CHP Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit,CHP PM Üyesi Yıldırım Kaya,YKKED Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Özler Çakır,Yazar Hamide Yiğit,Eğitim İş Mersin Şube Başkanı Hakan Boyar,Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu,Çocuk Doktoru Dr. Galip Kırıcı'nın konuşmacı olarak katıldığı 1.Eğitim Çalıştayı Silifke Belediyesi Halk Oyunları Ekibi’nin gösterisi ile başladı çalıştayda öğrencilere Türk Bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümsüz eseri Nutuk hediye edildi.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, 18 Eylül’de okulların açılacağını anımsatarak, yeni Eğitim ve öğretim yılının hayırlı olmasını diledi.
Türkiye’nin hızla karanlığa gittiğini ifade eden Özyiğit, “Bu ülkenin aydınları, devrimcileri, demokratları, liberalleri, Atatürkçüleri, vatanseverleri, cumhuriyetçileri, gençlerimiz, kadınlarımız ve halkımız birleşmeden bu karanlıktan kurtulamayız. Aydınlık günlerin mücadele etmeden kazanılamayacağını tarih bize gösterdi. Tarih bizlere çocuklarımızın gezi sürecindeki mücadelelerini de gösterdi. Onlar iktidara; ‘Sana biatta etmeyiz, itaatte etmeyiz. Benim parkıma, ağaçlarıma, yaşam alanıma dokunma’ dediler. Direndiler, kenetlendiler, haklı demokratik eylemlerini gerçekleştirdiler” dedi.
MÜFREDAT AKIL VE BİLİM YOKSUNU
Tutuklu öğrenci sayısının toplam tutuklu sayısının 3’te birine tekabül ettiği bilgisini veren Özyiğit, şöyle devam etti:
“Taşımalı eğitim adı altında 1 milyon 300 bine yakın çocuk evlerinden, ailelerinden uzakda bulunan okullara taşınmak zorunda kalıyor. Okula erişimde ciddi sorunlar yaşıyor. Bugün 44 bin köy ve mahallede okulun olmadığı ülkemizde 300 bin atama bekleyen öğretmen iş bulamamakta. Uyuşturucu kullanımı ortaokul seviyesine kadar inmiş durumda. Bu koşullarda çocuklarımız istediği okula gidememekte, imam hatiplere gitmeye adete mecbur bırakılmak istenmekte. Müfredatta yapılan değişiklikle çocuklarımızı bilim dışı, ırkçı, cinsiyetçi, mezhepçi, irticacı ve ciddiyetten uzak hazırlanan bu bilim ve akıl yoksunu müfredata mahkum bırakmayacağız. Tarikat, cemaatçi vakıflara çocuklarımızı teslim etmeyeceğiz. Çocuklarımıza demokratik, laik, adil, bilimsel ve parasız eğitim verilmesini istiyoruz ve bu konuda mücadelemizi sürdüreceğiz.”
ÜLKEMİZDE EĞİTİM BÜYÜK BİR YIKIM HALİNE GELDİ
Çocukların en iyi eğitimi almalarının herkesin beklentisi olduğunu dile getiren Özyiğit, “Siyasi gücü elinde bulunduranlar sadece din ve ahiret esasına dayanan medrese eğitimi vermek istiyorlar. 6-18 yaş arasındaki 20 milyon çocuktan 3 milyonu okula gidemiyor. Okula kayıt yaptıramayan çocuk sayısı 2 milyonu buldu. Üniversite öğrencilerinin yüzde 91’i tarikat yurtlarına terk edilmek istenmektedir. 15 yıldır AKP iktidarı bilinçli olarak çocuklarımızı tarikatlara yönlendirme politikaları uygulamıştır. Kamu kaynaklarını, TÜRGEV, menzil gibi gerici yapılara olanak sağlayarak eğitimi yozlaştırmakta, gericileştirmekte, laik ve çağdaş eğitimden uzaklaştırmaktadır. Çocuklarımız gerçek eğitim aldığına inanıyor musunuz?
Ülkemizde eğitim sorun olmaktan çıktı. Adeta büyük bir yıkım haline geldi” diye konuştu.
BAKAN BAĞLI OLDUĞU CEMAATİN UYGULAMALARINI HAYATA GEÇİRMEYE ÇALIŞTI
15 yıllık AKP iktidarında en fazla bakan değişikliğinin milli eğitimde olduğuna dikkat çeken Özyiğit, “Her gelen bakan bağlı olduğu cemaatin uygulamalarını bakanlıkta hayata geçirmeye çalıştı” ifadelerini kullandı.
