Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkenin yönetimindeki en küçük bir zafiyetin milletimize çok ağır bedelleri olacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis`te Cumhur İttifakı`nın, Cumhurbaşkanlığında bizim kazanmamız şarttır. Bu seçim kızgınlıkla, kırgınlıkla hareket edilebilecek bir seçim değildir. Daha açık bir ifade ile artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden kaybedeceğimiz tek hazinemiz vaktimizdi; ödediğimiz tek bedel zaten sahip olmadığımız özgürlük ve refah umudumuzu ertelemekti. Şimdi ise 2023`te yanlış bir tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimiz ile bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatını tehlikeye atmış olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium`da yapılan Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı`nda konuştu. Erdoğan şunları söyledi:
“AK Parti kendisini belediye hizmetleri ile ispatlamış inançlı ve azimli bir kadronun Türkiye`nin yönetimine talip olması ile ortaya çıkmıştır. Önce şehirlerimizi değiştirdik, geliştirdik ardından 81 vilayeti ve bugün 85 milyonu aşan vatandaşı ile tüm ülkede tarihi bir dönüşümü yaşattık. AK Parti`nin demokrasi ve kalkınma devrimi cumhuriyet tarihinin en büyük atılımıdır. Geçmişte rahmetli Menderes ve Özal`ın başlattığı reformları çok daha fazlası ile hayata geçirmek bize nasip oldu. Hep söylediğimiz gibi; AK Parti`yi kuran da onu 15 gün içinde iktidara getiren de ona istikamet gösteren de milletimizdir.
Türkiye 2002 kasım seçimleri ile başlattığı büyük demokrasi ve kalkınma atılımını 2004 seçimleri ile belediyelerin dahil olması ile yeni bir safhaya geçilmiştir. ‘Yerel kalkınma başlıyor` sloganı ile girdiğimiz 2004 seçimlerinde 16 büyük şehirden 12`sinin aralarının olduğu toplam 1750 belediyeyi kazanmıştır. Daha sonraki yıllarda bu başarıları önemli ölçüde sürdürmüştük.
“ELBETTE, İSTANBUL VE ANKARA GİBİ ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK İKİ ŞEHRİNİN BAŞKANLIK NEZDİNDE KAYBEDİLMİŞ OLMASINDAN ÜZÜNTÜ DUYDUK”
En son 2019 Mahalli İdareler Seçimleri`nde de büyükşehirlerin yüzde 52`sini, diğer illerin yüzde 55`ini kazanarak mahalli idarelerdeki gücümüzü bir kez daha gösterdik. Elbette, İstanbul ve Ankara gibi ülkemizin en büyük iki şehrinin başkanlık nezdinde kaybedilmiş olmasından üzüntü duyduk. Bakın seçimi kaybettik demiyorum, sadece başkanlık nezdinde diyorum. Çünkü, meclislerini Ankara`nın da İstanbul`un da biz kazandık. Bir belediye dediğimiz zaman olay sadece başkan değildir; Meclis`tir Meclis. Meclis`i bir kenara koyamazsınız. Meclis`le beraber, eğer güçlüyseniz o belediyede gücünüz çok daha farklı olur. Bu şehirlerdeki seçimleri oy oranımız gerilediği için değil, rakiplerimizin tamamı karşımızda birleştiği için kaybedildiği bir gerçektir. Buna rağmen elde ettiğimiz tecrübeleri göz önünde bulundurarak kayıplarımız, ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız.
Nitekim, geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı Dodurga seçimleri Anadolu irfanının bir göstergesi olarak siyasi tarihimizdeki yerini almıştır. Bu seçimde muhalefet partilerinin tamamı 146 oyla kalırken; AK Parti, Cumhur İttifakı ise 995 oya karşılık gelen yüzde 87 oranında seçimi açık ara kazanmıştır. Ortada fikir verecek bir tablo olduğu açıktır. Şayet bu seçimde farklı bir sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların AK Parti ve Cumhur İttifakı kazandığında nasıl sus pus olduklarını herhalde sizler de görüyorsunuz. Maalesef, ülkemizde siyasi değerlendirmeler hususunda akıl ve vicdan bir kenara bırakılmış; ideolojik saplantılar, kör husumetler, sanal kabuller ön plana çıkmıştır. Ülkenin ve milletin kazanımlarından sırf bize partimize fayda getireceği için üzüntü duyan buna karşılık ülkemizin yaşadığı her sıkıntıyı aynı gaye ile sevinç ile karışlayan bir güruh peydah oldu. Türkiye işgale uğrasa düşmanı çiçekle karşılayacak bu güruhu biz bir asır öncesindeki kibarca ‘manda ve himaye` taraftarları diye ifade edilen emperyalist uşaklarından tanıyoruz. İnşallah meydanı başkasının çöpüne hayranlık duyup, kendi ülkelerinin güzelliklerine öfke ile saldıran bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız.
