Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde yayımladığı mesajda, “Demokrasilerin teminatı, işleyen bir adalet sistemi, işleyen bir hukuk sistemidir. Unutulmaması gerekir ki güçlü bir anayasa, güçlü bir yasama organı, gücünü milletin rızasından alan ve temsilde adaleti sağlayarak gücünü tahkim eden bir hükümetin varlığı, darbelerin yokluğuna tekamül edecektir… Milletimizin üzerinde hiçbir güç olmamalıdır. Ancak bunu sağlayacak bir düzenleme ile demokratik düzeni tesis etmek mümkündür” dedi.
Gültekin Uysal, 27 Mayıs 1960 darbesinin 62. yıl dönümü dolayısıyla bugün bir mesaj yayımladı. Uysal, mesajında şunları kaydetti:
“27 MAYIS, TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNDE KAYITLARA ‘27 MAYIS 1960: VATANA ÖRGÜTLÜ İHANETİN YIL DÖNÜMÜ` ŞEKLİNDE GEÇMELİDİR: Kişilerin kendi menfaatlerini mensup oldukları devletin, milletin, vatanın menfaatlerinden önde görmeleri, kendi menfaatlerini muhafaza etmek üzere çalışmaları kuşkusuz ki devlete, millete ve vatana ihanet demektir. İşte 27 Mayıs darbesini gerçekleştirenler ve darbeye destek verenler, bu ihaneti ifa edenlerdir. 27 Mayıs günü, bir darbeyi anmaktan ziyade bu ihaneti yapanları, bu zihniyeti savunanları telin etme günü olmalıdır. Hatta 27 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kayıtlara ‘27 Mayıs 1960: Vatana örgütlü ihanetin yıl dönümü` şeklinde geçmelidir.
TANZİMAT FERMANI`NDAN BU YANA KESİNTİYE UĞRAYAN DEMOKRATİKLEŞME GAYRETLERİ, 27 MAYIS`TA EN BÜYÜK DARBEYE MARUZ KALMIŞTIR: Demokratikleşme, dünyanın birçok yerinde kazanımların artırılmaya çalışıldığı bir düzlemdedir. Ancak Türkiye`de, 27 Mayıs`tan başlayarak ‘kayıpların tazmini` şeklinde süregelmiştir. Tanzimat Fermanı`ndan bu yana çeşitli şekillerde kesintiye uğrayan demokratikleşme gayretleri, 27 Mayıs`ta en büyük darbeye maruz kalmıştır. Sonrasında, bir günde gasp edilen hakların yıllara yayılan biçimde yeniden temin edilmesi için uğraşılmıştır. Türk demokrasisi, yazıktır ki 62 yıldır bir taraftan zihinlerde darbeleri bir seçenek olarak barındıran hayli sorunlu düşünce yapısı ile diğer taraftan ise bu düşmanca eylemin milletten gasp ettiklerini yeniden kazanmak ile meşgul. Cumhuriyet`in ve kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk`ün bizlere hedef tayin ettiği gelişmişlik düzeyi söz konusu olduğunda ise bu meşguliyet, muhakkak surette büyük bir kayıptır. Zira milletlerin yarış halinde olduğu böyle bir dönemde halen 62 yıl önce gasp edilen hakları yeniden temin etmeye çalışmak, bu yarışta bizleri fazlasıyla geride bırakmaktadır.
DEMOKRASİLERİN TEMİNATI İŞLEYEN BİR ADALET SİSTEMİ, İŞLEYEN BİR HUKUK SİSTEMİDİR: Demokrasilerin teminatı, işleyen bir adalet sistemi, işleyen bir hukuk sistemidir. Unutulmaması gerekir ki güçlü bir anayasa, güçlü bir yasama organı, gücünü milletin rızasından alan ve temsilde adaleti sağlayarak gücünü tahkim eden bir hükümetin varlığı, darbelerin yokluğuna tekamül edecektir. 27 Mayıs ve sonrasında yaşanan darbeleri telin etmenin birincil yolu, darbe fikrini zihinlerden silecek ve buna cesaret etmeyi düşünenlerin cesaretini kıracak düzenlemeleri hayata geçirmektir. Milletimizin üzerinde hiçbir güç olmamalıdır. Ancak bunu sağlayacak bir düzenleme ile demokratik düzeni tesis etmek mümkündür. Bu düşüncelerle başta şehit Başvekilimiz Adnan Menderes ve bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu olmak üzere 27 Mayıs darbesine maruz kalmış demokrat kadroları rahmetle anıyorum.”