Eğitim sisteminin başarısına da değinen Özyiğit, “Atatürkçü, çağdaş öğretmenlerimiz zor koşullarda eğitim vermeye gayret ediyorlar. Liyakatın olmadığı, yönetici ya da müdür olmanın imam hatip ile özleştirildiği süreç yaşıyoruz. Hak, hukuk, adalet ve demokrasi mücadelemiz ortak akıl, ortak bilinç ve bütünlük içerisinde devam edecektir. Ortak değerlerimizi bizler koruyacağız. Ortak değerlerimizi ortaklaşarak var edeceğiz.
Kamu emekçilerine yapılan her türlü operasyon açığa alma, meslekten ihraç etme, yokluğa, yoksulluğa, sefalete itilmelerinin, hedef gösterilmelerinin nedeni kendileri gibi düşünmediğimizden, biat etmediğimizdendir. Barışı, demokrasiyi, laik bilimsel eğitimi, hak ve hukuku savunan sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler, gazeteciler ve vatandaşlarımız onların gözünde terörist olmakla itham edilmektedir. Hangi sendika mensubu olursak olalım aramızdaki çelişkileri bir yana bırakıp mücadelemizi birlikte sürdürmeliyiz. Örgütlenerek çoğalmalıyız
Anayasal haklarımızı elde edene kadar demokratik koşullarda Atatürk devrim ve ilkelerine bağlı olarak mücadelemize devam edeceğiz. Mağdur edilmiş, temel hak ve özgürlükleri gasp edilmiş kimsesizlerin yanında duracağız. Bu bizim tarihsel görevimiz ve sorumluluğumuzdur” diye konuştu.
Çocuklar İl Başkanı Özyiğit’e konuşmasının sonunda bir sürpriz yaparak, eğitime katkısından dolayı çiçek takdim etti.
NEDEN OKUMALIYIZ?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Galip Kırıcı da, “Neden okumalıyız, Ne okumalıyız, nasıl okumalıyız?” konulu bir sunum yaptı.
Çağdaşlaşma yolunda, bilinçlenmede kitap okumanın öneminin azımsanamayacak olduğuna vurgu yapan Kırıcı, edebiyatın okuma üzerine söylenen sözleri anımsattı.
“Neden okunmalı” sorusunu soran Kırıcı, sosyal yaşamda başarılı olabilmek, başka yaşamları kültürleri öğrenebilmek, kelime dağarcığını artırabilmek gibi nedenlerle okumak gerektiğini söyledi. Kırıcı, okumanın önyargıları da ortadan kaldırdığına vurgu yaptı.
Kırıcı, tatillerin kitap okuma için büyük fırsat olduğunu belirterek, kitap okuma zamanını kişinin kendisinin ayarlaması gerektiğini dile getirdi.
Kırıcı, verimli okuma yöntemlerini de anlattı.
ÇOK TEHLİKELİ BİR DÖNEMİN İÇERİSİNDEYİZ.
Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu ise, eğitim sisteminde yaşanan sorunları anlattı. Riskli günlerden geçildiğini dile getiren Muşlu, daha güçlü bir mücadeleyi örgütlemek için daha fazla okumak gerektiğini vurguladı. Programın halk oyunları gösterisi ile başlamasından dolayı çalıştayı organize edenleri kutlayan Muşlu, Halk Eğitim Merkezlerinde halk oyunları öğretiminin durduğunu anımsattı.
“Neden durduruldu?” sorusunu soran Muşlu, şöyle devam etti:
“Anadolu, çok renkli bir dünya, Karadeniz’de, Ege’de Doğu Anadolu’da kadın ile erkeğin ayrı ayrı oynadığını gören yoktur. Anadolu kültürü, bağnaz bir kültür değildir. Kadın erkek omuz omuza oynar. Kadın erkeğin omuz omuza mücadelesi birileri rahatsız etmiş olmalı.
Halk eğitim Merkezlerinde halk oyunları eğitimi durdurulmuş durumda. Toplumumuzun önemli bir bölümünün bundan haberi yok. Emperyalistler bu ülkeyi ele geçirmiş olaydı ilk önce yasaklayacağı şeylerden biri halk oyunları olacaktı. Milli manevi değerlerden bahsedenler, halk oyunlarını yasaklıyor. Cumhuriyet Halk Partisi bunların hiç de ‘milli’ olmadığını daha çok teşhir etmelidir.”
