CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AKP`nin bugün TBMM Başkanlığı`na sunduğu, memur zamlarını ve vergi oranlarındaki artışı da içeren torba kanun teklifine tepki gösterdi. Başarır, “Motorlu Taşıtlar Vergisi`ne depremden dolayı zam geldi, iki katına çıktı. Depremden dolayı… Deprem 6 Şubat`ta oldu. Neredeydi aklınız? Seçimde neden bunu yapmadınız? Seçimde bile depremdeki insanların durumunu düşünmeyip o hesabı yaparak Motorlu Taşıtlar Vergisi`ni iki katına çıkartıyorsunuz, deprem için yapıyorsunuz ama bunu seçim sonrasına bırakıyorsunuz. Peki, bu toplum bunun altından kalkabilecek mi? Tarsus`un Hacı Hamzalı Köyü`ndeki Şahin, Toros marka bir arabası olan bir kişi iki kat vergi ödeyebilecek mi? Ama saraydaki beyefendinin 8 tane uçağı, yüzlerce aracı, yazlık sarayı, taşıyamayacağımız saray giderleri var. Ondan fedakârlık yapmayacaksınız, depremden hemen sonra bu vergiyi getirmeyeceksiniz, seçimi bekleyeceksin, seçimden sonra getireceksin. Aslında seçimde yaşadığımız bu kirli algı operasyonu ve seçimde planlanan her şey seçimin sonrasında gündeme geliyor" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM`de basın toplantısı yaparak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başarır, memurlara yapılması öngörülen zammın tüm emekliler için de yapılmasını önerdiklerini dile getirdi.
Başarır`ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“MİLLETVEKİLİ ARKADAŞIMIZA BİR AN ÖNCE TAHLİYE YOLUNU AÇIN VE GELSİN BURADA GÖREVİNİ YAPSIN: Can Atalay, bugün 49`uncu gün, aramızda değil. Odası var, danışmanı var, her türlü Meclis`teki hakları sahip ama cezaevinde. Nedense Yargıtay`dan Yargıtay`a, yani yüz metre ötedeki bir daireye dosyası gitmiyor. Anayasa ayaklar altına alınıyor. Ben buradan Yargıtay`a bir kez daha sesleniyorum; Anayasa Mahkemesi`nin kararları net, Anayasa`nın ilgili hükmü net. Milletvekili arkadaşımıza bir an önce tahliye yolunu açın ve gelsin burada görevini yapsın.
BİR İRONİDEN DOLAYI MERDAN YANARDAĞ`IN TUTUKLANMASINDAN DOLAYI UTANÇ DUYUYORUM: Hepinizin meslektaşı, arkadaşı, bir televizyonun genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ. Bugün tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Gerekçe; kaçma şüphesi. Bu ülkede hiçbir gazeteci kaçmıyor, hepsi görevini yapıyor. Hepsi cezaevinde olmak istemiyor, görevlerinin başında olmak istiyor. Bir ironiden dolayı Merdan Yanardağ`ın tutuklanmasından dolayı utanç duyuyorum. Dün Meclis gündemine de getirdim Genel Kurul`da da konuştum, artık yargı işini yapsın. Yasaya göre, yüreğine göre karar versin. Sarayı dinlemesin, sarayın kin ve nefretleriyle alakadar olmasın. Ve bu ülkede artık gazeteciler tutuklanmasın.
SARAY DIŞINDA KİMSE İNANMIYOR: Yıllık enflasyon açıklandı. 38,21. TÜİK açıkladı. Aslında bayramı bekledi. Ne yapacağını bilmiyordu. Çünkü ENAG`ın, toplumun, ülkenin, 85 milyonun gerçek verileri yaşanmışlıkları vardı. Buna saray dışında kimse inanmıyor. Bir bakalım, sadece ekmeğe Türkiye ortalaması yüzde 50 zam gelmiş. Düşünün ocak ayından haziran ayına geçen sürece Türk paramız yüzde 40 değer kaybetmiş. Kira artışları, akaryakıtlar, iğneden ipliğe kadar her şeye zam gelmiş. Bugün Türkiye`deki büyükşehirlerdeki memurların hepsi bizi arıyor, Anadolu`ya, küçük şehirlere tayin olmak istiyoruz diyor, çünkü geçinemiyor. Ama TÜİK`in açıkladığı, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan enflasyon oranı bu. Buna göre de memura zam yapılıyor.
