8 Temmuz 2025 Salı

15:43   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: "GÜN; ORTAK AKıLLA, ORTAK VICDANLA, ORTAK MÜCADELEYLE BIR OLMA GÜNÜDÜR"   15:39   ŞEHIT CENAZESINDEYKEN IFADEYE ÇAĞRıLDıĞıNı ÖĞRENEN ÖZGÜR ÇELIK: “BU SÜREÇ İMAMOĞLU’NUN TUTUKLANMASıNDAN, ÖZGÜR ÖZEL’E AÇıLAN SORUŞTURMALARDAN BAĞıMSıZ DEĞIL”   15:37   CHP GRUP TOPLANTıSı... ÖZGÜR ÖZEL: "AZIZ İHSAN AKTAŞ 388 IHALENIN 300’ÜNÜ KAMUDAN VE AK PARTILI BELEDIYELERDEN ALDı. BUNLARıN BIR TANESI IÇERIDE DEĞIL"   14:32   MURAT EMIR: "BU MILLET, SARAY SAVCıSı AKıN GÜRLEK’IN SICILINI DE ERDOĞAN’ıN KORKULARıNı DA UNUTMAYACAK"   14:31   İSTANBUL CUMHURIYET BAŞSAVCıLıĞı: CHP İSTANBUL İL BAŞKANı ÖZGÜR ÇELIK’IN IFADE VERMESI IÇIN POLISE TALIMAT VERILDI   14:27   TOROSLAR BELEDIYESI’NDEN “SıFıR ATıK” EĞITIMI   14:22   MERSIN BÜYÜKŞEHIR’IN OTIZM AILE DANıŞMA MERKEZI, AILELERE DE REHBERLIK EDIYOR   10:39   MESKİ, AYDıNCıK İLÇESININ İÇME SUYU ALTYAPıSıNı YENILIYOR   10:34   EKREM İMAMOĞLU’NDAN GENÇLERE: “HAYALINIZDEKI TÜRKIYE’YI HEP BIRLIKTE INŞA EDECEĞIZ”   09:33    AKDENIZ’IN GURURU HATIP EMLEK, KICK BOKS’TA DÜNYA ŞAMPIYONASı’NA GIDIYOR   09:31   CHP’DEN ERKEN SEÇIM STRATEJISI: “ARA SEÇIM MASADA   09:30   BÜYÜKŞEHIR’IN PARK VE BAHÇELER EKIPLERI KENTI YAZA HAZıRLADı    16:04   ÖZGÜR ÖZEL’DEN "KARTALKAYA DAVASı" AÇıKLAMASı   16:03   ALI MAHIR BAŞARıR: "12 EVLADıMıZ NIYE ŞEHIT OLDU, IHMAL VAR Mı AÇıKLANMALı"   16:01   RTÜK’ÜN HALK TV’YE VERDIĞI 10 GÜNLÜK EKRAN KARARTMA CEZASıNı MAHKEME DURDURDU   15:59   MEZITLI’DE KAÇAK YAPıLAŞMAYLA MÜCADELE TAM GAZ SÜRÜYOR   15:58   ZEYDAN KARALARı’ıN GÖZALTı KARARıNA, AVUKATLARıNDAN ITIRAZ...    15:56   TARSUSLULAR, SAĞLıKLı YAŞAM DANıŞMA MERKEZI ILE DAHA MUTLU   11:39   KARADENIZ’DEKI 36 STK’DAN ZEYTINLIKLERIN MADENCILIĞE AÇıLMASıNA ILIŞKIN KANUN TEKLIFINE TEPKI: "GERI DÖNÜLEMEZ TAHRIBATLARA NEDEN OLACAK MADENCILIK FAALIYETLERININ ÖNÜ AÇıLACAK"   09:55   MERSIN BÜYÜKŞEHIR TATILCILERIN GÖZDESI TISAN’A ULAŞıMı KOLAYLAŞTıRDı  
 
     
 
 
image

Okunma : 742  Tarih : 28.01.2025  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