DİNSEL GERİCİLİKTE SON AŞAMA
Eğitimci Yazar Hamide Yiğit de “Dinsel gericilikte son aşama; Türkiye AKP eliyle selefileştiriliyor” başlıklı sunumda; iktidarın eğitim sisteminin geldiği noktayı anlattı. Yiğit, AKP eliyle Türkiye’nin selefileştirildiğini anlattı.
Suriye’de işgale karşı saçını kestiren kadınlara dikkati çeken Yiğit, bu isyanın yayıldığını ve Mısır’da Mursi’yi iktidardan düşürdüğünü söyledi.
ATATÜRK’E SÖZÜMÜZ VAR
Eğitim İş Mersin Şube Başkanı Hakan Boyar de eğitimin ticarileştirildiğini dile getirdi. Boyar, taşımalı eğitim sistemi ile çocukların tarikat ve cemaat yurtlarına mahkum edildiğini dile getirerek; “Mücadele hepimizin mücadelesi. Mustafa Kemal Atatürk’e sözümü var. Yolumuz çağdaş uygarlık yolu, yolumuz cumhuriyet yolu. Bu yoldan dönmeyiz” dedi.
HİÇBİR DİKTATÖRÜN SONU AYDINLIK OLMAMIŞTIR.
CHP Parti Meclisi üyesi ve eğitimci Yıldırım Kaya ise, Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Örgütü’nün eğitimin önemini anladığını dile getirdi.
12 Eylül darbesinin 37. yılını geride bırakmamıza rağmen, etkisinin hala sürdüğünü dile getiren Kayan, “Hiroşima’ya Nagazaki’ye atılan atom bombası gibi 12 Eylül darbesi de yeni nesilleri zehirlemeye devam ediyor” dedi
1982 yılında darbe Anayasasının yüzde 92 oyla halk tarafından kabul edildiğini anımsatan Kaya, “Bütün bu olanlar günümüz Türkiye’sine hiçte yabancı değil” dedi ve bugün yaşananları şöyle özetledi:
“Bugün de sivil yönetim adı altında dikta dönemini yaşıyoruz. Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, 20 Temmuz’da OHAL ilan eden AKP, kendi sivil darbesini gerçekleştirip, Türkiye’yi darbe hukukuyla yönetmeye başladı. Oysaki AKP 12 Eylül hukukuyla hesaplaşacağı propagandası yaparak iktidar olmuştu. 12 Eylülü yaşamayan gençler, bütün bunlara yabancı değil aslında. Çünkü 20 Temmuz darbesinden sonra da benzer uygulamaları, hatta daha da ağırlarını yaşıyoruz.”
MUHALEFET OLAN HERKES FETÖ’CÜ İLAN EDİLDİ
OHAL’in ilan edildiği 20 Temmuz’u 20 Temmuz darbesi olarak niteleyen Kaya, “OHAL ilan edildi. Türkiye KHK’larla yönetilmeye başlandı” ifadelerini kullandı.
Muhalefet olan herkesin FETÖ’cü ilan edildiğini dile getiren Kaya, “667 sayılı KHK’nın 4. maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarılmış olanlar resmi gazetede açıklanmadığı için sayıları tam olarak bilinmiyor. 12 Eylül darbesi laik bilimsel ve demokratik eğitimi vurdu.
12 Eylül darbesi, din dersleri zorunlu hale getirerek laik eğitim sistemine büyük bir darbe vuruldu” dedi.
Kaya, darbeci Kenan Evren’i “Cennetlik” ilan eden Fethullah Gülen’in o dönem söylediği, “Bu iş, öyle büyüktür ki doğrusunu Allah bilir hiç sevabı olmasa da bu icraatı ona yeter. Evren cennete gidebilir” sözlerini anımsatarak, “O gün Kenan Evren’e ‘Cennet’ten yer parselleyen FETÖ’ye, Dün de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melik Gökçek Ankara’yı parselledi” diye konuştu.
