TAMER ARDA ERŞİN
Mustafa Destici`nin Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı seçildiği kongrenin iptali istemiyle açılan, ancak yerel mahkemenin reddettiği dava istinaftan döndü. İstinaf yerel mahkemenin kararını bozarak, yargılama yapılması gerektiğine hükmetti. Davada Destici`nin AKP`den milletvekili adayı olduğu için BBP kongresinde oy kullanamayacağı, ayrıca divan seçiminde gizli oylama yerine açık oylama “dayatıldığı” ileri sürülmüştü.
Cumhur İttifakı ortağı BBP Genel Başkanı Mustafa Destici`nin “genel başkanlık koltuğu” mahkeme kararı ile tehlikeye girdi. Destici`nin genel başkan seçildiği 18 Ekim 2020 tarihinde yapılan BBP`nin olaylı 11. Kongresi`nin iptali istemiyle açılan davada istinaf; yerel mahkemenin verdiği “usulen ret” kararını bozdu.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi, Destici`nin muhalifleri adına Muammer Çolakoğlu`nun açtığı davada, yerel mahkemenin “Seçim yargısı kapsamında değerlendirilmeli” görüşüyle verdiği “ret” kararını, mahkemenin delilleri toplayarak yargılama yapması gerekçesiyle kaldırdı. İstinaf, Yüksek Seçim Kurulu`nun kongreye ilişkin verdiği karara atıf yapan ilk derece mahkemesi için “Dava konusu olayda, ilçe seçim kurulu hakiminin seçimin işleyişine ilişkin verdiği kararın bir dava sonucunda verilmiş mahkeme hükmü olarak değerlendirilmesine imkan bulunmadığından kesin hükümden de söz edilemez” gerekçesiyle bozma kararı aldı.
İstinafın dosyayı iade ettiği Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde dava yeniden başlayacak.
NE YAŞANMIŞTI?
BBP`nin 18 Ekim 2020 tarihinde yapılan 11. Kongresi`nde kavga çıkmıştı. Destici`nin muhalifleri YSK`ya itiraz etmişti. İtirazda, Destici ve BBP`nin yönetim kadrosundaki 12 kişinin AKP`den milletvekili adayı gösterildiği ve adaylığı nedeniyle BBP`deki “seçimle kazanılmış siyasi parti görevlerinin sona erdiğini” ileri sürülerek, kongrede BBP`deki yönetici sıfatlarını kullanarak toplantılara katılamayacağını ve oy kullanamayacağı belirtilmişti. Destici`nin muhalifleri, dava dosyasında Destici`nin AKP`den aday olmasına karşın BBP`nin makam aracını ve gayrimenkullerini kullandığını da aktararak, şunları kaydetmişti:
“Siyasi Partiler Kanunu`nun 93. maddesine aykırı olarak yeterli delegenin imzasına havi genel başkanlık adaylığı başvurusu olan Haşim Yanar kongre salonuna alınmadı. Kanunlar, parti tüzük ve parti programı çerçevesinde toplumu ve devleti ilgilendiren konularla kamu faaliyetleri konularında karar alınmasına dair teklifleri karara bağlamak için bu tekliflerin büyük kongrede hazır bulunan üyelerin üçte biri tarafından yapılmış olması şart. Bu tekliflerin, büyük kongrece seçilecek bir komisyonda görüşüldükten sonra, komisyon raporuyla birlikte incelenip karara bağlanacağına dair hükme aykırı olarak tüzük değişikliği yapıldı. Değişiklikler görüşmeye açılmadığından lehte/aleyhte söz almak istemişse de söz verilmedi. Adı geçenler tüzüğe aykırı hareket ederek delege listelerini ilan etmedi. Katılan delege sayısından fazla parti üyesi olmayan kişilere görevlendirme yapılarak delegeler üzerinde baskı kuruldu. Kongre divan seçimi gizli oyla yapılmasına ilişkin imzalı önerge verilmesine rağmen oylama açık oyla yapıldı. Siyasi Partiler Kanunu`na aykırı olarak tüzük değişikliği yapıldı.”
YSK, ilgili mevzuata atıf yaparak, itirazı reddetmişti. Destici`nin muhalifleri aynı gerekçelerle dava açmıştı.
Davada, BBP yönetimi ise adı geçen isimlerin Cumhur İttifakı protokolü doğrultusunda mevzuata uygun ve partinin onayı ile milletvekili adayı olduğunu ileri sürerek, YSK`nın da adaylıklarına onay verdiğini kaydetti. Kurultay gündemi ve delege konusunda da BBP, mevzuatın gereklerini yerine getirdiklerini açıkladı.
Mahkeme ise konunun “seçim yargısının” görevi olduğunu ve YSK`nın bu konuda karar verdiğini bildirerek, davayı usulden reddetmişti.
(Görüntü: Arşiv)