(ANKARA) - Yeni ``çözüm süreci`` tartışmaları devam ederken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM`deki Grup Toplantısında, ``Kandil ve Edirne``yi devre dışı bırakarak, çözümünün adresini ``İmralı`` olarak gösterdi. Bahçeli, İmralı F Tipi Cezaevi`nde hükümlü olan terör örgütü PKK`nın lideri Abdullah Öcalan için "Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM`de DEM Parti grubunda konuşsun, terörün tamamen bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın" dedi. MHP Lideri, bu kapsamda ``Umut hakkı``nın kullanımıyla ilgili yasal düzenleme de istedi. ``Umut hakkı” ömür boyu hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin “belli bir süreden sonra toplumla buluşmasını sağlayan bir hak`` olarak biliniyor.
Bahçeli, geçtiğimiz hafta grup toplantısında, Öcalan`a; tek taraflı olarak ‘terörün bittiği, örgütün tasfiye edileceğini ilan etmesi` çağrısında bulunmuştu.
Bahçeli, partisinin bugünkü grup toplantısında ise bu önerisini bir adım daha ileri götürdü. ``Kandil ve Edirne``yi devre dışı bırakarak, çözümünün adresini ``İmralı`` olarak gösteren Bahçeli, "Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM`de DEM Parti grubunda konuşsun, terörün tamamen bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, `Umut hakkı`nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın`` çağrısında bulundu.
Bahçeli`nin Öcalan`a yaptığı çağrıda kullandığı ‘Umut hakkı`nın ne olduğu, kimlere nasıl uygulandığı konusu gündeme geldi.
``Umut Hakkı`` nedir?
Öcalan`a verilen idama cezası, bu cezanın kaldırılmasının ardından ağırlaştırılmış mübebet hapis cezasını dönüştürülmüştü. Bu cezayı alanlar, hiçbir şekilde lehe infaz hükümlerinden faydalanamıyor ve ceza ölünceye kadar infaz ediliyor.
``Umut hakkı” ömür boyu hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin “belli bir süreden sonra toplumla buluşmasını sağlayan bir hak`` olarak biliniyor.
Başka bir ifade ile ``Umut hakkı``, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek, kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlıyor.
Türk Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu`nda bu yönde bir hüküm bulunmuyor. Bahçeli`nin de belittiği gibi bu konuda yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor.