Yeşil Sol Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, Bitlis`in Hizan ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının kaldırılmasını istedi. Olan, “Sokağa çıkma yasağı ve uygulamasının kabul edilebilir bir gerekçesi bulunmamaktadır. Çünkü yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve can güvenliği gibi pek çok temel hak ihlal edilmektedir. Süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasakları halkımızın mağdur olmasına neden olmaktadır. İktidarın bir an önce bu insanlık dışı uygulamasından vazgeçmesini istiyoruz” dedi.
Yeşil Sol Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, TBMM`de basın toplantısı düzenledi. Olan basın toplantısında Bitlis`in Hizan ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağını eleştirdi. Yasağın kaldırılmasını isteyen Olan şunları söyledi:
“Bildiğiniz üzere Bitlis Valiliği Bitlis İli Hizan İlçesi sınırları içerisinde bulunan; Bilgili, Yaylacık, Sarıbal, Yeniçay, Yolbilen, Çalışkanlar, Gedik, Akyazı, Erencik ve Otluk köy ve mezraları bölgelerinde 02 Temmuz 2023 Pazar günü saat 21.00`den itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Önceki yıllarda da bölgede sokağa çıkma yasakları uygulanmıştır. 2015`ten 1 Ocak 2020 tarihine kadar geçen süre içerisinde toplam 11 il ve en az 51 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en az 381 sokağa çıkma yasağı ilanı gerçekleşmiştir. Bu yasaklar sırasında başta yaşam hakkı olmak üzere ağır hak ihlalleri yaşanmaktadır. Halkımız temel ihtiyaç maddelerine ulaşma noktasında ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar.
2015-2017 yılları arasında Birleşmiş Milletlerin Kürt kentlerinde sokağa çıkma yasaklarına ilişkin hazırladığı raporda; 500 bin civarında insanın zorla göç ettirildiği, 2 bin kişinin yaşamını yitirdiği ve binlerce evin yıkıldığı uydu fotoğraflarıyla da evlerin ve mahallelerin haritadan silindiği ifade edilmiştir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği uzun bir zaman dilimini kapsayan bu raporunda; ayrıca işkence, zorla kaybettirilme, nefret kışkırtıcılığı, acil sağlık yardımı, yiyecek, su ve yaşamsal ihtiyaçların engellenmesi, kadına karşı şiddet tanıklıklarını belgelemiştir. Her haliyle durum ortadayken iktidar bu tutumundan derhal vazgeçmelidir. Sokağa çıkma yasağı ve uygulamasının kabul edilebilir bir gerekçesi bulunmamaktadır. Çünkü yaşam hakkı, işkence yasağı, kişi özgürlüğü ve can güvenliği gibi pek çok temel hak ihlal edilmektedir. Süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasakları halkımızın mağdur olmasına neden olmaktadır. İktidarın bir an önce bu insanlık dışı uygulamasından vazgeçmesini istiyoruz.”
Olan basın toplantısında Bitlis`te yapılan ihalelerde usulsüzlükler olduğunu da ileri sürerek, şunları kaydetti:
“Bilindiği üzere halkımızın iradesiyle milletvekili seçildiğim Bitlis`te özellikle AKP`li belediyelerin yapmış olduğu usulsüzlükler ve kamu yararı gözetilmeden yapılan gayrimenkul satışları, 2019`daki seçimlerden bu yana gündemden düşmemektedir. Son olarak AKP`li Tatvan Belediyesi`ndeki usulsüz satışları ve belediyedeki bu usulsüzlükleri gündeme getiren gazeteci Sinan Aygül`ün belediye başkanının korumaları tarafından öldüresiye darp edilmesi, bir kez daha bu belediyelerdeki kirli ve akçeli işleri gündeme getirdi.
