Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz, İstanbul`da düzenlenen Aşura Matem Merasimi`nde; “Atamalarda, tayinlerde mülakatta Iğdırlı, Azeri, Caferi Türk olduğunu diyenlerin, elenmesi bizi rencide eder. İnanın Allah şahittir. Benim inanasım gelmiyor. Azeri Türkü`nü ötekileştirecek baba yiğit olamaz bu ülkede. Buranın asli sahipleriyiz. Yabancılık hisseden istediği yere gidebilir. Bu yurt, bu devlet, millet bizimdir” dedi.
İstanbul Küçükçekmece`de Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi`nde Aşura Matem Merasimi düzenlendi. Törene; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu katıldı.
BABUR: “HÜSEYİN`E GÖZYAŞI DÖKMEK SAADETTİR”
Caferilik İnancını Tanıtma, Araştırma ve Eğitim Derneği (CAFERİDER) Başkanı Hasan Babur; Hz. Muhammed`in Müslümanlara emanet olarak Kur`an-ı Kerim ve ehlibeytini emanet olarak bıraktığını söyleyerek, “Asıl emanetler bunlardır. Buradan sana sesleniyoruz ya Resulallah. Senin emanetine sahip çıkmak için buradayız” dedi. Babur, “Hz. Hüseyin`e gözyaşı dökmek tüm Müslümanlar için onurdur, şereftir, saadettir. Kerbela`da yaşananlar bizler için bir güç kaynağıdır. Bize doğru yolu yani Peygamber`in yolunu gösteren bir pusuladır” diye konuştu. Babur, Kerbela`nın mesajını bütün nesillere aktaracaklarını dile getirdi. “Bugün eğer aşura günü sahte bayram olarak değil de matem olarak anılıyorsa, Allah`ın yardımı ile bu toplumun çektiği zahmetlerin neticesidir” diyen Babur, Hz. Hüseyin`in felsefesini nesiller boyu aktardıklarını kaydetti.
ÖZGÜNDÜZ: ŞEHİTLERİMİZİ ANMA GÜNÜ OLARAK AŞURA`NIN BİR GÜNLÜĞÜNE TATİL OLMASINDA NE GİBİ BİR BEİS VARDIR?
Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz, yas günlerini yaşadıklarını kaydederek, şunları söyledi:
“Bugün yas günümüzdür, aş günümüz değildir. Bugün zalimin kudurduğu, mazlumun şahane direnişi ile onun karşısında durduğu ama mazlumun zalime; kanın kılıca galip geldiği gündür. İslam tarihinin tamamını anlatacak değilim. Mayınlı tarlalara da girmek istemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim, İmam Hüseyin ağabeyi İmam Hasan`ın yaptığı barış anlaşmasına sadık kalmış; karşısındaki Muaviye o maddelerin hiçbirisine vefa göstermemiş; ne kanun ve kurallara, ne hukuk ve adalete, ne eşitliğe muvafık bir hareket ortaya koymuştur. Tamamını anlaşma maddelerin hilafına yapmıştır. Zulmetmiştir.
Şehitlere ne yaparsak yapalım borcumuzu ödeyemeyiz. Çanakkale`de yatan çeyrek milyonu aşkın şehitlerin hakkını biz neyle ödeyebiliriz? Vatanı, Ege sahillerini bırak Polatlı`ya kadar gelip çıkan düşmanlardan temizleyen; ama imkansızlıklar içerisinde bunu başaran komutan ve askerlerine biz şükran borçlu değil miyiz? Kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı işgal edilmiş bu vatanı azat edip bir cennet misal bize vatan bırakanlara borçlu değil miyiz? Hüseyin şahsında şehitler günü, şehitlerimizi anma günü olarak Aşura`nın bir günlüğüne tatil olmasında ne gibi bir beis vardır. Bu talebimizdir.
Taban artık, yobazların yutturduğu dini yutmuyor. Mektebi ehlibeyte teveccüh gösteriyor. Bu sefer ‘Bu Şiiler var ya bu Şiiler. Şu düşman İran var ya, işte hain İran.` Kardeş İran ile derdin varsa İran`ın temsilcileri de var, bu mecliste de var. Cevabını verir. Ama İran üzerinden benim mezhebime söven ağzı güzeller. Gelin tartışalım. Televizyonların hepsinde hazırız. Canlı yayına oturalım. Savunduğun kimlerdir, bana bir de bakayım sen.
“KENDİ PARAMIZLA ALDIĞIMIZ SİLAHI ÇEVİREN ŞİİRLER MİDİR?”
Gazi Meclis`imize kendi paramızla aldığımız silahı çeviren Şiiler midir? Ayrılmayı, bölünmeyi arzu eden Şiiler midir? Bu ne menem çelişkidir. Azerbaycan`da Azeri, Caferi, Türk kardeşimizdir, can ciğerimizdir. Türk dünyasında Türkiye`yi en çok seven, Türkiye`nin en çok sevdiği topluluktur. Ama cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği de olunca ben Azeri, Caferi özüye dönüşüyorum. Bunun mantığını bana izah edebilecek birisi var mıdır? Bunu yapanları lanetliyor ve kınıyorum. Şia`dan Sünni`ye söven, Sünni`den Şia`ya söven adamı biz ajan sayıyoruz. Hain sayıyoruz, vatan haini, millet düşmanı olarak görüyoruz.
