Okunma : 59
Tarih : 11.11.2025
E-Mail : mehmed.ok33@gmail.com
Mehmet OK
Cumhuriyetle Hesaplaşmanın Yeni Yüzü
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde 10 Kasımın tatil kapsamına alınmasının ne anlama geldiğini, anlamış değilim? 10 Kasım’ı Tatil Kapsamına Almak: Cumhuriyetle Hesaplaşmanın Yeni Yüzü müdür?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümü olan 10 Kasım, her yıl milyonlarca insan tarafından saygı ve özlemle anılır. Atatürk, sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme ve çağdaşlaşma sürecinin en büyük mimarıdır. Onun hayatı, düşünceleri ve devrimleri, Cumhuriyet’in temel taşlarını oluşturur.
Ancak son yıllarda, 10 Kasım’ın kamu hayatındaki yeri, anlamı ve önemi tartışma konusu haline gelmiştir. Özellikle bu günün resmi tatil kapsamına alınması, Cumhuriyet’le ve Atatürk’ün mirasıyla olan bağlarımızın sorgulanmasına yol açan bir gelişme olarak algılanmaktadır. Çünkü bu adım, sadece bir tatilin resmi olarak ilan edilmesinden öte, Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmanın sembolik bir göstergesi olarak okunmaktadır.
Cumhuriyetin Temel Değerleri ve 10 Kasım’ın Önemi Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi üzerine kurdu. Cumhuriyet, halkın iradesinin en üst düzeyde temsil edildiği, laiklik ve çağdaşlık esaslarına dayanan bir yönetim biçimidir. Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım, sadece bir anma günü değil; aynı zamanda bu değerlerin hatırlanması, benimsenmesi ve gelecek nesillere aktarılması için kritik bir gündür.
10 Kasım, Cumhuriyet’in kazanımlarının, laikliğin, bilim ve aklın yol göstericiliğinin toplumun ortak hafızasında yaşatılmasının bir sembolüdür. Bu yüzden, devletin resmi olarak bu günü anlamlı kılması, genç kuşaklara Atatürk ve Cumhuriyet’in önemini hatırlatması bakımından çok değerlidir.
“10 Kasım’ı tatil kapsamına almak, sadece bir resmi düzenleme değil; Cumhuriyet’le ve onun eşsiz kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’le yapılan derin bir hesaplaşmanın günümüzdeki tezahürüdür. Bu adım, Cumhuriyet’in temel değerlerine olan saygının azalmasının ve çağdaş Türkiye’nin kazanımlarında geri dönüşün açık bir göstergesidir.”
Bugün… Bir ulusun ufkunu açan isim silinmez. Atatürk’ün ilkeleri ve mirası; eğitimde, hukukta, fikirde, kadın-erkek eşitliğinde yol göstericimizdir. Onu unutturmaya çalışanlara karşı en büyük cevap, bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmaktır.
“Bugün, yarın, daima: Bu milletin ufkunu aydınlatan Atatürk’ü unutturmaya çalışanlar şunu iyi bilsin — O’nun adı da, mirası da kalplerimizde mühürlüdür. Eğitimde, hukukta, düşüncede ve kadın-erkek eşitliğinde kurduğu temelleri sarsmaya kalkan herkes, milletin vicdanına çarpar. Atatürk’ü silemezsiniz. Ne tarih sizi affeder, ne bu halk.”