21 Şubat 2025 Cuma

19:46   ANKARA TABIP ODASı`NDAN "SAHTE ALKOL" ÇıKıŞı: " ALKOLLÜ IÇKILERDEKI VERGI VE ÖTV`LERIN YÜKSEK OLUŞU KARABORSA ALKOLLÜ IÇKI FAALIYETLERINI BÜYÜTEN BIR ETKENDIR"   19:34   ÖZGÜR ÖZEL`DEN, TUTUKLU ÜMIT ÖZDAĞ`A ZIYARET..."ÜMIT ÖZDAĞ`ıN ŞAHSıNDA BÜTÜN ZAFER PARTILILERI SELAMLıYORUM, GENEL BAŞKANıNıZ ORADA BU MÜCADELE VERDIKÇE BIZ SONUNA KADAR YANıNıZDAYıZ"   16:46   EKREM İMAMOĞLU, YARıN PARTISININ CUMHURBAŞKANı ADAYıNıN BELIRLENECEĞI ÖN SEÇIM IÇIN BAŞVURUSUNU YAPACAK   16:27   CHP`LI GÜLCAN KıŞ`TAN, HÜDA-PAR MILLETVEKILI DINÇ`E TEPKI   15:27   DİSK`LI KADıNLARDAN 7 MART`TA GREV ÇAĞRıSı: HER NEREDEYSEK IŞIMIZI BıRAKıYORUZ GREVE ÇıKıYORUZ   15:13   GAZETECILIK ÖRGÜTLERINDEN ORTAK AÇıKLAMA: "GÖZALTıNDAKI GAZETECILERIN DERHAL SERBEST BıRAKıLMASıNı TALEP EDIYORUZ"    14:35   CHP`NIN CUMHURBAŞKANı ADAYı ÖN SEÇIMINDE ADAY OLMAK ISTEDIĞINI AÇıKLAYAN ESKI MILLETVEKILI ÇIÇEK, IMZA ISTEMEK IÇIN TBMM`YE GELDI   13:57   ÖZGÜR ÖZEL: “MEHMET ŞIMŞEK SUNUMU TEK SLAYTA INDIRSIN. TÜSİAD BAŞKANı`NıN POLIS KOLUNDAKI FOTOĞRAFıNı YATıRıM ORTAMı MÜSAIT DIYE GÖSTEREBILIR”   13:23   4+4+4 EĞITIM MODELINDE DEĞIŞIKLIK TARTıŞMALARı..."EĞITIMDE EŞITLIĞI ORTADAN KALDıRıLARAK, KıZ ÇOCUKLARı BAŞTA OLMAK ÜZERE GENIŞ BIR KESIMIN EĞITIM HAKKı GASP EDILMEK ISTENMEKTEDIR"   12:46   CHP`DEN IHRAÇ EDILEN LÜTFÜ SAVAŞ`ıN IHRAÇ KARARıNıN IPTALI IÇIN MAHKEMEYE BAŞVURDUĞU ORTAYA ÇıKTı   12:34   ÖMER FETHI GÜRER, TMO`YA SESLENDI: "850 BIN TON PATATES BIR AY IÇINDE ALıNMAZSA ÇÖP OLACAK"   11:46   ZAFER PARTISI GENEL BAŞKANı ÜMIT ÖZDAĞ: "İKTIDAR MAHKEME KARARıNı TANıMAMAKTA, FIILEN ANAYASA MAHKEMESINI KAPATMAKTADıR"   11:01   “BUGÜN ÇIFTÇININ ANASı AĞLıYOR” DIYEN ÇIFTÇI HAKKıNDA “CUMHURBAŞKANıNA HAKARET” SUÇLAMASıYLA DAVA AÇıLDı   10:10   CHP GRUBUNDA CUMHURBAŞKANı ADAYı IÇIN IMZA SÜRECI DEVAM EDIYOR... KOCAELI MILLETVEKILI KANKO: "İMAMOĞLU`NUN İSTANBUL`U NASıL IYI YÖNETIYORSA TÜRKIYE`YI DE IYI YÖNETECEĞI KANAATINDEYIM"   09:42   MERSIN NERGIS ŞENLIĞI KAPSAMıNDA DÜZENLENEN FOTOĞRAF YARıŞMASıNDA DERECEYE GIRENLER ÖDÜLLERINI ALDı   09:25   MERSINDEN KADıN KOOPERATIFI’NIN YÜRÜTTÜĞÜ ENHANCER PROJESI ILE GÜNEŞ ENERJILI KURUTMA TESISI KAPASITESI GÜÇLENDIRILDI   01:24   CHP`DE ADAYLıK YARıŞıNDA IKINCI ISIM BELLI OLDU: DURSUN ÇIÇEK ADAY ADAYı OLDUĞUNU AÇıKLADı   23:02   CHP`LI KıŞ`TAN IKTIDARA TÜSİAD TEPKISI: "TÜRKIYE HUKUK VE DEMOKRASI AÇıSıNDAN KARANLıĞA SÜRÜKLENIRKEN IŞ DÜNYASıNı SUSTURMA ÇABANıZ NAFILE"   20:46   YARGıYA TAŞıNDı: CEMIL TUGAY ‘CHP KURULTAYı`NDA PARA KARŞıLıĞı OY` IDDIALARıNA KARŞı TAZMINAT DAVASı AÇTı   19:59   DEM PARTI EŞ GENEL BAŞKANLARıNDAN TÜSİAD`A YÖNELIK SORUŞTURMAYA TEPKI: BU AKıL TUTULMASıNDAN VAZGEÇIN, TÜRKIYE`YI DAHA FAZLA KARANLıĞA SÜRÜKLEMEYIN  
 