AMA YOKSULLUK SINIRI, 33 BİN TL: Ortalama 22 TL memur maaşları. Ama yoksulluk sınırı, 33 bin TL. Nasıl yaşayacak bu insanlar. Bugün Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, büyükşehirlerde 12 bin TL`den aşağıya ev yok. Yeni bir memur, evlenecek olan bir memur ev kuramadığı gibi evini tutamıyor. Maaşının yarısından fazlasını ev kirası olarak vermek zorunda. Maalesef ki gerçeklerle örtüşmeyen, tamamen sarayın yazdığı, sarayın kalemi gibi davranan bir TÜİK var ve ona göre hesaplanan memur maaşları var.
SARAYIN BASKILARINDAN VE KORKULARINDAN DOLAYI ENAG`TAKİ ARTIŞ ORANINI ÇIKARIYOR: Bir de ENAG var. Türkiye`de 32 büyük şirket onun verilerini kullanıyor, onun verilerine göre işçisine, çalışanına zam yapıyor. Galatasaray Kulübü, bakın ben Galatasaray`ın kongre üyesiyim, bir Galatasaray taraftarı olarak bunu söylüyorum. Buradan sayın başkan ve yönetimine söylüyorum, stat ile ilgili sponsorluk, forma anlaşmasında TÜİK ve ENAG`ın verilerinin ortalamasını alacağını açıkladınız, saatler sonra neyin baskısı oldu da siz bundan vazgeçtiniz? ENAG`ı çıkardınız. Aslında doğru olanı yaptınız. Siz bir marka satıyorsunuz, kulübün markasını satıyorsunuz. Borsada işlem gören bir şirket. Ama sarayın baskılarından ve korkularından dolayı ENAG`taki artış oranını çıkarıyor. Ülkenin geldiği nokta çok acı.
HER ŞEYİ BİR KENARA BIRAKALIM, EKMEĞE YAPILAN ZAM BİLE ENFLASYONUN ÜZERİNDEDİR: Spor kulüpleri aslında en büyük sivil toplum örgütleri. Diyor ki ‘Ben TÜİK`in enflasyon oranlarına güvenmiyorum, sarayın enflasyon oranlarıyla yıllık artış beni zarara uğratıyor` diyor Galatasaray Kulübü başta, ama daha sonra nasıl baskı oluyorsa ENAG`ı çıkartıyorlar. Bunu gerek genel kurulda bizlere, taraftarlarına, ülkeye açıklamak zorundalar. Çünkü TÜİK`in verileri sahtedir, gerçekleri yansıtmamaktadır. Her şeyi bir kenara bırakalım, ekmeğe yapılan zam bile enflasyonun üzerindedir. Bu sebeple bu zam göreceksiniz ki daha yaz bitmeden eriyecek. Çünkü paramız sürekli değer kaybediyor. Değer kaybında Arjantin parasıyla yarışıyoruz. Bu utanç da saraya yeter.
KATİL SİSİ`DEN DOST SİSİ`YE GELDİ: Erdoğan yıllarca Sisi`ye ‘katil, zalim, firavun, asla görüşmem` dedi. Doğu Akdeniz`de aslında yalnız kaldık. Hiçbir şekilde görüşmediği gibi büyükelçimiz de yoktu. Çünkü o katildi. Bugün ne değişti? Bugün Rabia`dan Sisi`ye nasıl gitti? Rabia gitti Sisi geldi. Peki biz bu 10 yılı niye yaşadık? Dün söylediklerinle bugün yaptıkların arasındaki fark benim ülkemin uğradığı zararı kim ödeyecek? Çarkıfelek gibi sürekli olarak dönen, bazen de en başa gelen bir iktidar var. Ama biz yaşıyoruz bunun sıkıntılarını. Katil Sisi`den dost Sisi`ye geldi.
