3 Haziran 2024 Pazartesi

16:24   MEZITLI BELEDIYESI YOL BAKıM ÇALıŞMALARıNDA HıZıNı KESMIYOR!   14:37   HAKKARI BELEDIYESI’NE KAYYıM ATANMASıNA BIR TEPKI DE ÖZGÜR ÖZEL’DEN GELDI   14:24   CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıSı ADEM: “MARKET RAFLARıNDA YAŞANAN ENFLASYONLA TÜİK`IN ENFLASYON RAKAMLARı BIRBIRINI TUTMUYOR”   14:13   TARSUS’DA KÖY HALKıNıN YOL ÇILESI SONA ERIYOR   14:07   AKDENIZ BELEDIYESI EŞ BAŞKANLARDAN “KAYYıM UYGULAMASıNA” TEPKI   13:24   BIRLEŞMIŞ MILLETLER`DEN `SUDAN` ÇAĞRıSı   13:19   DEM PARTI`DEN KAYYUM ATANMASıNA TEPKI   13:11   KA-DER VE MERSIN BÜYÜKŞEHIR’DEN ‘KADıN MUHTARLAR ETKINLIĞI’   13:04   BAŞKAN ULAŞ YıLMAZ’DAN MEZITLI’NIN SEVILEN İSMI BÜNYAMIN ÖNEL AILESINE BAŞSAĞLıĞı MESAJı   12:58   MSK ŞAMPIYONLUK SEVINCINI TARAFTARLARLA KUTLADı   12:09   HAKKARI’DE KAYYıM ATAMASı SONRASı DEM PARTI MERKEZ YÜRÜTME KURULU ÖZEL GÜNDEMLE TOPLANDı   11:13   SON DAKİKA! HAKKARI BELEDIYESI`NE KAYYıM ATANDı   10:53   ÇIN VE İNGILTERE ARASıNDA CASUS KRIZI   10:36   HATAY`DA 17 YAŞıNDAKI DEPREMZEDE ÇOCUĞUN İSTISMARı HAKKıNDA AILE VE SOSYAL HIZMETLER BAKANLıĞı`NDAN AÇıKLAMA GELDI   09:35   MESKİ, ENTEGRE YÖNETIM SISTEMI 1. GÖZETIM DıŞ TETKIKI`NI BAŞARıYLA GEÇTI   09:18   HAKKARI`DE 10 GÜN SÜREYLE TOPLANTı, YÜRÜYÜŞ VE HER TÜRLÜ PROTESTO EYLEMI YASAKLANDı   08:53   SON DAKİKA! HAKKARI BELEDIYE EŞ BAŞKANı MEHMET SıDDıK AKıŞ VAN`DA GÖZALTıNA ALıNDı   17:29   RIZE`DE ``ÇAY MITINGI``NE KATıLAN ÜRETICILERINDEN ÇAĞRı: ``YAŞ ÇAY ALıM FIYATı EN AZ 25 TL OLMALı``   17:21   ÖZGÜR ÖZEL: "BELEDIYELER BIRLIĞI`NDE 14 YÖNETICIDEN 8`INI CHP ALACAK 6`SıNı DIĞER PARTILERE VERECEK"   16:33   RIZE’DE ÜRETICININ TALEBI: "ÇAY KANUNU ÇıKARıLSıN"  
 
     
 
 
image

Okunma : 65342  Tarih : 19.06.2020  E-Mail : 

 
Semih Birol  Güner

Hukukçu Gözüyle Çoklu Baro (2)

 Geçen yazımızda, tüm dertlerimiz bitmiş gibi, iktidarın, baroların yapısına ve seçimlerine ilişkin düzenleme yapma ihtiyacının asıl nedenine değinmiştik.

Ezcümle, siyasal iktidarın, yasayla barolara verilmiş bulunan hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını koruma/savunma görevinden rahatsız olduğunu anlatmaya çalışmıştık.

Ülkemizde özde değil sözde başkanlık sistemine geçilmiş ve fiili anayasasızlık süreci ile adımları önemli ölçüde gerçekleşmiş bulunmaktadır.

