Haber: Edda SÖNMEZ / Kamera: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL)- Binlerce kişinin can verdiği 17 Ağustos depreminin 25. yıl dönümünde gözler olası Marmara depreminde. Depreme hazırlık çalışmalarına hız veren Ataşehir Belediyesi, donanımları tamamlanan konteynerleri parklara yerleştiriyor. Bir yandan da arama kurtarma köpekleri eğitimlerini sürdürüyor. O köpeklerden Dante ve Tokyo`nun eğitmenleri, Hollanda`da 100 civarında eğitimli köpek varken Türkiye`de 55 civarında köpek olduğunu, bunların sadece 17`sinin İstanbul`da bulunduğunu belirten eğitmenler, köpeklerin "uyutma" adı altında öldürülmesine de tepki gösterdi. Eğitmenler, "Bu kadar ihtiyacımızın olduğu yerde de onları öldürmek, uyutmak, buna ne derseniz deyin, ismi ne olursa olsun; bence iki yüzlülük” dedi.
Binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açan 17 Ağustos Gölcük Depremi`nin 25. yıl dönümünde gözler olası büyük bir depremin beklendiği İstanbul`da... Bu kapsamda çalışmalarını sürdüren Ataşehir Belediyesi ise dikkati çeken bir adım daha attı. İlçedeki 17 mahalleye deprem konteynerleri yerleştirmeyi planlayan belediye, donanımları tamamlanan konteynerleri ise parklara göndermeye başlıyor. Afet risk haritalarını oluşturan Ataşehir Belediyesi, olası büyük bir deprem sonrasına yönelik 150 toplanma alanı ile 3 bin 600 metrekarelik afet koordinasyon merkezinin yanı sıra arama ve kurtarma köpeklerinin de içerisinde yer aldığı tam donanımlı ve deneyimli ekibiyle öne çıkıyor.
Arama kurtarma köpekleri, doğal afetlerde enkaz altındaki insanları bulup kurtarmak için eğitiliyor. İstanbul`da eğitim alan 3 yaşındaki Dante ve 4 yaşındaki Tokyo da bu köpeklerden. Dante ve Tokyo; 6 Şubat 2023 depremi gibi acil durumlarda görev alıyor. Arama-kurtarma köpeklerinin sayısının artması gerektiği vurgulayan arama-kurtarma köpeği eğitmeni Engin Yazar ve Hüseyin Tüm, ANKA Haber Ajansı`na konuştu.
“Köpeğin yeteneğini keşfetmek gerekiyor”
Dante`yi 15 aylıkken sahiplendiğini belirten Yazar, şunları söyledi:
“Halkımızın köpek konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Köpeğinizin yeteneğini keşfetmeniz gerekiyor. Çocuk gibi düşünün, kendi bebeğinizmiş gibi düşünün. Büyüdüğü zaman karakteri oturuyor. İki yaşından sonra köpeğin karakteri oturuyor ve keşfine çıkıyorsunuz. Keşfini fark ediyorsunuz. Bu köpekten arama-kurtarma köpeği mi olur? Bununla ilgili Dante`ye bir çalışmayı, yaşı biraz daha geçsin, öyle yapmayı düşünüyorum. Çocuklarım var, eş değer tutabiliyorum yani. Onları görünce mutlu oluyor mesela. Nereden zarar geleceğini bile görebiliyor, nereden mutlu olabileceğini de hissediyor.”