SURİYE`DE CUMA NAMAZI KILACAKTI. AMA KENDİSİ KILMADI, BUGÜN 8 BUÇUK MİLYON SURİYELİ BENİM ÜLKEMDE CUMA NAMAZI KILIYOR: Aynı şeyi Suriye`de yaptı. Suriye`de Cuma Namazı kılacaktı. Ama kendisi kılmadı, bugün 8 buçuk milyon Suriyeli benim ülkemde Cuma Namazı kılıyor. Şimdi de Suriye ile barışıyor. Peki biz bunları niye yaşıyoruz? Biz bu zararı niye görüyoruz? Benim ülkem gerçekten böyle bir dış politika yönetimini hak ediyor mu, işte ben de bunu halkımın, 85 milyonun takdirine sunuyorum.
DEPREMLE İLGİLİ HAYATİ BİR KONU, TORBA YASAYA KOYUP HAFTAYA GETİRMEK İSTİYORLAR: Deprem… 6 Şubat`ta Türkiye`nin en acı dolu gününü yaşadık. 100 bine yakın kayıp verdik. Hala ceset çıkıyor. Hala kayıplarımız var. O gün depremden sonra şunu söyledik, Meclis gerekli yasaları çıkartır, Meclis gerekli denetimi yapar, TBMM, 99 depreminde olduğu gibi her şeyi yapma yeterliliğine sahiptir. Olağanüstü hâl yetkisi istedi, aldı. İtirazımıza rağmen aldı. Aslında her şeyi yapabilirdik. Ne yaptı? Çıkardı, Cumhurbaşkanı Kararnamelerini, Meclis`e bugüne kadar iki tanesini getirebildi. Aslında komisyonda görüşülmesi gerekiyordu normal kanun teklifleri gibi. Yapılması ve yapılmaması gerekenler tartışılacaktı. Bu hafta Meclis gündemindeydi, sıra sayısı almıştı. Ondan da vazgeçtiler. Depremle ilgili hayati bir konu, torba yasaya koyup haftaya getirmek istiyorlar. Neden? Bu kadar basit bir konu mu? Bizim parti olarak deprem raporumuz var. O deprem raporunda her şeyi, sorunları, çözümleri belirtmişiz. Bunlar konuşulmasın diye haftaya böyle önemli bir konuyu torba yasada görüşecekler. Bugün Meclis`in gündemi, Cumhurbaşkanı Kararnamelerinin görüşülmesi, konuşulması ve tartışılmasıydı. Anayasa ya da diğer komisyonlardaki arkadaşlarımız tartışacaktı. Yapmadılar.
DEPREM İÇİN YAPIYORSUNUZ AMA BUNU SEÇİM SONRASINA BIRAKIYORSUNUZ: Bugün bir torba yasa geldi. Motorlu Taşıtlar Vergisi`ne depremden dolayı zam geldi, iki katına çıktı. Depremden dolayı… Deprem ne zaman oldu, ben ülkeme sormak isterim. 6 Şubat`ta oldu. Neredeydi aklınız? Seçimde neden bunu yapmadınız? Seçimde bile depremdeki insanların durumunu düşünmeyip o hesabı yaparak Motorlu Taşıtlar Vergisi`ni iki katına çıkartıyorsunuz, deprem için yapıyorsunuz ama bunu seçim sonrasına bırakıyorsunuz. Peki, bu toplum bunun altından kalkabilecek mi? Tarsus`un Hacı Hamzalı Köyü`ndeki Şahin, Toros marka bir arabası olan bir kişi iki kat vergi ödeyebilecek mi? Ama saraydaki beyefendinin 8 tane uçağı, yüzlerce aracı, yazlık sarayı, taşıyamayacağımız saray giderleri var. Ondan fedakârlık yapmayacaksınız, depremden hemen sonra bu vergiyi getirmeyeceksiniz, seçimi bekleyeceksin, seçimden sonra getireceksin. Aslında seçimde yaşadığımız bu kirli algı operasyonu ve seçimde planlanan her şey seçimin sonrasında gündeme geliyor. Bir kez daha söylüyorum, ilk basın toplantımda da söylemiştim; seçimde milyonların iradesi fesada uğratıldı. Bir anlamda siyasi dolandırıcılar tarafından insanlar kandırıldı. Bugün de görüyoruz. 6 Şubat`tan sonra yapman gereken zamları, deprem vergilerini, deprem yükünü yapmayacaksın, aylarca bekleyeceksin, yüzün kızarmadan seçimden sonra getireceksin.