“98 GAYRİMENKUL SATIŞI YAPILDI”
AKP`nin hileli yöntemlerle Mart 2019`da seçimleri kazanmasıyla birlikte deyim yerindeyse Bitlis il merkezi AKP`lilere parsel parsel peşkeş çekildi. Sadece Mart 2019-Ağustos 2021 tarihleri arasında belediyeye ait 98 ayrı gayrimenkulün satışı yapıldı. Bu satışlarla belediyenin kasasına 21 milyon 242 bin TL girmesi gerekirken, bu meblağ AKP`li müttehitlerin kasasına girdi. Çünkü AKP`li belediye yönetimi, belediyenin borçlanmalarını belediyelere ait taşınmazların satışı ile mahsuplaştırma geleneğini hayata geçirdi. AKP`li müteahhitlere verilen yapım ihalelerinin bedelini, belediye kasasından nakit ödemek yerine belediye varlıklarını değerinin altında bedellerle yine bu ihaleleri alan AKP`lilere peşkeş çektiler.
“81 MİLYON LİRAYA SATIŞA ÇIKARILDI”
Belediye, sadece bu yıllardaki satışlarla yetinmedi. Ocak 2020`den bugüne belediyeye ait gayrimenkullerin satışı için 222 ayrı ihale ilanı açtı. Bu gayrimenkullerin toplam muhammen bedeli 179 milyon 660 bin TL olarak kayıtları geçti. Satış ilanı açılan arsa ve işyerlerinden oluşan gayrimenkullerin toplam alanı, 231 bin 108 metrekareye ulaşmış durumda. Son olarak Hüsrevpaşa Mahallesi`ndeki 6 dönümlük eski itfaiye binasının da bulunduğu alanı 81 milyon TL ile açık artırma usulü ile satışa çıkarıldı. Önceki satışlarda olduğu gibi bu satıştan elde edilecek gelir, hizmet amaçlı değil, belediyenin sözde borçlarına karşılık olarak belediye kasasına girmeden AKP`lilerin kasasına girecekti. Ancak bu bedelli ihaleye katılım olmadığı için ihale ertelenmek zorunda kalındı. Bu da ilerleyen dönemde bedelin altında belirlenecek bir fiyatla söz konusu taşınmazın yeniden satışa çıkarılması anlamına geliyor. Bitlis Belediyesi`ndeki bu denli satış ilanları, 2024`te yapılacak yerel seçimler öncesinde halkın hizmetine sunulması gereken alanların AKP`li belediyelerce talan edildiğinin de göstergesidir. Ancak buna izin vermeyeceğiz. Halkın yararına olmayacak bir satışın daha gerçekleşmesine müsaade etmeyeceğiz.”
“KAYYIM ATANAN BELEDİYELERİMİZ RANT ALANLARINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR”
Bitlis`te atamalarda da liyakatsizlik olduğunu öne süren Olan şunları söyledi:
“Bitlis ve Tatvan belediyelerindeki talan ve usulsüzlükler, dönem dönem Sayıştay raporlarına da yansımıştır. Ancak tüm denetimlere rağmen belediyeler hala da usulsüzlüklerin merkezi olarak yönetilmeye devam ediliyor. Örneğin, AKP`li Tatvan Belediyesi bünyesinde 12 müdürlük pozisyonunun tamamı dolu olmasına rağmen mevcut belediye başkanı, vekaleten bu kadroya başka birini görevlendirmiş ve harcama yetkisi de görevlendirilen bu kişiye verilmiştir. Bizler biliyoruz ki; Bitlis ve Tatvan Belediyelerinde yaşanan bu usulsüzlükler ve talan diğer AKP`li belediyelerde de yaşanmaktadır. Özellikle 2019 seçimlerinden sonra kayyım atanan belediyelerimiz de rant alanlarına dönüştürülmüştür.
Bizler önceden olduğu gibi bundan sonra da bu rant ve talan düzenine, her alanda bu yolsuzlukları teşhir etmeye ve halkın kaynaklarını halkın hizmetine sunulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki yerel seçimler de hem bu talan düzeni hem de kayyım rejimine karşı mücadelemizi yükselteceğimiz, tüm bu yolsuzlukların hesabını soracağımız bir hesaplaşma seçimi olacaktır.”