(TBMM) - CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TBMM Genel Kurulu`nda, "TÜSİAD`ın düşüncelerine katılmayabilirsiniz ancak eleştiri hakkını hedef almak demokratik toplumların olmazsa olmazı ifade özgürlüğüne zarar vermektedir. Korku üzerine inşa edilen baskı rejimleri kalıcı olmayacaktır; baskıyla susturmaya, kayyımlarla yönetmeye çalışanlar sonunda kendi sistemlerinde kaybolurlar. Türkiye hukuk ve demokrasi açısından karanlığa sürüklenirken iş dünyasını susturma çabanız nafile" dedi.
TBMM Genel Kurulu`nda Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu İle Bazı Düzenlemelere Dair Kanun Teklifi`nin görüşmeleri devam ediyor. Görüşmeler esnasında söz alan muhalefet milletvekilleri, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Başkanı Orhan Turhan`ın gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, TÜSİAD`a yapılan iktidar baskısına ilişkin şunları söyledi:
"Ülkemiz zor günlerden geçiyor, gazeteciler, siyasetçiler, muhalifler baskı altında, hukukun üstünlüğü değil iktidarın üstünlüğü görev almış durumda. Eleştiriye tahammülsüzlük öyle bir boyuta ulaştı ki TÜSİAD bile hedef alınmış durumda. Bildiğimiz bir tek şey var, TÜSİAD`ın düşüncelerine katılmayabilirsiniz ancak eleştiri hakkını hedef almak demokratik toplumların olmazsa olmazı ifade özgürlüğüne zarar vermektedir.
Buradan hatırlatıyoruz, korku üzerine inşa edilen baskı rejimleri kalıcı olmayacaktır; baskıyla susturmaya, kayyumlarla yönetmeye çalışanlar sonunda kendi sistemlerinde kaybolurlar. Adalet Bakanı `Sivil toplum kuruluşları görüş belirtebilir ama yargıyı etkilemeye yönelik ifadeler hukuka aykırıdır` diyor. Kayyum atamak, muhalifleri yargıyla susturmak, basını baskı altına almak da hukuka uygun mudur? Türkiye hukuk ve demokrasi açısından karanlığa sürüklenirken iş dünyasını susturma çabanız nafile. CHP olarak bizler bu keyfî düzene son vereceğiz. Türkiye`nin kaybedecek vakti yok, erken seçim değil hemen seçim diyoruz. Gerçek reformla, uzun vadeli bilim ve teknoloji politikalarıyla beyin göçünü durduracak, Türkiye`yi teknoloji üreten bir ülke hâline getireceğiz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu çürümüş düzeni değiştireceğiz diyorum."
"Cumhurbaşkanı `Alın kellelerini` diyor, akşam soruşturmaya çağırıyorlar"
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras`ın Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın talimatının ardından gözaltına alındığını belirten DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, şöyle konuştu:
"İfade özgürlüğü yerlerde. En sıradan eleştirilerini söyleyen bir insan, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın esip gürlemesinden sonra alınıp götürüldü. Davet edilse gidecek emniyete, bir korku devleti oluşturulacak ya hemen polis eşliğinde götürülüyor. `Sanayici çok zorlanıyor, ihracatçı kan ağlıyor, ithalatın cazibesi artıyor` diyor ve ardından ekliyor: `Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar, hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ`ler, hem batıdaki girişimciler yakınıyor hem doğudakiler`... Bunları söyleyen de yine TÜSİAD`ın gözaltına alınan Başkanı Orhan Turan. Bunların hangi birine itiraz edebilirsiniz? Ama öylesi bir yönetim var ki sabah Cumhurbaşkanı `Alın kellelerini` diyor, akşam soruşturmaya çağırıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi ya? Nasıl bir ülkedeyiz? Allah için itiraz edecek, `Olur mu böyle bir şey` diyecek bir insaf sahibi yok mu aranızda, bir vicdan sahibi yok mu aranızda? Apaçık bir yanlışlık olduğu, bir otoriter yönetim olduğu ortada, niye itiraz etmiyorsunuz? Şunların hangi biri yanlış? Şu ülkedeki hukuksuzluklara, vicdansızlıklara susarak belki makam, mevki sahibi olabilirsiniz ama boşunadır."
"Bağımsız yargıdan değil, sadece kendinizden bağımsız bir yargıdan korkuyorsunuz"
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun da gözaltılara ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"TÜSİAD Başkanı Orhan Turan`ın başına gelenler hepimize ibret olmalı. Bir iş insanı, bir sivil toplum temsilcisi, ekonomiye yön veren bir kurumun Başkanı çıkıyor, ülkenin gerçeklerini dile getiriyor ve ertesi gün maalesef hedef tahtasına oturtuluyor. TÜSİAD Başkanı `Bağımsız yargı olmadan ekonomi düzelmez` dediği için linç ediliyor, başını da ülkenin Adalet Bakanı çekiyor. Siz bu `bağımsız yargı` lafından neden bu kadar rahatsızsınız? Siz bağımsız yargıdan değil, sadece kendinizden bağımsız bir yargıdan korkuyorsunuz. Bağımsız yargıyı savunanları susturacağınıza yargıyı gerçekten bağımsız hâle getirin. Eleştirileri tehdit edeceğinize adaletsizlikleri giderin.
`Türkiye, eski Türkiye değil` dedi ya Sayın Adalet Bakanımız, doğru söylüyor, Türkiye gerçekten eski Türkiye değil ama neden değil? Eskiden yargı mensupları hukuk önünde cübbesini iliklemeyen hâkimlerdi, şimdi ise telefon bekleyen memurlara döndü; eskiden mahkemeler kanuna göre karar verirdi, şimdi yukarıdan gelen talimata göre; eskiden `yargının bağımsızlığı` diye bir kavram vardı, şimdi bağımsız yargıyı savunanlar mahkeme kapılarında ifade veriyor; eskiden yatırımcı adalete güvenir, Türkiye`ye sermaye getirirdi, şimdi mahkemelere değil sizin keyfî kararlarınıza göre rota çiziyorlar. Sayın Bakan, Türkiye eski Türkiye değil ama sebebi sizin iddia ettiğiniz gibi güçlü bir hukuk devleti oluşumuz değil, tam tersine, hukukun tamamen rafa kaldırılmış olmasıdır. Sayın Bakan, siz bağımsız yargının güvencesi misiniz yoksa sadece kim susturulacak diye talimat bekleyen bir infaz memuru musunuz? Soruşturma açıp açmamak sizin keyfinize mi kalmış? Adalet böyle mi sağlanır?"