Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Saray ve iktidarın Rakka operasyonuna yeşil ışık yakan açıklamalarını köşesine taşıdı.
Özdil, Nazım Hikmet'in "23 Sentlik Askere Dair" şiirine atıf yaptı, "Canımızın fiyatı 23 cent'ten 16 dolara çıkmıştı ama, eskiden altı kat ucuza ölürken, artık 15 kat ucuza ölüyorduk" diyor.
Yılmaz Özdil şöyle yazdı:
ABD başkanı Trump, asrın liderimizi telefonla aradı.
ABD genelkurmay başkanı geldi, hulusi beyle görüştü.
ABD savunma bakanı geldi, bizim savunma bakanıyla buluştu.
CIA başkanı geldi, MİT müsteşarıyla konuştu.
ABD başkan yardımcısı, binali beyi telefonla aradı.
*Netice kardeşim?
*El Bab okey.
Rakka'ya gidiyoruz.
*Kore savaşı sırasında ABD dışişleri bakanı John Dulles açık açık izah etmişti aslında… “En ucuz askeri Türkiye'den temin ediyoruz, Türk askerinin maliyeti 23 cent'e denk geliyor” demişti. John Dulles'in kardeşi de CIA başkanıydı. Dünyadaki bütün “insan pazarları”na bakmışlardı, tezgahlardaki en ucuz fiyat bizim alnımızda yazıyordu!
*Sayın ahalimiz “Amerikaa Amerikaa, Türkler dünya durdukçaa, beraberdir seninle hürriyet savaşındaa” diye şarkı söylerken… Nazım Hikmet “23 sentlik asker” şiirini kaleme alıyordu. “Mister Dallas, sizden saklamak olmaz, hayat pahalı biraz bizim memlekette, mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti, Ankara'da 23 sente… Yahut iki kilo kuru soğan, yahut bir kilodan biraz fazla mercimek, elli santim kefen bezi, yahut da bir aylığına yirmi yaşlarında bir tane insan!”
*Bilahare, renkli devrimlerin sponsoru, liboşların gurusu George Soros, 2002 senesinde Sabancı Üniversitesi'nde konferans verdi, “Türkiye'nin en iyi ihracat ürünü ordusudur” dedi.
*E hemen ihracata başladık tabii…
Amerikan, İngiliz, Alman, Fransız, Hollanda askerleri peyderpey çekildi, onların yerine biz gittik Afganistan'a!
*Hiç unutmam, meşhur 1 Mart Tezkeresi döneminde, sayın basınımızda şu haber manşet olmuştu: “Amerikan ordusu Afganistan'daki bin askeri için ayda 28 milyon dolar harcıyor, bin Türk askeri için ise 4.5 milyon dolar harcanıyor. Türkiye
aynı görevi altı kat ucuza yapıyor. Türkiye'nin Irak'a 10 bin asker göndermesi, ABD için her ay 240 milyon dolar tasarruf anlamına geliyor.”
*Ne kadar gurur duysak azdı.
Tasarruflu olmak lazımdı.
İsraf dinimize yakışmazdı!
*Tüm bunlardan kısa süre önce ABD eski başkanı Reagan'ın hatıralarını anlattığı “Reagan Günceleri” isimli kitabı piyasaya çıkmıştı. Kitabın bizimle alakalı bölümünde, Turgut Özal'la şahane şekilde anlaştıklarını belirtiyor ve “Türkiye bizim güvenliğimizin bir parçası, bir Türk askeri yılda 6 bin dolara maloluyor, eğer onu bir Amerikan askeriyle değiştirmeye mecbur kalırsak, maliyetimiz 90 bin dolara çıkıyor” diyordu. Hesap gayet netti… Coni'nin günlüğü 246 dolarken,
Mehmet'in günlüğü 16 dolardı.
*Canımızın fiyatı 23 cent'ten 16 dolara çıkmıştı ama, eskiden altı kat ucuza ölürken, artık 15 kat ucuza ölüyorduk. Fiyatımız artıyor, değerimiz ucuzluyordu, sürümden kazanıyorlardı!
*Suriye'de işler boka sardığında, ABD başkanı Obama ekrana çıktı, kendi halkına söz verdi, Işid'e karşı asla kara birliği göndermeyeceğini, Amerikalı askerlerin Suriye'ye ayak basmayacağını açıkladı.
Aynı günlerde, Türkiye henüz Suriye'ye girmemişken, henüz girme ihtimalinden bile kimsenin haberi yokken… El Cezire televizyonuna konuşan Ahmet Kiziroğlu, Mehmetlerimizin aslında çoktaaan nerelere sürüleceğini tek tek anlatıyordu,
“Halep civarı, Cerablus bölgesi, Ayn el Arab, bütün bu kuşakta, derinliği değişebilir.”
*Ve şimdi…
El Bab okey.
Rakka'ya gidiyoruz.
*Mister Dallas…
Sizden saklamak olmaz
hayat pahalı biraz bizim memlekette,
mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara'da 23 sente…
Yahut iki kilo kuru soğan,
yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
elli santim kefen bezi,
yahut da yirmi yaşlarında bir tane insan!