7 Haziran 2024 Cuma

10:28   YKS MARATONU YARıN TYT SıNAVıYLA BAŞLıYOR... SAAT 10`DAN SONRA SıNAV BINALARıNA GIRIŞ YAPıLAMAYACAK   23:20   ÖZGÜR ÖZEL`DEN IKTIDARA HUBUBAT FIYATı TEPKISI: "BU, ÜRETICININ ÖLÜM FERMANıDıR"   17:02   TÜRK ECZACıLARı BIRLIĞI VE 56 BÖLGE ECZACı ODASı BIR ARAYA GELDI...   15:53   LGBTİ+ AILELERINDEN CUMHURBAŞKANı ERDOĞAN`A AÇıK MEKTUP   14:53   ALI MAHIR BAŞARıR`DAN İKTIDARA ÇAĞRı   14:18   MERSIN BÜYÜKŞEHIR, DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ`NDE HEM ÇOCUKLARA HEM DE YAŞ ALMıŞLARA ÖZEL ETKINLIK DÜZENLEDI   14:12   DEM PARTI`LILER, TBMM`DEN İÇIŞLERI BAKANLıĞı`NA YÜRÜDÜ   12:12   DEM PARTI`DEN ERKEN SEÇIM ÇAĞRıSı...    11:47   MEZITLI BELEDIYESI`NDEN DERE TEMIZLIĞI   11:12   ÖSYM`DEN YKS ADAYLARıNA UYARıLAR...   10:19   MERSIN`DE “ÇOCUK FUTBOL ŞENLIĞI” BAŞLADı   10:01   TCDD TAŞıMACıLıK A.Ş, AFGANISTAN`A INSANI YARDıM MALZEMELERININ NAKLIYESINI YAPACAK   09:24   MALATYA`DA 6 ŞUBAT DEPREMLERINDE YıKıLAN KıRÇUVAL OTELI DAVASı YARıN BAŞLıYOR... MILLI SPORCUNUN ANNESI ZELIHA AĞıRBAŞ: "AILELER OLARAK BIR AN ÖNCE ADALETIN SAĞLANMASıNı ISTIYORUZ"   09:24   YERLIKAYA`DAN FETÖ OPERASYONU AÇıKLAMASı: "17 ILDE DÜZENLENEN `KıSKAÇ-19` OPERASYONLARıNDA 72 ŞÜPHELI YAKALANDı"   01:49   DıŞIŞLERI TEŞKILATıNı GÜÇLENDIRME VAKFı KURULUŞUNU ÖNGÖREN KANUN RESMI GAZETE`DE YAYıMLANDı   01:10   BASıN KARTı YÖNETMELIĞINDE DEĞIŞIKLIK YAPıLMASıNA DAIR YÖNETMELIK RESMI GAZETE`DE YAYıMLANDı   01:05   TBMM GENEL KURULU... HULUSI AKAR: EMEKLI ASTSUBAY, KıDEMLI BAŞÇAVUŞLAR, BINBAŞıLARıN ÖZLÜK HAKLARıNıN IYILEŞTIRILMESI MÜMKÜN OLAMADı   23:09   HÜSEYIN BAŞ`TAN AKP`YE KAYYUM TEPKISI: "DÜNYA KAMUOYUNDA TÜRKIYE`YE HUKUKSUZ BIR DEVLET GÖZÜYLE BAKıLıYOR"   22:12   CUMHURBAŞKANı ERDOĞAN: YARGıNıN HAKKARI KARARı KIMSEYI RAHATSıZ ETMESIN   21:30   TÜRKAN ELÇI: TAHIR ELÇI CINAYETI BU ÜLKEDEKI FAILI MEÇHUL CINAYETLERIN VESIKASıDıR  
 
     
 
 
image

Okunma : 1959  Tarih : 14.05.2022  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

Somalı’da Moral Yok, Somali’de Yiyecek

  SOMALI’DA MORAL YOK, SOMALİ’DE YİYECEK 
  Aşağıdaki yazıyı, 13 Mayıs 21014’te, Soma Faciası yaşandıktan birkaç saat sonra yazmıştım. 8 Yılda, kaç adım yol aldığımıza ışık tutması için tekrar yayınlama gereği duydum.
  Okumakta olduğunuz yazı, ben yazdıktan 2 gün sonra yayınlanacak.
  Bu nedenle iki günde ne gibi gelişmeler olabileceğini bilemiyorum.
  Elbette bildiğim şeyler de var.  
  Gene nutuklar atılacak, gene birileri suçlanacak, gene bu katliam gibi iş kazası nedeniyle suçlu olanlar ortaya çıkarılamayacak, gene ölen öldüğüyle kalacak, gene ölenlerin yakın akrabaları aynı koşullarda çalışmaya razı olarak yeni bir kazada can vermeye aday olarak çalışacak.
  Belki bu kez, yetkili biri çıkıp “Çok güzel öldüler” demeyecek ama her zaman olduğu gibi bu ölümlere uygun çok güzel kılıflar üretilecek.
  Bir eğitimci olarak maden ocakları konusunda çok ayrıntılı bilgim yok.
  Ancak ülkemizde pek çok alanda olduğu gibi maden ocaklarında da taşeron sistemi uygulandığı için yasalara uygun olmayan koşullarda onlarca işçinin çalıştığını biliyorum. Son 73 yılda, 3000 civarında madencinin buna benzer patlamalarda yaşamını yitirdiğini de.
  Az önce bir televizyon kanalındaki canlı yayında, bir milletvekili, “Bu işçilerin yaklaşık 1200 lira gibi bir ücrete çalıştıklarını” söyledi.
  Ardından canlı yayına bağlanan bir sendikacı, “Orada asgari ücretin altında kaçak olarak çalışan pek çok kişinin yanında, asgari ücretle çalışanların da olduğunu ve en çok ücret alanların, günlük 70 lira gibi bir ücret karşılığında çalışanlar olduğunu” söyledi. 
  Alınan ücretin ortalama hesabını siz yapın artık.
  Ben her zaman, birkaç torba kömüre, birkaç paket makarnaya, birkaç kilogram yağa ve benzerlerine muhtaç durumda olan vatandaşlara saygılı olmakla birlikte onları bu durumlarından kurtarmak için hem iktidarda hem de muhalefette olanların çözüm üretmemelerine isyan edenlerden oldum.
  Keşke bu patlamada yaşamını yitiren insanlar da evlerinde otursaydı. Keşke bu insanların da ya kömürleri, makarnaları ayaklarına gelseydi  ya da bu insanların çağın koşullarına uygun olarak çalışmalarının alt yapısı oluşturulsaydı.