AKP’NİN EĞİTİMDEKİ HEDEFİ
AKP’nin eğitimdeki hedefinin “laik, demokratik, bilimsel” ve “Milli” Eğitimden “Dinsel” Eğitime Geçiş projesi olduğunu ifade eden Kaya, “12 Eylül darbecileri din dersini zorunlu hale getirdi, 20 Temmuz darbecileri de “cihat”ı zorunlu ders olarak çocuklarımıza öğretecekler. Son 15 yılda, 12 Eylül darbe hukukunu harfiyen uygulayan AKP, devleti cemaatler arasında paylaştırdı. Eğitimi FETÖ’ye teslim ederek ‘laik, demokratik, bilimsel’ eğitimi bitirme noktasına getirdi. Milli Eğitim Bakanları Değişti Strateji Değişmedi
AKP tek başına iktidar olmasına rağmen 6 Milli Eğitim Bakanı değiştirerek rekor kırdı. Sürekli Milli Eğitim Bakanı değiştirmesine rağmen uyguladığı stratejide hiçbir değişiklik yapmadı” dedi.
15 YILLIK EĞİTİM POLİTİKASINI CEMAATLER BELİRLEDİ
AKP’nin iktidarda olduğu 15 yılda eğitim politikasını büyük oranda cemaatlerin belirlediğine işaret eden Kaya, şunları söyledi:
“Cemaatlere yurt ve okullar açtırarak genç beyinler zehirlendi. Devletin bütün imkanları ayaklarının altına serildi. AKP eğitimde; Türk-İslam sentezine dayalı, ırkçı ve gerici bir eğitim politikası uygulayarak, eğitimi yıllarca geriye götürdü. Bütün okulları imam hatipleştirmeyi hedefine koydu. 4+4+4 sistemini getirerek eğitimi kesintiye uğratıp, gençleri İmam Hatibe yönlendirdi. Eğitim cemaatlere ve tarikatlara terk edildi. Özel okullar cemaatlerin denetiminde çığ gibi büyüdü. Laik, bilimsel ve demokratik eğitimden uzaklaşıldı. Eğitimde özelleştirme politikası uygulandı. Gizli özelleştirme politikalarıyla parasız devlet eğitimi paralı hale getirildi. Okulların ihtiyaçları veliler ve öğrenciler tarafından karşılanmaya başlandı.”
FETÖ KARŞITI ÖĞRETMENLER İHRAÇ EDİLDİ
20 Temmuz darbesinden sonrası, FETÖ Terör Örgütü ile uzaktan yakından ilişkisi olmadığı gün gibi açıkta olan Eğitim Sen ve Eğitim İş üyesi binlerce öğretmen; ihraç edildiğine dikkat çeken Kaya, “15 Temmuz’dan sonra, FETÖ Terör Örgütü tarafından kurulan 15 Üniversite kapatıldı. AKP hükümeti ve Belediyelerinin büyük desteğini alarak kurulan bu üniversiteler ‘Altın Nesil’i yetiştirme projelerinin bir parçasıydı. Yetiştirdikleri ‘Altın Nesil’ sonunda gelip TBMM’ni bombaladı. 250 Vatandaşı da gözünü kıpmadan katletti.
Türkiye’nin diğer meslek liselerine olduğu gibi, İmam Hatiplere de ihtiyacı olduğuna değinen Kaya, ancak, bütün okulların İmam Hatipleştirilme hedefinin geleceğimizi tehdit eden bir uygulama olduğunu söyledi.
ÖLÜLERİNİ AYIRAN BİR TOPLUMUN, DİRİLERİ NASIL BİR ARADA YAŞAYACAK?
“Ama unutmayın ki bu ülkede bağımsızlık uğruna savaşanlar cumhuriyet için can verenler, demokrasi ve barış için bedel ödeyen devrimciler var” ifadelerini kullanan Kaya, “Karşı oldukları bilimin nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp; o buluşları yapanlara karşı lafla hurafelerle rekabet edebileceklerini sanıyorlar. AKP’nin yetiştirdiği ‘dindar ve kindar’ nesil ise hala dünyanın ‘düz’ olduğunu savunuyor. AKP’nin kindar nesil projesi de meyvesini vermeye başladı. Ölülerin dahi aynı mezarlıkta yatmasına izin verilmiyor. Ölülerini ayıran bir toplumun, dirileri nasıl bir arada yaşayacak?” diye sordu. Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her şeye rağmen bizler biliyoruz ki devrimci öğretmenler öğrencilerine barışı öğretecek, laik, bilimsel, demokratik eğitim verecek! Karanlığa yürüyenlerin ömrünü, AKP iktidarının ömrü kadardır. Biz aydınlığa yürüyoruz. Gelecek aydınlığa yürüyenlerindir!”