Atamalarda, tayinlerde mülakatta Iğdırlı, Azeri, Caferi Türk olduğunu diyenlerin, yer yer kulağıma geliyor, elenmesi bizi rencide eder. İnanın Allah şahittir. Benim inanasım gelmiyor. Azeri Türkü`nü ötekileştirecek baba yiğit olamaz bu ülkede. Buranın asli sahipleriyiz. Yabancılık hisseden istediği yere gidebilir. Bu yurt, bu devlet, millet bizimdir.”
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerini anarak, “Hz. Hüseyin, Hz. Ali`nin yolunda olanlar, Hz. Peygamberimizin yolunda olanlar insanlığın huzura kavuşması için hep beraber onların yanında olmalıyız, cesur olmayız. Bilmeliyiz ve inanmalıyız ki her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. Elbette zafer inananların olacaktır. Onun için gök bayrağı İslam sancağı ile buluşturarak, üç kıtada yayılmasına ve oralarda tutunması için can veren atalarımızın girdiği yol, kutlu bir yoldur” diye konuştu.
“MAKAM SEVGİSİNİN NELER YARATABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYMUŞTUR”
AKP İstanbul Milletvekili Şamil Aydın, cemevlerine yapılan saldırıları kınayarak, “Değerli dostlar, sevgili canlar Müslümanların tarihinde yer alan ve acı, ibret dolu Kerbela olayı asırlardır ibret alma ve ders çıkarma kültürünü oluşmasında büyük önem arz etmiş, dünyevi hırsların, makam sevgisinin ve çıkarcılığın insana neler yaptırabileceğini ortaya koymuştur. Çetin bir imtihanın, haksızlığın karşısında direnmemin, asırlardır hiç dinmeyen acımızın adıdır Kerbela olayı” dedi.
ERGÜNEŞ: “HEPİMİZİN BİR ARADA OLMASI ÖRNEKLİK TEŞKİL ETMEKTEDİR. GELECEK İÇİN UMUT VERMEKTEDİR”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı İsmail Ergüneş ise şunları söyledi:
“Kültürümüzde ehlibeyt sevgisi önemli bir yer tutmaktadır. Ehlibeyt, peygamberimizin aile bireylerinin adıdır. Ehlibeyt, bütün Müslümanların ortak değeridir. Tüm Müslümanların, ehlibeytin açtığı yoldan yürümeye ihtiyacı vardır. Ehlibeyt sevgisini birlik ve beraberlik şuurunun ortak paydası haline getirmeliyiz. Anadolu İslam`ı medeniyet, muhabbet, adalet, sevgi, ilim ile bir bütündür. Ve ehlibeyt referanslıdır. Zulüm ve haksızlığın hayatı kuşattığı cahiliye döneminde Resulü Erem ve ona tabi olanlar İslam`ın evrensel değerlerini yaşatma ve yaşatma adına varoluş mücadelesi vermiştir. Hicret ile cahiliye karanlığından uzaklaşarak aydınlık bir çağın temellerini atmışlardır. Muharrem ayı Müslümanlar için birçok olayın yaşandığı önemli bir zaman dilimidir. Müslümanlar için milat, tüm insanlık için tarihi bir dönüm noktasıdır. Aşura gününün İslam tarihinde müstesna bir yeri vardır. Bu elim hadise, Muharrem ayını bir matem ayına dönüştürmüştür. Hz. Hüseyin`in mücadelesi hak ve adalet mücadelesidir. Sadece İslam dünyasının değil bütün insanlığın önünde bir ilk olarak durmaktadır. Kerbela`nın bize en büyük mesajı birlik, beraberlik, vahdet ve kardeşliktir. Bu mesajı hayata dönüştüremezsek, İslam coğrafyası en acılı hikayelerini yaşamaya devam edecektir. Bunu 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadık. Burada kan kılıca galip geldi. Millet olarak bu topraklarda şefkat ve merhametle büyüttük. Diğer toplumlara da örnek olduk. Burada en önemli bir faktör ise güçlü bir aile yapısı ile değerlerimize öncelik vermemizdir. Milli manevi değerlerine sahip çıkan, gençlerimizi sağlıklı bir şekilde geleceğe taşıyan ailelerimizdir. Bizler Tüm dünya insanlığının kardeşliğini savunuyor ve diliyorum. Zalimlerin ve kullandıkları cahillerin etkisiz hale gelmesini temenni ediyoruz. Hepimizin inancı ve temel değerleri aynıdır. Hepimizin bir arada olması örneklik teşkil etmektedir. Gelecek için umut vermektedir. Bütün farklılıklarla beraber daha çok el ele vermemiz ve kucaklaşmamız gerekir. Biz hep birlikte inancımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.”