“GEÇMİŞTE BU ÜLKENİN AYAĞA KALKMASINI ENGELLEYENLERİN KOZLARININ SABIRLI MÜCADELE İLE BİRER BİRER ELLERİNDEN ALDIK”
Türkiye 2023 haziranında yapılacak yakın tarihinin en önemli seçimlerine hazırlanıyor. Ülkemizin belediyeler ile başlatırsak neredeyse son 30 yılına damgasını vurmuş bir hareket olarak bu seçimin anlamını en iyi biz biliriz. Vesayet güçleri ile, terör örgütleri ile, darbecileri ile, siyasi ve ekonomik tetikçileri ile adete boğuşarak geldiğimiz yer ülkenin ve milletin gelecek asrını belirleyecek derecede mühimdir. Siyasi hayatımızın her günü milli iradenin tesisi için mücadele ile geçti. Aynı şekilde belediye ile hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde, ülkemizin asırlara sari geri kalmışlığının, milletimizin ihmal edilmişliğinin telafisi için gece gündüz çalıştık. Bugün Türkiye`nin demokratik standartları da eser ve alt yapısı da gelişmiş ülkeler ile boy ölçüşecek seviyededir.
Geçmişte bu ülkenin ayağa kalkmasını, darbe ve vesayet araçları ile yürütülen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik geri kalmışlıkların engelleyenlerin kozlarının sabırlı mücadele ile birer birer ellerinden aldık. Artık, kendi vizyonunu belirleyen bu doğrultuda gerekli adımları kararlılıkla atan bir Türkiye var. Elbette ki sıkıntılarımız, ödediğimiz bedeller mevcuttur. Özellikle ekonomide son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığının insanlarımızın belini büktüğünü gayet iyi biliyoruz ama biz ekonomimizi mahvetme tehdidi ile büyük bir saldırıya maruz kaldığımız 2018 yılındaki yol ayrımında tarihi bir tercihte bulunduk. Bu; ülkemizin imkanlarını finansal illüzyonda değil, istihdamı artırmak için kullanma tercihiydi. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar sabit gelir seviyelerini artırarak, yaşadığımız sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz hafta çıkan bir kanunda belediye başkanlarımızın maaşlarına yaptığımız iyileştirmenin de hayırlı olmasını diliyorum.
“KİMSEYİ İŞSİZ BIRAKMADIK, AÇ BIRAKMADIK, AÇIKTA BIRAKMADIK”
Evet, belki insanlarımızın alım güçleri yüksek enflasyon sebebiyle bir miktar düştü ama kimseyi işsiz bırakmadık, aç bırakmadık, açıkta bırakmadık. İnşallah önümüzdeki şubat ve mart ayları ile enflasyonu da kontrol altına almış olarak yolumuza devam edeceğiz. Hiç şüphesiz, insanların siyasi tercihlerinde, ekonomi önemli bir belirleyicidir ama asla tek belirleyici değildir.
Biz milletimize gece gündüz şu üç konuyu anlatacağız: birincisi, 20 yılda Türkiye`yi nereden nereye getirdiğimizdir. Ülkemize sağladığımız demokratik ve ekonomik kazanımları eski ile mukayeseli şekilde ortaya koyarak hafızaları sürekli canlı tutmalıyız. İkinci olarak, bu alt yapıyla ülkemizi nereye ulaştırmak istediğimizi anlatacağız. Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılandığı bir süreçte Türkiye`yi hak ettiği konuma anca biz getirdik, biz getirebiliriz. Üçüncüsü, karşımızdaki güruhun ülkemizin ve her bir insanımızın geleceğine nasıl bir zarar verebileceğini hep beraber biz anlatacağız. Koalisyon dönemlerinin ülkemize maliyeti ile bölgemizdeki devletlerin güçlü yönetim eksikliği sebebiyle ödediği acı bedeller ortadadır.
“ARTIK KAYBEDECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR”
Ülkenin yönetimindeki en küçük bir zafiyetin milletimize çok ağır bedelleri olacaktır. Büyük ve güçlü Türkiye inşasından taviz vermemek için 2023 seçimlerini Meclis`te Cumhur İttifakı`nın, Cumhurbaşkanlığında bizim kazanmamız şarttır.
Bu seçim kızgınlıkla, kırgınlıkla hareket edilebilecek bir seçim değildir. Allah için birbirimizi seveceğiz, çünkü Türkiye dünün Türkiye`si değildir; siyasi gücümüzle, diplomatik etkinliğimiz ile, ekonomik büyüklüğümüz ile eser ve hizmet alt yapımız ile çok ileri ve farklı bir yerdeyiz. Daha açık bir ifade ile artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden kaybedeceğimiz tek hazinemiz vaktimizdi; ödediğimiz tek bedel zaten sahip olmadığımız özgürlük ve refah umudumuzu ertelemekti. Şimdi ise 2023`te yanlış bir tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimiz ile bu ligin lokomotif ülkeleri arasına girme fırsatını tehlikeye atmış olacağız.”