Çanakkale-Ankara-İstanbul adalet yürüyüşü sonrasında gerçekleşti kurultay.

Yer seçimi ve zamanlama önemliydi.

Emperyalist işgal güçlerine karşı yoksun ve yoksul koşullarda direnilen o topraklarda şimdi adalet konuşulmalı dendi, konuşuldu da…

-8 panel…

-77 Çalıştay…

-694 konuşmacı…

Çoğu asfalt, bir kısmı stabilize, hatta toprak yollardan ulaşılan kurultay alanına iki kapıdan giriş yaptı katılımcılar.

Tarladan bozma otoparklar ve sonrasında tek parti parti bayrağı, flama bulunmayan alan.

Alanda, Mezitli, Yenişehir, Seyhan,Beşiktaş, Hatay, Sarıyer, Şişli, İzmir  ve Çanakkale’den çadırlar.

Yine, Mezitli, Seyhan, Beşiktaş, Defne ve Çanakkale’den ikramlar.

Susuzluk çekilmedi, çay boldu, yemek herkese yetti ve hatta dondurma ikramı bile yapıldı.

Dahası  el ve vücut temizliği için Defne Belediyesi sabun-şampuan dağıttı.

Paranın geçmediği kamptı.

Herkes aynı yemekten yedi, aynı su ve çaydan içti.

Kurultayın taşıyıcısı netti:İstanbul.

İl Başkanı Cemal Canpolat, referandum başarısına bir yenisini ekledi.

*

Mersin kurultaydaydı, demek abartı olur sanırım.

Mersinden gelenler vardı kurultay için.

Mezitli ve Yenişehir Belediyesi, kamp çadırları, ikramları ve diğer hizmetleri ile öne çıktı.

Bu iki belediyenin başkanları kendilerini gösterme yarışından uzak, daha çok verilen hizmetleri denetledi, ekiplerini çalıştırdı, programlara katıldı.

Mersin’in 4 vekilinden 3’ü oradaydı: Serdal Kuyucuoğlu, Hüseyin Çamak ve Aytuğ Atıcı.

Genel Başkanın seksen küsur danışmanından biri olan İstemihan Talay ilk gün var, sonraları göremedi.

Mülkiyenin unutulmaz isimleri geçimi, ekonomiyi konuşurken, Korkut Boratav hocam sular seller gibi akarken, izleyiciler tek sözcük kaçırmama adına nefeslerini tutmuşken, Talay anımsanmadı bile.

Mersinliler vardı.

Nevin Zaimoğlu, kadın etkinliklerinin yapıldığı alandan görevi geregi çok az diğer alanlara gidebildi.

Ancak, görev yerinde cevvaldi, hereketliydi.

İl Kadın Kolları Başkanı Pakize Güler oradaydı.

 Bir de görünmesem ayıp olur, yada boyumu posumu -cemalimi unutmasınlar  düşünüyle gelen bazı kadın ve erkek milletvekili aday adayları…

Semra Kabasakal ve Sabahat Aslan çevre kurultayının söz alanları, nükleeri ve mücadeleyi kampa kurultaya taşıyan isimlerdi.

Ve Mersinliler yoktu.

Çalıştay da; Genel Başkanlık savaşında her adımı çalışma olarak niteleyen D.Fikri Sağlar, CHP İl Başkanı, Tarsus, Yenişehir, Akdeniz, Toroslar, Mezitli vd. ilçelerin başkanları yoktu.

Çalıştay da; büyükler gelince ortada görünen cep-cüzdan-vicdan olarak tanımlanan aslan yoktu. Belli ki Çanakkale-Eceabat aslan için korunacak yurt değildi(!)

Çalıştay da; Büyükşehir Belediye ve ilçe meclis üyeleri, çogunluk kadın ve gençlik kollarının başkan ve yöneticileri yoktu.

Çalıştay da, anlı-şanlı il, ilçeler , milletvekili ve belediye başkan aday adayları yoktu.

Belli ki, onlar için adalet tastamamdı(!)

