Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Anklara Büyükeşhir Belediyesi'nin ODTÜ Yolu Projesi hakkında yaptığı açıklamada, "2012 yılında Göktürk uydusunun fırlatılması törenine 3 bin kolluk kuvvetiyle gelen dönemin Başbakanının ODTÜ’den nasıl kaçtığına hepimiz şahidiz. Yahu, ODTÜ’ye senin ağa babaların giremedi; sen nasıl, hangi cesaretle gireceksin? Başarılı olamayacaksın; çünkü biliyoruz ki doğayı katledenler her zaman kaybetmeye mahkumdur!" dedi.
Nazlıaka'nın açıklaması şöyle:
Konuşmama tarihi bir anekdot ile başlamak istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk Çankaya Köşkü’nde yapılan bir düzenlemeyi takip etmekte idi. Köşkün bahçesini yeniden düzenlemek üzere İzmir’den genç bir peyzaj uzmanı getirilmişti. Uzman birkaç gün bahçeyi inceledi, bir takım planlar çizdi. Sonunda tasarladıklarını Gazi’ye sunma sırası geldi. Bahçeyi birlikte gezerlerken, nerelerde neler yapılması gerektiğini anlatıyor, Gazi de dikkatle onu dinliyordu. İri kıyım bir kayın ağacının önüne geldiklerinde uzman:
“Bu ağacı da keseceğiz; çünkü yolu engelliyor” dedi.
Atatürk birden durdu. Kızdığı, gerilen yüzünden ve çakmak gibi yanan gözlerinden belli oluyordu.
“Vay beyim vay” dedi. “Ömründe böyle bir ağaç yetiştirmişliğin mi var ki fütursuzca ‘keselim’ diyorsun?”
Bugün ise dere yataklarını, ormanlarımızı ranta teslim eden doğa düşmanı bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Sırf Kuzey ormanlarında kesilen ağaç sayısı üç milyondan fazla. İşte yaşadığımız doğal afetlerin öyküsü o günlerde yazıldı; yazılmaya da devam ediyor.
Yeşile düşman, sanata düşman, bilime düşman, kadına düşman, güzele, iyiye düşman bir anlayış tarafından yönetiliyoruz. Bu zihniyetin bir temsilcisi de Ankara Büyükşehir Belediyesi’dir. Başkent’te yükselen çok katlı binalar, kesilen ağaçlar, her yağışta dereye dönen caddeler ve sokaklar, araçları sürükleyecek noktaya gelen sel akıntısı işte bu yanlış zihniyetin sonuçlarıdır.
Şimdi aynı akıl Atatürk Orman Çiftliği’nden sonra gözünü yeniden ODTÜ Ormanlarına dikti. Bildiğiniz gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi “1071 Malazgirt Yolu” denilen yol için 3 bin ağaç kesti. 3 bin ağaç ve bu ağaçların hayat verdiği bütün canlılar yok edildi…
Şimdi Ankara Büyükşehir Belediyesi yeni bir yol çalışması için ODTÜ’nün kapısına dayanmış durumda. Gökçek, büyük olasılıkla bir öncekinde olduğu gibi öğrencilerin bayram tatiline gitmesini bekleyecek; sonra da “arkadaşlar bana sürpriz yaptılar!” deyip yine bayram günü binlerce ağaç katledecek.
Bu ağaçlar hepimize ait, hepimiz bu kentin havasını soluyoruz, hepimiz yaşanan felaketlerden etkileniyoruz. Biz onlar gibi bu işi bir siyasi rövanşa çevirme derdinde değiliz; bizim derdimiz bir tek ağacı korumak ve bu kente sahip çıkmak!
ODTÜ’nün kurulduğu günden bu yana emek emek büyüttüğü ve Ankara’nın nefesi olan ODTÜ Ormanları yeniden rant için gözden çıkarılmaya çalışılıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi dayatmaya çalıştığı yol projeleriyle, “trafiği azaltma ve Bilkent Şehir Hastanesi’ni kente bağlama” bahanesiyle ODTÜ Ormanı’ndan yeni yollar geçirmeyi hedefliyor.
Kampüsün kuzey tarafında, Eskişehir Yolu’na paralel şekilde, Hazırlık Bölümü’nün arkasından geçen ve Öğretmenler Caddesi’yle A7 Kapısı arasında uzanan bir yol var. Bir de İncek’ten Bilkent Şehir Hastanesi’ne doğru, kampüsün batı sınırına yaklaşık 250 metre mesafede, kuzey-güney doğrultusunda bir yol uzanıyor. ODTÜ Koruma İmar Planı’nda kampüsün kuzey tarafından Eskişehir Yolu’na paralel olarak geçecek yolun aç-kapa yapılmadan tünel olarak yapılacağı notu düşülürken; geçtiğimiz ay askıya çıkan planda bu notun olmadığı görülüyor.
Bu yolun Ankaralıların “yararına” olduğu bahanesi öne sürülüyor. Biz Ankaralıların bu bahanelere karnı tok! 3 sene önceki yol yapılırken de, yeni yol sayesinde toplu taşımayla ulaşımın daha kolay hale geleceği, trafiğin azalacağı, halka hizmette yeni bir çığır açılacağı öne sürülmüştü; ancak yapıldığı günden bu yana bu yollardan tek bir toplu taşıma aracı dahi geçmiş değil. Trafik yoğunluğunda da herhangi bir azalma yok.
24 HEKTARA YAKIN ORMAN YOK EDİLECEK
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bitmek bilmeyen yol projeleri, toplu taşımla halkın hayatını kolaylaştırmak için değil, trafiğe çıkan araç sayısını arttırmak içindir. Bu projelerle doğa her geçen gün rant uğruna katledilmektedir. Şimdi de ODTÜ ormanından yaklaşık 8.000 ağaç kesilmesi planlanıyor. Bu Ankara’nın nefesini kesmek demektir. Bu o ormandaki yüzlerce çeşit kuş türünün ve bitkinin yaşam alanlarını yok etmek demektir. Bu hava kirliliğinin artması, yeşil alanların yerini gri yapılara bırakması demektir. ODTÜ arazisi yüzde 87’si orman olan bir arazidir. Bu yol sanat yapılarıyla birlikte 24 hektara yakın bir orman alanını yok edecektir. Yaklaşık 94 hektarlık orman alanının da ODTÜ arazisi ile bütünlüğü koparılacaktır.
Ayrıca; yolun yapılacağı arazinin bir kısmı arkeolojik alana girmektedir. Arkeolojik değeri olan bu bölgede bilimsel, sistematik ve detaylı bir inceleme yapılmaksızın alınacak bir karar geri dönülemez zararlara yol açacaktır. Kısacası; yeni yol projeleri sorunlara çözüm değil, yeni sorunlar getirmektedir.
Bundan bir ay önce kamuoyuyla dünyanın nüfus olarak benzer kentleri ile Ankara’nın raylı ulaşım sistemini karşılaştırmıştım. Bu kentlerin kent içi demir yolu ağı Ankara’nın neredeyse dört katı… Ankara’nın raylı sistemi kullanan yolcu sayısı ise bu kentlerin yaklaşık yüzde onu kadar. Daha da ilginci; Ankara’da son 8 yılda raylı sistemi kullanan her üç kişiden biri metroya binmekten vazgeçti. Ankara’da nüfus artıyor ama toplu taşım yolcu sayısı azalıyor. Gökçek yeni yol yapmak yerine dönüp işletemediği metro sistemine baksın!
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin resmi web sayfasında 2014 yılının Mayıs ayında bir bilgi notu paylaşıldı. Buna göre: “Sinyalizasyon çalışması nedeniyle metro saatleri geri çekilmiştir. Yıl sonunda Sincan – Kızılay arasında doğrudan seferler başlayacaktır.” Aradan 3 yıl geçti; hala Sincan – Ankara arasında seferler aktarmalı!
"AKP'NİN ASIL AMACI BELLİ"
ODTÜ’den yol geçirmek isteyen AKP’nin asıl amacı bellidir: tankla; kolluk kuvveti ile giremediği ODTÜ’ye girmektir! Ancak bu bilim yuvasına öyle tankla, polisle, dozerle filan girilemez. ODTÜ’ye ancak akılla girilir.
Ruhları satılık, dinleri imanları rant; yeşilden anladıkları doların yeşili olanlardan beklenen tam da budur! Bizler için “kökü dışarda” deyip Atatürk’ün halkına emanet ettiği araziyi ABD’ye peşkeş çekenlerden, “çevrecilikse, yeşil sevdasıysa; onu da en iyi biz biliriz; biz!” deyip milyonlarca ağaç kesenlerden beklenen tam da budur!
GÖKÇEK'E SESLENİYORUM
Buradan Melih Gökçek’e sesleniyorum: 2012 yılında Göktürk uydusunun fırlatılması törenine 3 bin kolluk kuvvetiyle gelen dönemin Başbakanının ODTÜ’den nasıl kaçtığına hepimiz şahidiz. Yahu, ODTÜ’ye senin ağa babaların giremedi; sen nasıl, hangi cesaretle gireceksin? Başarılı olamayacaksın; çünkü biliyoruz ki doğayı katledenler her zaman kaybetmeye mahkumdur!