Tüm Türkiye’de 81 ilde Cumhuriyet Halk Partisi’nde Gençlik, Kadın ve ana kademe kadrolarında bir kongre süreci yaşanıyor. Tüm her yerde yaşanan sorunlar hemen hemen aynı.

     Öncelikle CHP kongrelerinin iyi tarafından bahsetmek istiyorum. Türkiye’de CHP dışındaki diğer hatırı sayılır hiçbir partide kongre süreçleri CHP’ deki gibi yaşanmaz. Genellikle sağ partilerden oluşan diğer kanatta yönetimlere ve özellikle il ve ilçe başkanlıklarına genellikle genel merkezin işaret ettiği kişi seçilir. Aslolan biatetmektir. Partinin genel başkanına itaat etmektir.

Günümüze baktığımızda parlamentoda dört partinin olduğunu görüyoruz. AKP ve MHP’de CHP deki gibi kongre süreçleri yaşanmaz. Meral Akşener olayı bunun çok tipik bir örneğidir.

         AKP’ de ise genel başkan tarafından kim işaret edilmiş ise o seçilir. Aksi mümkün olmaz. Kaldı ki; bu durum halk tarafından seçilmiş AKP’li milletvekilleri, başbakan, bakan, belediye başkanları içinde aynıdır. Genel başkan gözden çıkardığı kişiye istifa edeceksin dediğinde ardından istifa gelir. İstifa gelmezse tehdit gelir.

       Asıl değinmek istediğimiz konu Cumhuriyet Halk Partisindeki kongre süreci. Cumhuriyet Halk Partisi için çok kullanılan bir tabir vardır. Kongreler partisi. Evet gerçekten Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’nde, geçmişte DSP ve SHP’de kongreler hep çok önemli olmuştur.

      Kongrelerde parti organlarına aday olan üyeler arasında gerçekten çok kuvvetli bir rekabet yaşanır. Kongreler parti içi eleştirilerin yoğun olarak yapıldığı alanlardır. Eleştirinin dillendirildiği yerlerdir. CHP de biat kültürü yoktur. Tüm bunlara rağmen parti içi seçimlerin tamamıyla demokratik bir şekilde yapıldığını söyleyemeyiz. Her şeyden önce seçimler delegelerle yapılır. Delegelerin seçimi ise çok demokratik yöntemlerle yapılmaz. Bilahare delegeler parti organlarında yer alacak yönetici, başkan, kurultay delegesi vs. seçerler. Hal böyle olunca üyelerin gerçek iradesiyle seçimler yapılmış olmaz. Bu anlamda öncelikle delege sisteminin kaldırılması gereklidir. Seçimlerin direk olarak üyelerle yapılması en doğrusudur. Üyelerin de üyeliklerinin sağlıklı olması çok önemlidir. Üyelerin CHP’nin ideolojisi bilen aktif üyeler olması gerekir. Tüm bunlara rağmen ülkemizde CHP kısmen de olsa parti içi demokrasiyi işletmektedir.

 Bu arada İstanbul gibi Türkiye’nin en kalabalık nüfusunu barındıran bir şehirde bir kadının il başkanlığını kazanması CHP için, Türkiye için bir onurdur, gururdur.

      Arzumuz en kısa zamanda delege sisteminin kaldırılarak sağlıklı, aktif, bilinçli, bir üye yapısıyla CHP kadrolarının belirlenmesidir.