Ve gençler.

19 saat yolculukla 17 kişilik arabada 19 kişi gelen Mersinli gençler.

Gençler üzerinden siyaset yapan (Ki bunu daha sonra tartışma konusu yapacağım)ların herkese verilen yemeği kendi ikramı gibi sunduğu, aracı başkalarının parasıyla tutup rol çaldığı ince hareketleri de irdeleyeceğim.

Ve gençler.

Kendilerini ilgilendiren çalışmalara katıldılar, panelleri izlediler-dinlediler, tarihi alanda Tarsuslu-Mersinli şehitleri ziyaret ettiler, tarihe tanıklık ettiler, 19 saat uyumadan 19 saatlik yolu onurla tükettiler.

Çalıştay kararı olumlu, yaşama geçiriliş biçimi de .

4 günde giriş çıkış hesaplarına  göre 100 bin kişiyi geçti katılımcı.

Bazı çalıştayların son anda eklenmesi unutkanlığın giderilmesi yada ego tatminimiydi bilmem kafa karıştırdı.

Ancak, her çalıştay alanında yetkin isimlerin eleştiri ötesi önerileriyle doluydu.

Yerel yönetimler ve kültür merkezlerinin işlevi, sanat ve sanatçının desteklenmesi ve halkla buluşması konusunda genç sanatçıların-akademisyenlerin yaptığı öneriler var ki, Mersin’deki Belediye Başkanları tarafından alınıp, talimat kabul edilip uygulanması gerek.

Sadece sanat ve kültür merkezleri mi?

Elbette hayır.

*

Kurultayda her alanda adalet dillendirildi.

Salt mahkeme kapıları değildi dillendirilen.

Geçimden medyaya, inançtan çalışma yaşamına dek adalet.

Çalıştayda CHP sustu, adalet isteyenler konuştu.

Bir de konuşması gerekenler?

*

16 nisan referandumunun çıkardığı hayır cephesinin bileşenleri, yada tarafı olanlar belli.

O kamp alanında; milliyetçisi, muhafazakarı, liberali, demokratı, sosyal demokratı, sosyalisti, komünisti vardı.

O Kamp alanında; KHK’dan atılanları, atılan yakınları, köylüsü ,işçisi, akademisyeni, Yörük-Türkmeni vardı.

O Kamp alanında; inananı, inanmayanı , kadını yaşlısı, genci herkesim vardı.

Vardı ama Kürtler yoktu, yada azdı, yada az konuştular…

Kürtler adalet kurultayında bence yoktu

*

Mesajlar ve içeriği, sonuç bildirgesi ortada.

Görünen, korku yeniliyor.

İnsanlar konuşuyor, dillendiriyor, gidişatın yanlışlığına, sonuçlarına vurgusu yapıyor, çözümü adalet olarak ortaya koyuyor.

Çözümü sadece  eleştirisel bazda saptamıyor, yapılması gerekenleri adeta reçeteleştiriyor.

Tüm bunların olabilmesi ortal akıl, birlikte çalışma öneriyor.

*

Ankara-İstanbul yürüyüşü sonrasında 4 günlük bu çalışma, CHP’ye kendi içinde adalet dayatıyor.

Nasıl mı?

Bugünlerde başlayacak delege seçimleri, sonrasında yapılacak ilçe-il kongrelerinde adalet.

Öncelik, Delege seçiminde sandık, sandıkta adalet.

Bakalım göreceğiz…

*

Ve bir heykel yükselecek Çanakkale’de…

Adalet heykeli.

Heykel için “bir tuğla da sen koy “ çağrısına kamptaki herkes katıldı.

Genel Başkan bile kuyruğa girip bekledi, tuğlaya adını yazdırdı, yanlış yazılan soyadını değiştirtti ve tuğlayı istif alanına bıraktı.

Ya gelmeden sosyal medya üzerinden isimli tuğlalarını paylaşanlar?

Onlara değil de, o kuyrukta orada olmayanlara şirinlik-taşeronluk yapanlara aşk olsun…