BU PARAYI, NEREDE, NASIL ŞEKİLDE KULLANACAĞINI MECLİS`E ANLATMALISIN: Bir konu daha, yine bu torba yasada borçlanma limitini 3 kat arttırıyor beyefendi. Yani şu anda 728 milyar TL borçlanma yetkisi var. Bunu 2,2 trilyona çıkartıyor. Bunu torba yasayla yapmak istiyor. Ya sen bu rakamı nasıl torba yasayla getirebilirsin? Meclis`te komisyon toplanmalı, ek bütçe için karar almalı. Bu parayı, nerede, nasıl şekilde kullanacağını Meclis`e anlatmalısın. Ama tabi ki 85 milyonun parası beyefendinin iki dudağı arasında olduğu için bunu da torba yasayla getiriyor. Bakın 2,2 trilyon. Bunu Meclis`te bir komisyonda, Meclis Genel Kurulu`nda oylamayla, kararla alması gerekirken torba yasaya sokuyor. Geldiğimiz nokta maalesef ki bu.
21 YILDIR BU TOPLANAN PARALAR DEPREM DIŞINDA HER YERE HARCANDI: Yüzbinlerce insan şu anda Hatay`da, Maraş`ta, Gaziantep`te, Malatya`da sokakta. Evleri yok. Ve sen 21 yıl boyunca deprem vergileri topladın. Bu vergileri deprem dışında her yere harcadın. Şimdi bu paraları yine toplayacaksın. Toplamaya da başladın. Yardımları da toplamaya başladın. Biz bunun nerede, nasıl bir şekilde kullanılacağını bilmeliyiz. 99`da ne olmuştu? Başbakanlık Başmüfettişi Bülent Tarhan, Maliye Başmüfettişi Süreyya Turgut, Bankalar Yeminli Başdenetçisi Mehmet Hançerli, Bankalar Yeminli Denetçisi Nuri Bodur başkanlığında bir komisyon kurulmuştu, halka hesap veriliyordu. Halk net olarak neyin nereye harcandığını biliyordu. Ama 21 yıldır bu toplanan paralar deprem dışında her yere harcandı.
DEPREMZEDELERDEN BİR TEK KURUŞ ALINMAMASINI İSTİYORUZ: Deprem vergilerini, kentsel dönüşüm ve deprem bölgelerinde kullanmayan iktidar bugün bu parayı da nasıl kullanacağı belli değil. Biz bir kanun teklifi verdik. Biz depremden hemen sonra bir rapor hazırladık. Evsiz kalan yüzbinlerce insanının sorumluluğu saray iktidarındadır. Onların hepsinin evini ücretsiz olarak devlet yapmalıdır. Eğer böyle bir teklif ile geliyorlarsa hemen evet diyeceğiz. Ama paraları toplayacaksın, bir yere koyacaksın, nereye harcadığın belli olmayacak, 8 uçağınla, iki yazlık bir kışlık sarayınla binlerce korumanla, binlerce makam aracınla saltanat süreceksin ondan sonra da Motorlu Taşıtlar Vergisi iki katına çıkartıp para toplayacaksın. Birinci biz, bu paranın nereye, nasıl, ne şekilde kullanılacağını bilmek istiyoruz. Denetim kurulunun oluşturulmasını ve sadece depremzedeler için kullanılmasını istiyoruz. Depremzedelerden bir tek kuruş alınmamasını istiyoruz.”
“MEMURA 8 BİN TL`LİK SEYYANEN DE YAPILAN ZAMMIN TÜM EMEKLİLER İÇİN DE YAPILMASINI ÖNERİYORUZ”
Memur maaşına yapılması öngörülen zam oranına ilişkin yöneltilen soruya Başarır, “Memur için 8 bin TL olarak ek zam yapılmadı. Bunun niye emekliye yapılmadığını merak ediyoruz. Emeklinin evi, tenceresi, dolabı, çocukları, kıyafet ihtiyacı, yakıt ihtiyacı yok mu? Memura yapılan bu zam neden emekliye yapmıyorsun? Biz aynı şekilde memura 8 bin TL`lik seyyanen de yapılan zammın tüm emekliler için de yapılmasını öneriyoruz” yanıtını verdi.