“Gerçek enkazlara ihtiyacımız var”
Çalışma yapabilmek için enkazlara ihtiyaçları olduğuna vurgu yapan Yazar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem olduğunda, köpek bu operasyona girdiğinde enkazı tanıyor olması gerekiyor. O yüzden bizim gerçek enkazlara ihtiyacımız var. Bununla alakalı çalışmalar yapamıyoruz. Kentsel dönüşüm olan alanları kullanmaya çalışıyoruz ama çok sağlıklı olmuyor. Çünkü kentsel dönüşüm olduğunda camlar kırılarak sökülüyor. İçeride kırılan parçalar var. Fayanslar kırılıyor. Köpeğimiz bu eğitim aşamasında ayağını kestiği zaman biz 3-4 ay boyunca köpeğimizin muayenesini, tedavisini, sağlığını düşünüyoruz. Bununla alakalı ülkemizde enkaz olayını artırabilirsen köpeğimiz zaten peşinden geliyor. Çalışmalarımız hızla artıyor ama biraz ekonomik krizlerimiz olduğundan kaynaklı köpeklerimize fazla eğitim sağlayamıyoruz işin gerçeği. 55 köpek mahallemize bile yetmez. Bunun 17 tanesi İstanbul`da. Diğerleri de diğer illerde. Bu ama yetişemez. Yani İstanbul`da bir deprem olduğunda zaten benim Dante ile operasyona çıkma şansım çok az olur. Ben de depremzede oluyorum. 72 saati doldurmam gerekiyor. Benim ailem de var sonuçta. Eğer enkazdan çıkmışsam ya da deprem anında kurtulabilmişsem tabii ki çıkacağım ama öncelik ailemiz. Bir enkazın altında sürekli kediler vardı. Kediler sürekli girip çıkıyordu. Biz bu kısımda arama yaptığımızda ya bir canlıya ulaşamadık maalesef ama buna benzer bir olayda da arkadaşlarımızla bu konuşmayı yaptığımızda şunu söyledi, ‘Kedi bizi canlıya yönlendirdi`. Sadece o kişiye ulaşmamızı sağladı. Sokak köpekleri gerçekten eğer ki insanlarımız yani taş atıp kovalamazlarsa, su verip beslediği zaman köpek gerçekten sadık kalıyor. Yani bu köpeklerin hırslanmasının, kızmasının tek sebebi bizim o köpeklere davranma şeklimizden kaynaklı. Bunu yapmamamız gerekiyor. Bunu yaptığımızda da şimdi bu yasa gibi böyle bir şey çıkıyor.”
“Enkaz üzerinde 100 insanın yapabileceği bir işi tek başına bu arkadaşımız yapıyor”
Eğitmen Hüseyin Tüm de şunları dile getirdi:
“4 yıldır ekip arkadaşım Tokyo`yla beraber arama-kurtarma faaliyetleri sürdürmekteyiz. Tokyo`yu 3,5 aylıkken sahiplendim. 17 Ağustos depreminde İzmit`te yaşayan bir insandım. Bu tarz şeylerde eksikleri gördük. 2022 senesinde de Tokyo`yla beraber AFAD`ın düzenlediği sınavda sertifikamızı alarak enkazda çalışmaya yetkili ekip olduk. Felaket başımıza geldiği zaman birçok yerde, birçok insandan köpek nerede, köpek yok mu diye bir tepki aldık. Dert yandı, herkes çağırmak istedi. Ekip olarak da çok az olduğumuz için 100 enkaz dolaşan arkadaşlarımız da oldu köpek ekibiyle beraber. İşi bittikten sonra da hani köpeklere itlaf edelim de bence çok dürüstçe bir şey gelmiyor bana. Çünkü ihtiyacımız olduğunda çalışan arkadaşlarımız bunlar. Yani dışarıdaki çocuklarımızın sosyalleşmesini sağlayan bunlar. Yani hayatı bence güzelleştiren zaten hayvanlardır. Bunları itlaf etmek ya da hani cana kıymak çok hani kabul edilecek bir şey değil tabii ki de bizim için de. Enkaz üzerinde 100 insanın yapabileceği bir işi tek başına bu arkadaşımız yapıyor. Bu kadar ihtiyacımızın olduğu yerde de onları öldürmek, uyutmak, buna ne derseniz deyin, ismi ne olursa olsun; bence iki yüzlülük. Hollanda`nın bildiğim kadarıyla 100 küsur köpeği var. Hollanda deprem ülkesi değildir ama biz deprem kuşağında olan bir ülkeyiz ve maalesef ki 50 köpeğimiz var. Bu çok acı bir şey.”