Sağlık-Sen`in ‘Temmuz Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu`na göre; temmuz ayında, 115 saldırganın neden olduğu 30 şiddet vakasında 60 sağlık çalışanı mağdur oldu, bir doktor hayatını kaybetti. 30 şiddet olayının 27`sine hasta ve hasta yakınları neden oldu. Şiddet olaylarının 27`si hastanelerde, 3`ü ise sahada gerçekleşti. 115 saldırganın 81`i hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, “Yasanın daha etkin bir şekilde uygulanması, aynı zamanda hakimlerin, savcıların ve kolluk kuvvetlerinin gereken hassasiyeti göstermesi şarttır. Şiddet, yapanın yanına kâr kalmamalı” dedi.
Sağlık-Sen, Temmuz Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu`nu bugün yayınladı. Raporda şu tespitlere yer verildi:
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI ÖLÜM KORKUSUYLA MESLEKLERİNİ İCRA ETMEYE ÇALIŞIYOR”
“Sağlıkta şiddetin vahameti giderek büyüyor. Temmuz ayında, Konya Şehir Hastanesi`nde görevli Doktor Ekrem Karakaya`nın görevi başındayken bir hasta yakınının silahından çıkan kurşunlarla katledilmesinin yasını tutan sağlık camiası, Adana`dan üst üste gelen şiddet haberlerinin şokunu yaşadı. 20-50 kişilik grupların hastaneleri basarak sağlık çalışanlarını darp etmesi ve çevik kuvvet eşliğinde dahi sağlık hizmetinin verilemez hale gelmesi, sağlıkta şiddetin geldiği noktanın içler acısı halini ortaya koydu. Sağlık çalışanları, ölüm korkusuyla mesleklerini icra etmeye çalışıyor. Her gün işe geldiğinde ‘şiddet görür müyüm` endişesi yaşıyor. Ve en acısı, sabah gördüğü eşi ve çocuğunu ‘akşam yeniden görebilecek miyim` kaygısıyla iş yerine gidiyor. Böyle bir durumda nitelikli sağlık hizmetinden nasıl bahsedilebilir?
“ŞİDDETE KARŞI DUYARLILIĞI OLUŞTURACAK TOPLUMSAL SEFERBERLİĞİN BAŞLATILMASI ACİLEN GEREKMEKTEDİR”
Sağlık merkezlerinde güvenlik tedbirlerinin en üst düzeyde sağlanması kadar toplumsal duyarlılığın oluşturulması da elzem durumdadır. Adana Çukurova Devlet Hastanesi Acil Servisi`nin 50 kişilik grup tarafından basılması ve akabinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi`nde görevli sağlık çalışanlarına kavga halindeki iki ayrı grubun saldırması, bunun kanıtıdır. Öte yandan şiddetin en çok hasta ve hasta yakınları tarafından gelmesi de şiddete karşı toplumsal duyarlılığın oluşturulmasının önemini göstermektedir. Hemen hemen her raporumuzda vurguladığımız şiddete karşı duyarlılığı oluşturacak toplumsal seferberliğin başlatılması acilen gerekmektedir.
“AY BOYUNCA YAŞANAN 30 ŞİDDET OLAYININ 27`SİNE HASTA VE HASTA YAKINLARI NEDEN OLDU”
Bu değerlendirmeler ışığında, temmuz ayında gerçekleştirilen şiddet olaylarına baktığımızda; 115 saldırganın neden olduğu 30 şiddet vakasında 60 sağlık çalışanının mağdur olduğunu görüyoruz. Çok üzgünüz ki bir doktor hayatını kaybetti. Ay boyunca yaşanan 30 şiddet olayının 27`sine hasta ve hasta yakınları neden olurken 3`üne ise kendini bilmez kişiler sebebiyet verdi. Bu rakamlar, yaşanan olayların neredeyse yüzde 90`ının hasta ve hasta yakınları tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Hasta ve hasta yakınlarının saldırgan tutumu hem sağlık hizmetini engellemekte hem de sağlık sisteminin geleceğini tehlikeye sokmaktadır.
“ŞİDDET VAKALARINA SEBEBİYET VEREN 115 SALDIRGANIN 81`İ HAKKINDA HERHANGİ BİR İŞLEM YAPILMADI”
Temmuz ayı boyunca, şiddet vakalarının 27`si hem sözlü hem fiili, 3`ü sözlü olarak vuku buldu. Şiddet olaylarının 27`si hastanelerde, 3`ü ise sahada gerçekleşti. Ay boyunca yaşanan 30 şiddet olayında 20 doktor, 14 güvenlik görevlisi, 10 hemşire, 7 acil tıp teknisyeni, 1 ebe ve 8 diğer sağlık çalışanı mağdur oldu. 1 doktor ise hayatını kaybetti. Şiddet vakalarına sebebiyet veren 115 saldırganın 81`i hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Gözaltına alınan 19 saldırgan serbest bırakıldı. 5 saldırgan hakkında soruşturma başlatılırken 9 saldırgan ise tutuklandı. Doktor Ekrem Karakaya`nın ölümüne sebebiyet veren saldırgan ise intihar etti.
“ADLİ MERCİLERİN VERDİĞİ KARARLAR, YASANIN ETKİN BİR ŞEKİLDE UYGULANMADIĞINI GÖSTERMEKTEDİR”
Her ne kadar sağlıkta şiddet mayısta çıkan yasa ile katalog suçlar arasına girmiş olsa da adli mercilerin verdiği kararlar, yasanın etkin bir şekilde uygulanmadığını göstermektedir. Pamukkale Üniversitesi Hastanesi`nde iki doktoru odaya kilitleyerek rehin alan saldırgan, yargılandığı mahkemece toplam 8 yıl 5 ay cezaya çarptırıldı. Ancak saldırgan, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi`nin kararı ile tahliye oldu. Öte yandan filyasyonda görevli doktora telefonda küfreden kişiye, mahkeme 8 bin 200 TL para cezası verdi.”
Raporu değerlendiren Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, şunları kaydetti:
“YASANIN ÇIKTIĞI TARİHTEN BUGÜNE KADAR OLAN SÜREÇTE ADLİ MERCİLERİN ALDIĞI KARARLARA BAKTIĞIMIZDA, SALDIRGANLARIN SERBEST KALDIĞINI GÖRMEKTEYİZ”
“Sağlıkta şiddetin katalog suçlar arasına girmesini çok önemli bir adım olarak değerlendirmiştik. Yasadan sonra saldırganların artık elini kolunu sallayarak dışarıda gezemeyeceklerine olan inancımız büyük ölçüde artmıştı. Ancak yasanın çıktığı tarihten bugüne kadar olan süreçte adli mercilerin aldığı kararlara baktığımızda, saldırganların serbest kaldığını görmekteyiz. Bu durum, sağlık çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmaktadır.
“ŞİDDET, YAPANIN YANINA KAR KALMAMALI”
Saldırganların serbest kalmasına tepki gösteren sağlık çalışanları, maalesef adaleti sosyal medyada arıyor. Adli merciler, sosyal medyada baskı oluştuktan sonra serbest kalan saldırgan hakkında tutuklama kararı çıkartıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Yasanın daha etkin bir şekilde uygulanması, aynı zamanda hakimlerin, savcıların ve kolluk kuvvetlerinin gereken hassasiyeti göstermesi şarttır. Şiddet, yapanın yanına kar kalmamalı. Sağlık-Sen olarak, sağlıkta şiddet karşı bugüne kadar gösterdiğimiz mücadeleyi bundan sonra da göstermeye kararlıyız.”