Elbette bir anayasamız var ancak artık hukukun üstünlüğünün hakim olduğu, çoğulcu, demokratik, adil ve anayasal (anayasalı değil) bir devletten bahsetmek maalesef zor.

Fiili anayasasızlık sürecinin hızlandırıldığı 2010 yılından bu yana ülkemizde yargı bağımsızlığı ve bu bağımsızlığın asıl belirtisi olan hâkim teminatı kavram ve uygulaması neredeyse yok edilmiş, demokratik başkanlık sistemlerinde mutlak surette bulunması gereken check and balance (kontrol ve denge) tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Hâkimler Savcılar Kurulu mevcut yapısı ile olsa olsa sözde bağımsızdır ve merkezileşme/otoriterleşme eğilimi gösteren her iktidarı hukuk eli ile kontrol edip sınırlayacak olan Anayasa Mahkemesi de önemli ölçüde etkisizleştirilmiştir.

Millet Meclisimizin yasama (hukuk yapma) görevi yanında denetim görevleri de önemli ölçüde tırpanlanmış, yurttaşın iradesinin asıl tecelligahı olan TBMM yetkisizleştirilmiştir.

Kontrolsüz kalan üstünlerin hukukuna itiraz eden çok az kurum ve kuruluş kalmış, bunlarda da başat rolü barolar üstlenmiş ve esasen barolar siyasal muhalefet değil hukuk ve anayasal düzen arayan kurumlar iken elbette dörtnala ilerleyen anayasasızlaştırma sürecinde, kendilerine tahammül gösterilemez olmuştur.

İktidarın tezi şu: Baroların seçim sistemlerinde arızalar ve yapılarında tek seslilik var. Bu tezin yanlış olduğunu geçen yazımda anlatmaya çalışmıştım.

İktidar, özellikle büyük baroların Türkiye Barolar Birliği’ndeki temsilde ezici bir üstünlüğü olduğunu söylüyor ki tek doğru tespit bu! Bu husus çözüm ister mi? Bana göre evet.. Ama çözüm, bu kurumları yanıltıcı tartışmaların ortasına atarak, bölmek, parçalamak ve etkisizleştirmek mi olmalı?

Naçizane önerim şudur:

Bir baro, avukat mevcudu itibarıyla çok büyümüş ise hem hizmet gereklerini layıkınca yerine getirmesi ve hem de çok merkezileşen büyük güçlerin tabiatları gereği antidemokratikleşme eğilimi gösterebilmeleri nedenleriyle, örneğin özellikle 3 büyük il ve baro olan İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarında o ilin yargı çevresinde bulunan ve Adalet Bakanlığınca teşkil edilmiş olan adli yargı adalet komisyonlarının kurulu olduğu bölgelerde eğer avukat mevcudu (adres itibarıyla) 1000’i geçiyorsa, orada müstakil baroların kurulmasıdır.

Barolarda, temsilde adaleti sağlamak kolay.

Zor olan kontrol ve dengenin sağlandığı, hukukun üstünlüğü ve adil yargılamanın tesis edildiği, siyasal temsilde adalete hizmet eden demokratik siyasal adımların atılmasıdır.

Sen, Siyasal Partiler Kanununa bak, siyasetin finansmanı sorununa bak, lider sultasına bak, seçim barajlarına bak, etkisizleşen yasama faaliyeti ve yasama denetimine bak, iktidar erkinin iyice merkezileşmesi sorununa bak, parti devleti tehlikesine bak, demokrasi liginden niye düştüğüne iyice (bir) bak..

ANAYASAL DENETİMİ GÜÇLENDİR, GÜN IŞIĞINDA BİR YÖNETİM YAP, GERİSİ GELİR…

Yargıç teminatı ve gerçek bir yargı bağımsızlığı olmayan Türkiye adalet sisteminde, numaralı barolara göre, çeşitli korku, kaygı veya mensubiyet bağlarıyla, bin bir numara çekmesi muhtemel bir adalet kadrosu sadece baroları ve adalet mekanizmasının kendisini değil çok kısa vadede devleti de çökertir.

Bu yazı için son söz: Siyasi kaygılarla baroları bölen, bölücünün daniskasıdır.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 




 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA