Dün 27.09.2017 tarihinde Akdeniz ilçesindeki Ulaşım Daire Başkanlığı Toplu Taşıma Şube Müdürlüğü’nde meydana gelen olayda, sabah saatlerinde santral görevlisi olarak çalışan Nehir Göklü, görev birimine gelen amiri tarafından küfür ve şiddete mağruz kaldığını iddia etmiş, Toros Devlet Hastanesi’nden almış olduğu darp raporu ile Siteler Polis Merkezi’nde amiri hakkında şikayetçi olmuştu. Gündeme bomba gibi düşen iddiaların ardından Büyükşehir Belediyesinden açıklama yapılmış ve olay yalanlanmıştı.
Düzenlenen basın toplantısına Avukatı Şerife Arıcı Yıldız ile birlikte katılan mağdure Nehir Göklü’nün anlattıkları sarsıcı nitelikteydi. Av. Nevin Zaimoğlu, Av. Semra Kabasakal ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin destek verdiği basın toplantısında yıllardır süre gelen sistematik mobbing ve bir kadının mücadelesinin hikayesi ortaya çıktı.
Mağdure Nehir Göklü, bakmakla yükümlü olduğu biri 8, diğeri 10 yaşında iki çocuğu olduğunu belirtirken, 2014 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde işe başladığını söyledi. Belediyede, Toplu Taşıma Şube Müdürlüğü bünyesinde Kent Kart ve yeni otogar dahil birkaç farklı birimde görevlendirildiğini söyleyen Göklü, yaşadığı süreçleri anlattı. Masabaşı görevinde iken direnmesi nedeniyle otogara sürülmesi ve temizlik görevinin verilmesi, karşılaştığı sözlü tacizler, maaşının düşürülmesi gibi yaşadığı tüm sıkıntıları, uygulanan mobbingleri detaylarıyla anlatan Göklü, o süreçte bir çok yere başvurduğunu ve hepsinin kayıt altında olduğunu belirtti. Mağdure Nehir Göklü, ilgili birimlere şikayetleri üzerine daha da artan bir baskıya maruz kaldığını gözyaşları içinde anlattı.
Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle stresten kaynaklı geçen yıl beyninde bir kitle oluştuğunu, bunun üzerine Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyat olduğunu belirten Göklü, raporlu olduğu günlerde işe gelmediği gerekçesiyle işten çıkarıldığını söyledi. Ameliyat yerini ve raporlarını da gösteren Göklü, konuyu yargıya taşıdığını ve hukuk savaşını kazanarak yargının işe dönüş kararı verdiğini aktardı. Göklü, yargı kararına rağmen belediyenin kendisini işe alınmadığını bunun üzerine konuyu bir mektupla Cumhurbaşkanına ilettiğini anlattı. Göklü; "Bunun üzerine devletimiz, Başsavcılık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bana sahip çıktı. Bakanlık, çocuğumun eğitim masraflarını karşıladı ve beni Milli Eğitim Müdürlüğü’nde sözleşmeli olarak işe başlattılar. Çocuklarıma maaş bağlandı” dedi.
İlerleyen süreçte Büyükşehir Belediyesindeki bir çok ismin Fetö’den tutuklanmasının ardından belediye yetkililerinin kendisini ‘mağduriyetini gidereceğiz’ diyerek işe geri çağırdıklarını ve Ocak ayında yeniden Toplu Taşıma Şube Müdürlüğü’nde işe başlattıklarını anlatan Göklü, “Ancak, bana daha önce de mobbing uygulayan buradaki amirim, bir aydır devam eden özellikle son 10 gündür inanılmaz derecede artan baskı ve mobbing uygulamaya başladı. Bunu defalarca Büyükşehir Belediyesi web sitesine yazdım, yetkililerle görüştüm, kamera görüntülerini verdim. Dün de amirim saldırısına uğradım ve dayak olayını yaşadım. Odadaki diğer çalışanları dışarı çıkarttı sadece engelli bir kardeşimiz kaldı odada, sonra bana küfürler ederek başıma telefonla vurdu, koltuktan sürükledi, kolumu ısırdı, masanın altına yattım, orada da yerdeyken karnıma iki defa tekme ile vurdu” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı Müfettişlerini Göreve Davet Ediyorum
Vücudundaki darp izlerini de gösteren Göklü, darp olayından sonra kendisine verilen doktor raporunun ‘sahte’ olduğu iddiasını da yalanladı. Göklü, raporun barkodlu olduğunu ve Sağlık Bakanlığı’nın sistemine girdiğini, raporun bir örneğini de polislerin elden teslim aldıklarını açıkça belirtti. Mağdure Nehir Göklü, raporun daha sonra değiştirilmesi ve kendisinin bilgisi dışında amiri de olsa vekâletinin olmadığı birine verilmesi hususunda Sağlık Bakanlığı müfettişlerini göreve davet ederken, “Adalete güveniyorum. Hiçbir zaman adalet beni yanıltmadı, her zaman haklı çıktım” ifadelerini kullandı.
Av. Şerife Arıcı Yıldız; Bu Olay Sistematik Bir Kadına Şiddet Olayıdır
Basın açıklamasında Göklü’nün avukatı Şerife Arıcı Yıldız, basının kadına şiddet duyarlılığına teşekkür ederken, Büyükşehir Belediyesi tarafından mağdureyi karalama kampanyasına dönüştürülmesinden, olayın iftira olarak gösterilip değersizleştirilmeye çalışılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Av. Şerife Arıcı Yıldız, "Bu olayda sıradan, ani, fevri olarak gelişmiş bir şiddet olayı söz konusu değil, tersine geçmişe dayalı sistematik olarak uygulanan bir ayrımcılık, kadına yönelik şiddet ve mobbing olayı ile karşı karşıyayız" dedi. Ülkemizde kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığına ve yayıldığına dikkat çeken Arıcı,"Bu Mersin’de, Mersin Büyükşehir Belediyesinde duyduğumuz, karşılaştığımız ilk olay değil, sizinde takip ettiğiniz gazetecilere başka memurlara uygulanan şiddet olayları vardı. Bunların bir kısmı adliyeye yansıdı bir kısmı çeşitli kaygılardan, çekincelerden dolayı sessiz kaldı. Bugün Nehir Göklü kendisine uygulanan şiddeti yargıya yansıttığı için sosyal medyada çok çirkin bir karalama kampanyasına mağruz kaldı." dedi.
Hiçbir Zaman Ve Hiçbir Yerde Güvence İçinde Değiliz
Arıcı, “Bu tür durumlarda devlet kurumlarına düşen, anayasamızdan, uluslararası sözleşmelerden, İstanbul Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmektir. Nedir bu yükümlülük şiddete maruz kalanı korumak, şiddeti önleyici tedbirler almak, şiddet uygulayanın da en ağır şekilde cezalandırılması için onu adli mercilere teslim etmek. Ancak dünden beri Büyükşehir Belediyesi tarafından ortaya konan tutum bizi Mersinli olarak, kadın olarak, hukukçu olarak çok üzdü. Nehir hanımın aldığı darbelerden, çektiği acılardan daha büyük bir acıya sebebiyet verdi. Çünkü bizim devlet kurumlarımız, kamu kuruluşlarımız ve onların temsilcileri bizi, biz kadınları ve insanları şiddete karşı korumayacaksa biz hiçbir zaman ve hiçbir yerde güvence içinde değiliz. Uygulanan şiddet artık kadınların yaşam hakkını da, çalışma özgürlüğünü de ve gündelik yaşamını da tehdit eder hale gelmiştir."dedi.
Nehir Göklü ve şiddet mağduru kadınların asla yalnız olmadığını belirtten Arıcı, "Biz hukukçular olarak Göklü’nün yanındayız, bundan sonraki mücadelesinde de gerçeğin ortaya çıkması, adaletin yerini bulması, suçlunun en ağır biçimde cezalandırılması için onun yanında olmaya devam edeceğiz” diyerek basın toplantısını bitirdi.
M. Gülşah ARSLAN