  Elimde olmadan “Kimilerinin, iş olanağı sağlanmadığı için evinde oturup ücretsiz kömür beklerken kimilerinin neredeyse asgari ücret karşılığında çalışarak kömür çıkarmaya çalışırken gerekli önlemler alınmadığı için can verdiği bir ülkede yaşamanın çelişkisi, onlarca cana mal oldu” diye düşündüm ve içim yandı.
  Bir televizyon kanalında, “Benzer maden ocakları, Dünya’nın pek çok ülkesinde olduğu halde en kötü koşulların bizim ülkemizde olduğunu, bu tür patlamalarda en çok can kaybının Çin’de ve ülkemizde yaşandığını, diğer ülkelerin çok önemli önlemler alarak can kayıplarını en aza indirgediğini” duyunca içimdeki yangına, sanki benzin döküldü.
  Gençlik yıllarımızda, Cem Karaca’nın “Maden Ocağının Dibinde” diye bir şarkısı vardı. 
  Aklımda kaldığı kadarıyla şarkının sözleri, “Maden ocağının dibinde; hava yok, ışık yok, besin yok, karın yok, oğlun yok, bir sen varsın, bir de ben… Ayırdılar seni dünyadan, aldılar elinden ışığını, havanı, besinini, sevdiğin kadını, taptığın oğlunu aldılar elinden” gibi bir şeylerdi.
  Aradan 40 yıldan fazla zaman geçtiği halde hala maden ocağının dibinde çalışanların koşullarının aynı olması ne kadar acı değil mi? 
  Bu geçen 40 yılda, onlarca başbakan ve yüzlerce milletvekili gelip geçtiğini halde ”Bu konuyla ilgili yasal düzenlemelerin hala neden yapılamadığını veya yapılan yasal düzenlemelere uyulup uyulmadığının neden denetlenmediğini” sormadan edemiyor insan.
  Keşke zabıtaların seyyar satıcılar üzerinde oluşturduğu “göz açtırmama” denetimin bir benzeri bu tür iş yerlerinde uygulansaydı. 
  Sonra birkaç hafta öncesine kadar yaşanan seçim sürecinde alanlarda kullanılan söylemler, aklıma gelince sorumu geriye alıyorum.
  Bu patlamaların ve bu can kayıplarının nedeni ya “Paralel Yapı” ya da “Yatak odalarında bulunan  para sayma makineleri ve paralardır çünkü.
  Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi’nin, yaklaşık iki hafta önce “Soma'daki Maden Ocakları ile ilgili, Meclis Araştırma Önergesi” verdiğini ancak bu önergenin meclis tarafından reddedildiğini söylemezsem haksızlık yapmış olurum.
  Az önce bir televizyon kanalından yeni bir bilgi edindim.
  Söz buraya kadar gelmişken bu ilginç bilgiyi da yazmadan edemeyeceğim.
  Birkaç gün önce, Soma’da patlama olan maden ocağı, yetkilerce denetlenmiş ve “Her şeyin normal olduğu” sonucuna varılmış.
  Birkaç günde oluşan, nedeni bilinemeyen anormal sonuçlar nedeniyle patlamalar oluşuyorsa yetkililerin suçu ne olabilir ki?
  Günlerce Toma’dan söz ettik. Şimdi Soma’dan söz ediyoruz. Tomadan sonra Soma.
  “Soma” deyince insanın aklına ”Somali” de geliyor, “Somali’de açlıktan ölen insanlar” da.
  Bu çağda, gerekli önlemler alınamadığı için “Soma’da da, Somali’de de ölenlerin insan olduğu” aklıma gelince gözlerim doluyor ve yazmayı sürdüremeyecek duruma düşüyorum.

  Ülkemin vicdanlı her insanı gibi benim de içim acıyor, moralim bozuluyor ve birden yazımın başlığı aklıma geliyor: “Somalı’da moral yok, Somali’de yiyecek”
  
  




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 




 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA