CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Neresinden bakayım, neresini tutayım, neresini düzelteyim. Türk Yargısı adalet terazisini değil ama çay toplama makaslarını çok hassas tutuyorlar. Ey Danıştay Başkanı, siyasete meylin olabilir, Cumhurbaşkanı’na daha çok yalakalık yapmak istiyor olabilirsin, cübbeni çıkar da gel, meydanlarda seni bekliyoruz. Böyle bir hadsizlik olamaz. Kimse ana muhalefet etkinliklerini ‘sözde adalet yürüyüşü’ diye küçümseyemez. Ben de o zaman sen sözde Danıştay Başkanısın derim. Adalet terazisini ters yüz ettiniz derim. Siz ve sizin gibiler yerle bir ettiğiniz için adaleti yollarda arıyoruz. Eskiden yargının sorunları vardı, bugün yargının sorunu var. Şimdi bağımsız ve tarafsız yargıç sorunumuz var. Danıştay Başkanı’nın derhal istifa edip siyasete girmesi gerekir” dedi.
Altay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, öfkesinin ve üslubunun artık katlanır halde olmadığı eleştirisini getiren Engin Altay, “AK Parti Genel Başkanı’na cevaplarımız olacak. Cumhurbaşkanı’na ise çaplı eleştirilerde bulunacağım” dedi.
ARAKAN’A YARDIM ZİYARETİ
CHP Grup Başkanvekili Altay, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Arakan’a yardım ziyareti heyetine başkanlık eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın havaalanı inişinde devleti temsil eden bakanların önünde yürümesini eleştirdi. Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu soruları yöneltti:
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’ye yönelik eleştirilerine, Arakan yardım heyetinin çekilmiş fotoğrafını basın mensuplarına göstererek karşılık verdi. Altay, “İşte, bir muhterislik, çapsızlık, ruhsuzluk aranıyorsa bu fotoğrafta hepsi var. Arakan’a giden yardımlar Erdoğan ailesinden mi gitmiştir, Türkiye Devleti'nden mi, Bilal Erdoğan’dan mı?” diye konuştu.“Arakan'da Müslümanlara yönelik katliama ve sürgünlere yönelik hükümetimizin, devletimizin, milletimizin yardımlaşma anlayışını olumlu karşılıyoruz ve destekliyoruz Hükümetin dayanışma duygularını olumlu karşılıyoruz. Ancak bazı sorularımız olacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden Arakan’a giden yardımlar Cumhurbaşkanı Erdoğan ailesinin yardımları mıdır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mi, aziz milletimizin yardımları mıdır? Bunun cevabını AK Parti Genel Başkanı’ndan bekliyoruz. Yardım heyetinin en önünde mahdum Erdoğan (Bilal Erdoğan), hemen arkasında Sayın Hanımefendi (Emine Erdoğan) ve onların arkasında devlet ricali. Boncuk boncuk dizilmiş bakanlar. Yakışıyor mu? Sayın Erdoğan ve aziz millete soruyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına oraya bir heyet gidiyor güya ama Erdoğan ailesini, mahdumu en önde, hanımefendi arkasında ve arkasında boncuk gibi dizilmiş bakanlar. Bunu aziz milletimize yapılmış bir saygısızlık, bir adap, görgü ve edep dışılık olarak değerlendiriyoruz. Bu olmaz, doğru değildir.”
"MUHTERİS ERDOĞAN SUÇLAMASI"
CHP Grup Başkanvekili, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Partililere yönelik, “kapının önüne koyarım” sözlerine yönelik, “Bir gün AK Partilileri savunacağım aklıma gelmezdi” diyerek şunları söyledi:
“Erdoğan partiye 14 yıldır emek vermiş kadrolarını yorgunlukla, yılgınlıkla ve yolsuzluğa bulaşmışlıkla suçluyor. Bir gün, AK Partilileri savunacağım aklıma gelmezdi. AK Partililerin hukukunu CHP Grup Başkanvekilinin savunacak durumda kalması Erdoğan’ı muhteris haline getiriyor. 15 yıldır iktidar, 15 yıldır şikayetçi. Bu bir numune. 15 yıldır tek başına iktidar olup da her şeyden şikayet eden, her şeye muhalefet eden, en son AK Parti'yi kuran emektarlara çamur atarak, ‘yolsuzluğu sadece ben yaparım’ anlamı çıkacak şekilde partisinin 15 yıllık geçmişini zan altında bırakmak olsa olsa kifayetsizlik, ruhsuzluk halidir. Bir çapsızlık aranıyorsa buradan aranabilir. Erdoğan polemiklere devam etmek istiyorsa, biz hazırız. Ama artık kendisine karı olan insanlara çamur atmaktan vazgeçsin. Dozu o kadar kaçırdı ki, kendisini oraya taşıyanlara da çamur atmaya başladı. İlk sandıkta Erdoğan bu yaptıklarının bedelini siyaseten, demokratik yollardan alacaktır. Erdoğan, ‘çapsız, ruhsuz, ana muhalefet partisi’ demiş. Herhalde Cumhurbaşkanı olarak bu ifadede bulunmak istememiştir. Recep Tayyip Erdoğan kendisini tarif etmiş. Hakikaten. Türkiye’nin şanssızlığı hakikaten çapsız, ruhsuz genel başkana ve cumhurbaşkanına sahip olmasıdır. Erdoğan, ‘yolsuzluk yapanı kapının önüne koyarım’ diyor. Yolsuzluk yapanlar kapının önüne değil, hakimin önüne konur Sayın Erdoğan. Çaplılık bunu gerektirir. Kapının önüne koymak da çapsızlığın bir başka güzel örneğidir.”
"SÖZDE DANIŞTAY BAŞKANI"
Engin Altay, CHP’nin Adalet Yürüyüşünü, “söz adalet yürüyüşü” olarak tanımlayan Danıştay Başkanına da tepti gösterdi. Danıştay Başkanına, “Sen de sözde Danıştay Başkanısın” diyerek karşılık veren CHP Grup Başkanvekili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Neresinden bakayım, neresini tutayım, neresini düzelteyim. Türk Yargısı adalet terazisini değil ama çay toplama makaslarını çok hassas tutuyorlar. Ey Danıştay Başkanı, siyasete meylin olabilir, Cumhurbaşkanına daha çok yalakalık yapmak istiyor olabilirsin, cübbeni çıkar da gel, meydanlarda seni bekliyoruz. Böyle bir hadsizlik olamaz. Kimse ana muhalefet etkinliklerini ‘sözde adalet yürüyüşü’ diye küçümseyemez. Ben de o zaman, 'sen sözde Danıştay Başkanısın' derim. Adalet terazisini ters yüz ettiniz derim. Siz ve sizin gibiler yerle bir ettiğiniz için adaleti yollarda arıyoruz. Eskiden yargının sorunları vardı, bugün yargının sorunu var. Şimdi bağımsız ve tarafsız yargıç sorunumuz var. Danıştay Başkanının derhal istifa edip siyasete girmesi gerekir.”
ANKA.