4 Temmuz 2024 Perşembe

16:14   TOROSLAR BELEDIYESININ YOL YAPıM VE ÇEVRE DÜZENLEME ÇALıŞMALARı DEVAM EDIYOR   16:10   AÇıK RADYO`NUN YAYıN HAYATıNA SON VERILDI…   15:48   DİSK`TEN TÜİK ÖNÜNDE AÇıKLAMA...   15:37   ŞANGAY İŞBIRLIĞI ÖRGÜTÜ ZIRVESI.... PUTIN, ERDOĞAN`ıN TÜRKIYE`YE DAVETINE OLUMLU YANıT VERDI   15:31   CHP’LI DINÇER: “BALıK ÇIFTLIKLERI HEM DOĞAYA HEM TURIZME ZARAR VERECEK”   15:30   AKDENIZ’IN PARKLARı YENILENIYOR   14:51   BIRLEŞIK KAMU-İŞ KONFEDERASYONU AÇıKLANAN TÜİK VERILERINE TEPKI GÖSTERDI   14:47   KEMAL KıLıÇDAROĞLU VE AYŞE ATEŞ, SINAN ATEŞ DAVASıYLA İLGILI BIRLIKTE AÇıKLAMA YAPTı   14:01   MERSIN YENIŞEHIR BELEDIYESI, MADıMAK`TA KATLEDILEN AYDıNLAR ANıSıNA ANıT PARK YAPACAK   13:41   TARSUS’DA “KÖYDE HAYAT VAR” ETKINLIĞI BAŞLıYOR   13:37   TALAT DINÇER’DEN MERSIN’DE YıKıLAN OKULLAR HAKKıNDA SORU ÖNERGESI   13:06   SINAN ATEŞ CINAYETI DAVASı... DEVA PARTISI GENEL BAŞKANı BABACAN SINCAN CEZAEVI ÖNÜNDE AÇıKLAMA YAPTı   12:37   MILYONLARCA EMEKLININ ELI YINE BOŞ KALDı   12:19   ÖZGÜR ÖZEL’DEN ERKEN SEÇIM MESAJı   11:24   SINAN ATEŞ CINAYETI DAVASı… AZMETTIRICI DOĞUKAN ÇEP`IN AVUKATı SINAN ATEŞ HAKKıNDA İDDIALARDA BULUNDU   11:15   NETANYAHU, İSRAILLI GENERALLERIN ATEŞKES İSTEDIĞI İDDIALARıNA YANıT VERDI   10:58   SINAN ATEŞ CINAYETI DAVASı… TETIKÇI ERAY ÖZYAĞCı`NıN AVUKATı: “ERAY ÖZYAĞCı DEĞIL, SELMAN BOZKURT MAKTULE DOĞRU ATEŞ ETMEKTEDIR”   10:43   SILIFKE ZAFER ÇOŞKUSUNU HEP BIRLIKTE YAŞADı   10:35   KAHRAMANMARAŞ’DA ADALET NÖBETI    10:13   6 AYLıK ENFLASYON FARKıNA GÖRE YAPıLACAK ZAM ORANı BELLI OLDU  
 
     
 
 
image

Okunma : 179  Tarih : 1.07.2024  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

