Fransa'da işçiler Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin çalışma yaşamına dair yeni yasal düzenlemelerini protesto etmek için bugün greve gitti. Paris'te ve ülkenin bir dizi kentinde düzenlenen eylemlere de binlerce kişi katıldı. Genel Emek Konfederasyonu'nun (CGT) çağrısıyla yapılan grevler Paris'te metro seferlerini durdurdu, kamyon şöforleri Şanzelize'yi kapattı, liseliler okullarının önünde barikatlar kurarak eylemlere destek verdi.
Konuyla ilgili haberler genel olarak "Macron'un ilk sınavı" şeklinde verilirken işçilerin taleplerinin sınıfsal niteliği göz ardı edildi.
HEDEF İŞSİZLİĞİ ÇÖZMEKMİŞ?
İşsizlik sorunuyla başetmeyi hedeflediği söylenen tasarı işverenlerin işçileri işe alıp çıkartma usullerindeki kuralları esnetmeyi gündeme getiriyor. Bu haliyle "ilginç" bir iddiayı içeren tasarı işçiler tarafından basitçe "patron yanlısı" olarak niteleniyor.
Çünkü reform, işverenlerin, işten haksız çıkarmalarda ödenecek tazminatlar için tavan belirlenmesine ve herhangi bir yasal kısıtlamaya maruz kalmaksızın çalışma saatlerini doğrudan işçilerle belirleme özgürlüğü elde etmesine imkan tanıyan düzenlemeler içeriyor.
Tasarıda, 50'den az çalışanı bulunan iş yerlerinde işverenin sendika temsilcisi olmaksızın çalışanla masaya oturabilmesi ve işten çıkarılmalarda itiraz süresinin bir yılla sınırlandırılması gibi değişiklikler de yer alıyor.
CGT'nin ülke çapında 4 bin grev ve 180 eylem yapmayı planladığını duyurmuştu; Marsilya, Lyon, Toulouse ve Nantes gibi büyük şehirlerin yanında Paris'te gerçekleşen grev ve eylemler ülkeyi sarstı.
Polis eylemlere klasik yöntemlerle müdahale etti; polis açıklamasına göre dört eylemci gözaltına alınırken, bir kişi yaralanarak hastaneye kaldırıldı.
KAPİTALİZMİN YENİ SİYASETÇİ TİPİ SKANDALDA SINIR TANIMIYOR
Eylemler sırasında Karayip'te Irma ve Jose kasırgasından etkilenen Fransız topraklarını ziyaret eden Macron daha önce çalışma yasası reformuna karşı çıkanları "tembel" (miskin) olarak nitelemişti. Yunanistan ziyareti sırasında ironik bir şekilde reforma karşı çıkanları hedef alan Macron "Fransa reformist bir ülke değildir. Reform yapmaz çünkü biz isyan ederiz, direniriz, kaçınırız. Böyleyiz biz" demiş ve tepki toplamıştı.
CGT Genel Sekreteri Philippe Martinez, Macron'un sözlerinin "skandal" olarak nitelerken Cumhurbaşkanlığı seçiminde Macron'la yarışan Sosyalist Parti adayı Benoit Hamon da "Asıl tembeller, hayatları için çalışmak zorunda olmayan zengin bireylerdir" demişti.
TEMBELLİK HAKKI MI?
Harris Interactive'in yaptığı araştırmaya göre, Fransızların yüzde 58'i çalışma yasasının değiştirilmesini istemiyor.
Halkın yüzde 71'i yapılacak değişikliklerin sendikaların gücünü azaltacağı görüşünü paylaşırken, yarısından fazlası da işçilerin çalışma koşullarının kötüleşeceğini düşünüyor.
İktidarın yasa değişikliğini kanunlaştırma yolu yerine hükümet kararnamesi yöntemiyle değiştirmeyi planlaması da kamuoyunda tepkilere neden oluyor.
Yasanın, 36 değişiklik öngören 5 kararnameyle değiştirilmesi bekleniyor.
Çalışma yasasında geçen yıl yapılan değişiklikler ülkede büyük gösterilere neden olmuş, yüz binlerce kişinin katıldığı grev ve gösterilere rağmen tasarı, hükümet kararnamesi ile Ulusal Meclis'te oylanmadan geçirilmişti.
Tasarıya karşı çıkan ve bugünkü eyleme destek veren Boyun Eğmeyen Fransa (FI) partisi de 23 Eylül'de başkent Paris'te gösteri düzenlemeyi planlıyor.