     
 
 
image

Okunma : 238  Tarih : 15.02.2025  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan KARA

Duygusal İlişkilerimiz

DUYGUSAL İLİŞKİLERİMİZ

  İnsanlara doğruyu öğretmek kolaydır da doğru sandığının yanlış olduğunu benimsetmek neredeyse olanaksızdır. Doğru sandığımız halde yanlış yaptığımızı benimseyemediğimiz şeylerin başında ise kurduğumuz duygusal ilişkilerimizdeki yanlış davranışlarımız gelir.
  Duygusal birliktelik; duygusallığımızı tamamlayabilmemizin gerektirdiği olağan bir durum olmasına karşın biz, genellikle bizi tamamlayan değil bize uyduluk yapacak birini ararcasına duygusal ilişkiler kurmaya çalışırız. Bu nedenle de duygusal ilişkilerimiz, mutluluktan çok huzursuzluk getirir.
  Huzursuzluğun sonucunda en çok kullandığımız cümle ise “Beni anlamıyor ki” gibi bir şeyler olur. Biz de, genellikle “İyi de, sen onu anladın mı bari?” diye soramayız. Hem de anlaşılmak için anlayışlı olmak gerektiğini bildiğimiz halde.
  Peki, duygusal birliktelik için adım atarken nelere dikkat etmeliyiz?   Kuracağımız ilişkinin adı, “birliktelik” ise biz de her şeyden önce birlikte hareket etmeyi bilmeliyiz. Birlikte düşünmeli, birlikte uygulamalı, birlikte yaşamalıyız.

  Duygusal bir birliktelik için girişimde bulunacak olanlar; bir fidan yetiştirircesine titiz olmalılar. Daha sonra; biri tohum, diğeri nem olmalı ve değer yargılarından tohumun çimlenip beslenerek fidan olmak için verimli bir toprak yaratmalılar.
  Önemli olan kimin tohum, kimin nem olduğu değil oluşturulan toprağın kaliteli olup olmadığıdır. Tohum ve nem zamanla fidana dönüşür ve iki ayrı bedende, iki ayrı düşüncede aynı şekilde yaşamaya başlar çünkü.
  Toprağın kalitesi de; içine sinmeyen şeyleri içine atmadan gerektiğinde kavga etmeden konuşup tartışabilme, birbirlerine gösterilen anlayış, karşılıklı duyulan güven, gösterilen saygı ve hissettirilen sevginin kalitesinde gizlidir.
  Bu koşullar göz ardı edilerek oluşturulan birliktelikler ise kurumak zorunda kalan hastalıklı fidanlar gibidir. Bir süre sonra ölmese ve yaşamayı sürdürse bile hep hastalıklı olmak durumundadır artık.

  Kesinlikle; bitmiş bir ilişkinin sarsıntıları geçmeden ve hasarları düzeltilmeden yeni bir ilişkiye girilmemeli. Genellikle ya “yağmurdan kaçarken doluya tutuluruz” ya da “denize düşünce yılana sarılırız” çünkü. Her ikisi de kalıcı hasarlara yol açar.
  Bir süre sonra bu hasarın artçı sarsıntıları azalsa bile izleri bir ömür boyu sürer. Tıpkı bir düşünürün söylediği gibi; “Dal kırıldıktan sonra rüzgar dinse bile dal kırılmıştır artık”  O hasarlar yalnızca bize değil, aynı zamanda birlikte olduğumuz kişiye de ilişkimize de zarar vermeye başlar.