Din Üzerine Birkaç Söz

DİN ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ
  Son günlerde, din ve dini konular üzerinde o kadar çok şey söylenince ben de oturup birkaç yazı yazmaya karar verdim.
  Dinin, sözlük olarak anlamını “Allah’ın, toplumu; iyi ve doğru davranışlara yönlendirmek için, bir takım ilahi kuralları, peygamberler atayarak ve kitaplar indirerek yönlendirmesidir” diye özetlesem, sanırım hiç biriniz karşı çıkmaz.
  Her din, Allah’ın gönderdiği kitapta; emirleri, yasakları, yanlış ve doğru davranışları da kapsamlı bir şekilde anlatır.
  Bir bakıma din; insanların, bu dünyada ve ahirette mutlu olmak için, o dinin kurallarına uygun davranmalarını da sağlar.
  Bu yüzden, dinine gerçekten inanan biri; insanlara haksızlık yapmaz, kimsenin malına, mülküne ve ırzına yan gözle bakmaz. Kimsenin ekmeğiyle oynamaz. Kimseyi, Allah adına cezalandırmaya kalkmaz.
  Dindar insan; bu dünyada işlediği sevaplarla, öteki dünyadaki cennette yaşayabilmek için topluma yararlı olmak için çabalar.
  Bu dünyada yaptıklarının, cezasını veya ödülünü, daha çok öteki dünyada göreceğini bilir.
  Bu açıdan bakınca, bir insan hem dindar, hem laiklik ilkesine saygılı olabilir yani.
  Ben, insanları, dinlerine ve inançlarına göre değil davranışlarına göre değerlendirenlerdenim.
  Benim için; bir insan, topluma yararlı iyi bir birey olmak için çabalıyorsa dini, inancı, yaşam biçimi, mesleği, cinsiyeti, rengi, sosyal ve kültürel yapısı hiç önemli değildir.
  Ancak zaman zaman karşılaştığımız, dini perde olarak kullanıp saf insanları kandırmaya çalışan veya dini yanlış yorumlayanlara aynı hoşgörüyle yaklaşamıyorum ve saygı duyamıyorum.
  Adam, dini kullanarak okuyup üflüyor ve ağına düşürdüğü kızlara, kadınlara tecavüz ediyorsa neyine hoşgörüyle yaklaşacaksın.
  Adam koyu bir kadercilik anlayışıyla, miskin miskin gezip ukalalık yapıyorsa neyine saygı duyacaksın.
  Söz, buraya gelmişken bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim:
  Bundan yaklaşık 20 yıl önce, sürücü belgesi alabilmek için kursa yazılmıştım. Bulunduğum sınıfta, Mersin’deki camilerden birinde görev yapmakta olan, bir din adamı da vardı.
  Trafik öğretmenimiz, bir gün derste; “İnsanların, araç kullanırken dikkat etmedikleri için birçok kişinin ölümüne ve ya yaralanmasına, hatta sakat kalmasına neden olduklarını” söyleyince din adamı olan arkadaşımız söz alıp;
  -Yahu hocam, adamın kaderinde varsa ölür, yoksa ölmez, deyince ben dayanamadım ve
  -Hocam, o zaman ben, içkili araba kullanırken bir adama çarpıp ölümüne neden olsam “Keşke, içkili araç kullanıp bir insanın ölümüne neden olmasaydım” deyip üzülmem mi, yoksa “Adamın ölmesi, kaderinin gereğiydi. Hiç yoktan benim de başımı yaktı” diyerek serzenişte bulunmam mı gerek? diye sordum.
  Bu kez imam, anında;
  -Ramazan Hoca, o zaman siz, kadere inanmıyorsunuz, deyip noktayı koymak istese de ben pes etmek niyetinde değildim. Bu yüzden;
  -Bakın hocam, ben de her Müslüman gibi dinin gerektirdiği şekilde kadere inanıyorum, kaderciliğe değil. Bunu size de, bir örnekle anlatmak istiyorum.
  Pazardan, bir sandık domates aldığımızı düşünelim. Domatesleri, sandıktan çıkarmadan buzdolabına ya da evimizin bir yerine koyarsak, sandıkta bulunan olgun veya çeşitli nedenlerle zedelenmiş domateslerin çürütücü etkisiyle o sandıktaki sağlam domateslerin ömrü, bir kısmı telef olmak kaydıyla  en fazla bir hafta olur.
  Ancak, sandığı eve getirince, zedelenen domatesleri ayrı, olgun domatesleri ayrı, henüz olgunlaşmamış domatesleri ayrı yerlerde istiflersek ve kullanırken domateslerin konumuna göre öncelik tanırsak o domateslerin ömrü, son domatesi kullanıncaya kadar uzun olur.
  Ben, sizin gibi din adamı değilim ama Müslüman bir eğitimci olarak bana göre, birincisi kadercilik, ikincisi kadere inanmanın gereğini yerine getirmektir.
   Çünkü Allah, bizim kaderimizi çizerken akıl da vermiş ve yaşarken o aklı kullanmamıza göre yargılayarak, öldüğümüzde cennete veya cehenneme gitmemize karar vereceğini de belirtmiştir”   karşılığını verdiğimde, imam arkadaşımız, artık ne anlam yüklediyse yalnızca gülümsemekle yetindi.
  Bizim dinimiz son din olup kendinden önceki dinlere inanları da anlayışla karşılamamızı emreden, tam anlamıyla bir hoşgörü dinidir.
  Aynı zamanda, bizim dinimiz, okumayı ve temiz olmayı da emreder.
  Bunları düşününce, her şeyden önce toplum olarak; okumaya ve temizliğe ne kadar önem verdiğimizi de göz önünde bulundurup “%99’u Müslüman bir ülkeden yaşıyoruz” söylemini yeniden sorgulamamız gerekmez mi?
  Ne dersiniz?(26.01.2014)

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 



  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA