çArşı’nın liderlerinden Ayhan Güner, siyah-beyazlı taraftarların Süper Kupa finalinde açtığı ‘Nuriye Semih yaşasın’ pankartını savunarak “İki öğretmenimiz masumane biçimde haklarını arıyorlar. Başka türlü düşünmeyi ayıp sayarım.” dedi.
Samsun başsavcılığı, söz konusu pankartı açtıkları öne sürülen siyah-beyazlı 17 taraftar hakkında ‘terör örgütü propagandası’ iddiasıyla soruşturma başlatmıştı.
Savcılığın açıklamasında, KHK’yla ihraç edildikleri işlerine iade talebiyle başlattıkları açlık grevinin 157’nci günündeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ‘DHKP-C militanı’ ilan edilmişti.
Güner, “Neydi o pankartın mesajı?” sorusunu “‘Nuriye ve Semih’ deyince filanca örgüt, İzmir Marşı’nı söyleyince ‘PKK dışarı!’ diyorlar. Bunu diyenler, IŞİD’in katlettiği insanlara saygı duruşunu bile bozanlar” diye yanıtladı.
Türkiye ile İzlanda arasında 13 Ekim 2015’te Konya’da oynanan maç öncesinde, 10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde gerçekleştirilen IŞİD saldırısında hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunda tribünlerden ıslık ve yuhalama sesleri yükselmişti.
"İKİ ÖĞRETMENİN MASUMANE HAK ARAYIŞI"
“Son yıllarda iki kutup oluştu. Biri ne derse diğeri onu vatan hainliğiyle suçluyor” diyen Güner şöyle devam etti: “İzmir Marşı’nı tanıdığım tüm AK Partili, MHP’li, CHP’li arkadaşlarım söyler. Konyaspor başkanının son 20 günde yaptığı açıklamalar ortada ama nedense fatura Fikret Orman’a kesildi! İki öğretmenimiz masumane biçimde haklarını arıyorlar. Başka türlü düşünmeyi ayıp sayarım.”
‘DEVLET ÇARŞI’DAN ÖZÜR DİLEMELİ’
"Siz de Gezi sürecinde yargılandınız. Gezi’den bu yana Beşiktaş’ın, çArşı’nın özellikle hedef alındığı yorumu doğru mu?" sorusuna Güner şöyle yanıt verdi:
Gezi’den dolayı, o gün bugündür, BJK taraftarı, çArşı ‘sakıncalı piyade’dir. Oysa çArşı mahkemelerde beraat etmiştir. Aslında devlet çArşı’dan özür dilemeli. O günlerde anlaşmalı iki grup vardı. Belki bütün o yaşananları bugün mücadele ettikleri kişiler yaptı ama Çarşı’dan özür dilenmeli. çArşı’yı sevmeyen yoktur. Duyarlılıklarımız, yaptığımız sosyal içerikli kampanyalar, köy okullarına yardım… Bütün bunlara rağmen Beşiktaş ve Çarşı ‘sakıncalı tribün’ olarak görülüyorsa buna futbol denmez. Türkiye’de futbol 10 aydır rafa kalkmış durumda ne yazık ki.