  Bu tür birliktelikler, bizi evliliğe götürür ve çocuklarımız olursa aynı zararlar soyaçekimde olduğu gibi çocuklarımızda da görülecektir. Çocuğun yetiştiği ortam ve çocuğu yetiştiren anne-baba çok önemlidir. Çocuklarımız, yazımın başında sözünü ettiğim fidanın tohumları ve yeni fidanlar olacaktır çünkü.
  Birlikte olacak bireylerin dış görünüşleri, geçmişleri, yaşları, kiloları gibi ayrıntılar önemli olsa da belirleyici ana unsurlar olarak alınmamalıdır.
  Bireylerin; geçmişte utanılacak kalıntıları yoksa “bundan önce ne oldukları, ne yaşadıkları” değil “bundan sonra ne olabilecekleri, neler yaşatacakları” sorgulanmalıdır.      Yaşları arasında uçurum yoksa “ yaşanılmış beden yaşı” yerine “severken hissettiği, hissedeceği, hissettireceği yaşı” sorgulanmalıdır.

  Kiloları “zayıf” ile “şişman” kavramlarına örnek olacak kadar farklı değilse gözde fazla büyütülmemelidir. Yeter ki; birbirlerini hem duygusal hem fiziksel anlamda kucaklayabilsinler. Biri diğerini kucaklayabiliyorsa sorun yok demektir. Birinin kucağında uyumakla, onu kucağında uyutmak aynı şeydir çünkü.
  Seven insan; “Ben severken; hiç kimsenin hiç kimseyi sevemeyeceği kadar çok, hiçbir gücün yok edemeyeceği kadar güçlü sevmeliyim. Her zaman, her koşulda, her ortamda sevgimi hissettirmeli, sevgimden ödün vermemeliyim. Bunları yapamıyorsam da, arkamda onurlu bir birlikteliğin izlerini bırakarak gidebilme erdemini gösterebilmeliyim” diyerek sevmeli.  “Sevdim, seviyorum ve seveceğim” sözleri sevgimizin yasası hatta o yasanın değiştirilemez maddeleri olmalı. Sevenler sevdiğine, göğsünü gererek “seni sevdim, seviyorum, seveceğim” diyemiyorsa onun adı sevgi değil “şehvet düşkünlüğü, vücut alışverişine yönelik duygu sömürüsü” olur.
  Seven; sevdiğinin sevgisini hak ettiğini hissettiren ve hak edildiğini hisseden bir duyguyla sevemiyorsa ortada sevgi falan yoktur. Buna ille de bir şey dememiz gerekirse, ancak ve yalnız “soytarılık” diyebiliriz. 

  Çiftler, zamanla birlikteliklerini evlilikle süsleyebilirlerse; “sevişmeden uyumayalım” demek yerine kimi zaman “sevişmeyi hak etmiyorsa sevişmeden uyumayı” bilmeli. Kimi zaman da “uykusundan uyandırılırken uyarıldığı için sevişmeye hazır olarak” uyanmalıdır.

  İyi bir sevişme, bedenden çok ruhu rahatlatır çünkü. Kafası rahat olmayanın, bedeni rahatlamaz yani.
  Çiftler, birbirlerine karşı karı-koca olmanın gerektirdiği bir sorumluluk duygusu taşıdıkları için değil iki yarımı birleştirerek bir bütün oluşturmanın bilinciyle sevişmeliler.     Tıpkı, Özdemir Asaf’ın bir şiirindeki  “Dünyanın nüfusu ikiye bölünsün/ Biri sen ol, biri ben./ Bir bütün olalım ikimiz,/ Kimseye sezdirmeden” dizelerini uygular gibi.

  Birlikte olmak, yalnızca bedenlerini birleştiren ilkel bir birliktelik olmamalı. Düşüncelerin, duyguların, arada bir farklılıklar olsa bile değer yargılarının ve yaşam biçimlerinin uyumu sağlandıktan sonra bedenlerin birlikteliği kendiliğinden oluşacaktır.

  Bedensel birliktelik, bir vücut alış verişi değil, iki bedende bir ruh oluşturma sanatı olarak algılanmalıdır.
  Bir bakıma bedensel birliktelik; her türlü zorluğu aşacak kadar güçlü donatılmış düşüncelerin, duyguların ve davranışların yaşanmasının sağlandığı bir ortamda duyulan sevgi, saygı, güven ve anlayışın meyvesi olmalıdır.
  Bunları sağlamadan yaşanan bedensel birlikteliklerin bir şeyleri eksik kaldığı için yavan kalacaktır. Sonucu da, mutluluk yerine huzursuzluk olarak görülecektir.
  Duygusallığın mantıklı kalmayı gölgelemesine izin verilmeyecek kadar akıl dolu, ayakların yere bastığı, sevgi, saygı ve anlayışla beslendiği için meyvesi mutluluk olan duygusal ilişkiler oluşturabilecek nesiller yetiştirebilmek özlemiyle hoşça kalın.

 

 

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 



  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinerji.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA