere çok iyi hazırlanacağız. Büyükşehirleri ve Belediyeleri kazanacağız. Şunu çok iyi bilmemiz lazım. İKTİDARIN YOLU YEREL YÖNETİMLERDİR.