KURULACAK DEVLETLERARASINDA YER ALMAK 04.01.2025
Birinci dünya savaşından sonra ikinci dünya savaşı ardından soğuk savaşlar biçim değiştirerek günümüze kadar geldi. Savaşın yönü tarihsel süreç içerisinde bazen sanayileşme, bazen ekonomik, bazen askeri ve teknolojik yenilikler alanında çekişmelerle devam etti. Nükleer bombanın icat edilip te kullanılmasının ardından devletlerarasındaki güç dengeleri altüst oldu. Ateşli silahların kullanılması zamanında da dengeler altüst olmuştu. Osmanlı imparatorluğu kendisini çağa göre yenilememesi, halkın gelişmekte olan dünyanın gerisinde kalması, dini engellemelerin, yasakların, günahların sayesinde milletin ortaçağı yaşaması etkilerini günümüzde hala devam etmektedir.
Bir satranç tahtası üzerinde oynanan oyun gibi yapılan hamleler ve bu hamlelerin on yıl, elli yıl, yüz yıl sonrasını hesap ederek oynanması gibi. Bu satranç oyununu en sağlıklı bir şekilde gören, gözlemleyen ve ona göre hamle yapan tarihin gelişine göre söz söyleyen tek dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildi. “Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır.” Atatürk burada eğitimin akıl ve bilimin ışığında bilgiyi üretime dönüştürerek kalkınmayı, uygarlaşmayı ve çağdaşlaşmayı sağlamayı hedeflemiştir. “En büyük savaş cehaletle yalpan savaştır.” Derken de bu günümüze ışık tutmuştur. ”Yurtta Sulh, Cihanda Sulh “ derken komşularımızın topraklarına göz koymamayı barışı ve önemini, iyi geçinmeyi öğütlemiştir.
Artık günümüzde milletler bir birlerinin toprağını işgal etmeden barış ve huzur içerisinde yaşamak istiyor. Devleti kuran hakim sınıf devleti kuran milletin de adını alır. İngiltere gibi, Almanya gibi, Çin Halk Cumhuriyeti gibi. Her devletin içerisinde etnik kimi insan kümeleride yaşarlar. O etnik kimlikler hakim sınıfın yasalarına uymak zorundadır. Aksi durumda karğaşa yaşanır. Ancak günümüzde Emperyalist ülkeler her zaman olduğu gibi geri kalmış toplum davranışları olan tarikatlar aracılığı ile hem etnik anlamda hem de inanç anlamnında ayrııştırarak kolay yönetmek istiyor. Elbette bu eylemini kullandığı taşeron partiler ve iktidarlarlar aracılığı ile yapıyor. Günümüzde ortaçağ kalıntıları tarikatlar emperyalizmin isteği doğrultusunda devlet yıkıp devlet kurma cürretini de gösterebiliyor. Suriyede olduğu gibi, aslında devleti yıkan da devleti kuran da arka pllandaki güç.
Bunların dışında yine emperyalizmin emrinde ve onun para ve silah desteği ile varlığını devam ettiren terör örgütleri de aldıkları emirleri yerine getirme çabası içerisindedir. Ulusal kurtuluş savaşı vermiş Türk Milleti bu savaşı yaparken ne bir etnik yapıdan nede herhangi bir tarikattan destek almamıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında yurdumuzu işgal eden düşman askerlerini onların bayraklarıyla karşılayanlar bu gün demokratik Türkiyeden bahsetmektedirler. Tarihte büyük imparatorlular kurmuş yaklaşık olarak dünyada altıyüz milyona varan Türk milletinin devlet kurarken kimsenin yardımına va desteğine muhttaç olmadığını tarihte defalarca gördük. Bu gün bu ülkenin kuruluşunda, kurtuluşunda bizim de emeğimiz var biz de yönetime ortak olacağız diyenlere Mustafa Kemal Atatürk seçme, seçilme ve en yüce değer olan yurttaşlık hakkını vermiştir. Bu sayede kimsenin inanç ve etnik kimliğine bakılmadan devletin en alt kademesinden en üst kademesine kadar seçilmesinde ve görev almasında bir engel kalmamıştır.
Devam eden sıcak yada soğuk savaş süresince parçalanan devletler olacaktır. Ancak yeniden kurulacak devletler arasında yeni bir TÜRK devleti tarihdeki yerini alacaktır. Dünyada bir tek Türk kalsa bile bağımsız devlet kurup yönetmesini bilmiştir. Bunu dünya insanlığına onaltı kez kanıtlamıştır. Kızılca günlerde yakılan çoban ateşleri etrafında sinsin oynayan Türkler orada alacakları kararlarla özgürlüklerini ve bağısızlıklarını kazanacaklardır. Emperyalizmin arka plandaki tertipleriyle parçalanmak istenen yurdumuzda herşeyi gören milletimiz görevini yerine getirecek yeni kurulacak devletler arasında yerini alacaktır.
Salim DOĞAN
Şafak Sökerken