İnsan Yakanları Unutmayalım, Unutturmayalım

  İNSAN YAKANLARI UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM
  
Aşağıdaki yazıyı; Madımak Otelinde, diri diri yakılanları anmak için yapılmak istenen etkinliklere izin vermemek için –neredeyse- her türlü engelin çıkarıldığı günden 5 gün sonra -07.07.2011’de- yazmıştım.
  Benzer olayların, yarın da yaşanmaması dileğiyle, bir kez daha yayınlama gereği duydum.
  2 Temmuz 1993 günü Sivas-Madımak Oteli'nde yapılan  katliamın üzerinden 18 yıl, olaylı anma yıl dönümünün üzerinden 5 gün geçmesine karşın bu konudaki yazımı özellikle bugün yazıyorum.
  SİVAS'TA NARA YAKILAN" canların acısı yüreğimizde o günkü kadar sıcak ve anılarına olan saygımız, her gün biraz daha büyüyerek sürüyor.
  UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ.
  Katliamın yıl dönümündeki anma etkinliklerine izin verilmemesi nedeniyle, herhangi bir kurum veya yetkiliden konu ile ilgili bir açıklama yapılmasını 5 gün boyunca bekledim.
  "Sizin babanız yakıldı mı?" diye soran, babası yakılmış bir evladın feryadına kulak verecek ve yanlıştan dönülmesini sağlayacak yetkili bir insan, bir baba aradım. Anma etkinlikleri üzerindeki yasaklamayı kaldıracak makamlarda bulunanların çocuklarının, eşlerinin, çevrelerindeki insanlardan hiç değilse bir kaçının tepki koymasını bekledim.
  Ortadoğu ülkelerinde peş peşe gelen halk hareketleri nedeniyle o ülkelerin yöneticilerine her fırsatta akıl veren yöneticilerimizin bu konuda en kısa zamanda doyurucu ve özür dolu  bir açıklama yapmasını boşuna beklemişim.
  Meğer söylemekle yapmak farklı şeylermiş. Meğer yakmak serbest anmak yasakmış.
  Eminim ki; anma etkinliklerini önlemek için gösterilen önlemlerin onda biri yakma girişiminden önce gösterilseydi öylesine utanç verici bir olay yaşanmazdı.
  Orada yakılan insanlar, anma etkinliklerine izin verilmemesiyle ve kendilerini yakan insanlarla aynı yerde adlarının bulunmasıyla her gün yanmaktadırlar her halde.
  Madımak Oteli'nde yaşanan olaylar tam anlamıyla vahşettir, insanlık dışıdır, ahlak dışıdır, mantık dışıdır. Aklı başında olan veya aklının başında olduğuna inanan herkes tarafından da kınanmalıdır. Olay ne kadar korkunçsa olayı kınamamak, kınamak isteyenlere izin vermemek, engellemeye çalışmak da o kadar korkunçtur çünkü.
  Din tüccarları tarafından tertiplenen bu olayın toplumsal tepkiyle de demokratik hakla da uzaktan yakından ilgisi yoktur. Dini kötü emellerine alet etmeye çalışan birkaç simsarın öncülüğünde yapılan bir olay da değildir. Organize bir takım kişiler tarafından tertiplenen bu olayın; haksızlığa başkaldırmanın sembolü olan Pir Sultan Abdal'ın, gönül gözüyle gerçekleri görebilmenin en büyük örneklerinden olan Aşık Veysel'in ve onlarca aydının ilinde yapılması daha da ilginçtir.
  Neymiş halk dini ve toplumsal değerlerine sahip çıkmış.
  Hadi canım sen de. İnsan olan insan yakar mı?
  Çocukluk yıllarımda, yakın köyümüzde bir adam tarla anlaşmazlığı üzerinden öldürülünce babam bizlere, "İnsana canı verenin de o canı alanın da Allah olduğunu, insan öldürmenin Allah'a karşı gelmenin bir türü olduğunu" anlayabileceğimiz bir dille anlatmıştı. Her katliamdan sonra o sözleri anımsarım. Yaşama hakkına saygıyı öğretmenin ailede başladığını da.
  "Bir Delinin Hatıra Defteri" adlı oyunda; bir adam çöplerden topladığı ekmek artıklarını yerken başka bir adam gelip payına ortak olmaya kalkınca onun kafasını ısırmaya kalkıyor ve bunu gözlemleyen deli kendi kendine "Adam adamı yer mi demeyin, aç kalınca yer" diyor.
  Belki adam adamı aç kalınca yer ama insan olan insan yakmaz. İnsan olduğuna inanan bir takım insan kılıklı zavallının orman yaktığını ve can yaktığını biliyoruz ancak insan yakanını ilk kez Madımak Oteli'nde gördük.
  Utanıyorum. İnsan yakanlarla aynı fizyolojik özelliklerde olduğum için utanıyorum. İnsan yakanlarla yakılan insanların adlarının aynı statüde gösterilmesinden utanıyorum. İnsan yakmanın serbest yanan insanları anmanın yasak olduğu izlenimini veren uygulamalardan utanıyorum.
  Bir insan, bir eğitimci, bir baba, bir vatandaş olarak, Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarının kurduğu bir ülkede, Pir Sultan Abdal'ın ve Aşık Veysel'in yetiştiği şehirde 21. yüzyılda insan yakılmasından utanıyorum.
  En çok da bize bu vahşeti yaşatan insanlık dışı, insan kılıklı zavallı yaratıklarla aynı ülkede, aynı dünyada yaşamaktan utanıyorum.
  2 Temmuz 1993  yazdığım bir şiirin bir dörtlüğünde  "Ağzı salyalı baktılar/Yobaz bir çakmak çaktılar/Aydınlarımı yaktılar/Pir Sultan'ımın şehrinde" diye yazmıştım.
  Pir Sultan Abdal'ın haksızlığa isyan ateşi yaktığı bir şehirde, her yönüyle karanlık yaratıklar tarafından bedenleri yakılan canları unutmadım, unutamadım, unutturmamak için elimden ne geliyorsa yapmayı sürdüreceğim.
  Aldığımız her nefeste hissettiğimiz o canların bedenleri yanarken içimiz yandı, yanıyor yanacak da.
  Kendilerinden önce giden aydınlık fikirli herkese bizlerden selam götürdüğüne inandığım o canları unutmayalım, unutturmayalım.
  Vatan şairi Nazım Hikmet'e de selamımızı götürdüğüne inandığın canlarımıza Nazım Hikmet'in kaleminden "Ben yanmasam/Sen yanmasan/Biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?"  diyelim ama onları her zaman, her koşulda olduğu gibi unutmadığımız gibi unutmayalım, unutturmayalım.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 




 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA