İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır, “2022-2023 eğitim yılı geçtiğimiz pazartesi başladı. Ama maalesef 105 bin 772 öğrencimiz, okullarına kayıt yaptıramadı. Neden yaptıramadı? Mevcut iktidar, devletimizin gücünü bu öğrencilerimizden esirgedi. Yani yeterli yurt yapamadı, defalarca uyarmamıza rağmen. Öğrencilerimiz, barınma problemi yüzünden kayıt yaptıramadı. Bir başka neden; öğrencilerimize sadece -harçlık bile diyemeyiz artık- burs ücreti ödüyor ve bu ücret, bu evlatlarımıza yetmiyor. Bu yüzden 105 bin 772 öğrencimiz, okuması gereken okullarda okuyamıyor. Bunun suçu, vebali, tamamen bugün iktidarda olan Cumhur İttifakı`ndadır” dedi.
Ümit Dikbayır, bugün TBMM`de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dikbayır`ın açıklamaları özetle şöyle:
“2022-2023 eğitim yılı geçtiğimiz pazartesi başladı. Ama maalesef 105 bin 772 öğrencimiz, okullarına kayıt yaptıramadı. Neden yaptıramadı? Mevcut iktidar, devletimizin gücünü bu öğrencilerimizden esirgedi. Yani yeterli yurt yapamadı, defalarca uyarmamıza rağmen. Öğrencilerimiz, barınma problemi yüzünden kayıt yaptıramadı. Bir başka neden; öğrencilerimize sadece -harçlık bile diyemeyiz artık- burs ücreti ödüyor ve bu ücret, bu evlatlarımıza yetmiyor. Bu yüzden 105 bin 772 öğrencimiz, okuması gereken okullarda okuyamıyor. Bunun suçu, vebali, tamamen bugün iktidarda olan Cumhur İttifakı`ndadır.
“HANGİ NEDENLE BU OKULU YIKIYORSUNUZ”
Peki eğitim sorunu bununla bitiyor mu, bitmiyor. Benim de yaşadığım şehirde, Sakarya`nın Hendek ilçesinde, Hendek Anadolu Lisesi`nde, eğitime bir hafta kala yıkım kararı çıktı. Yanlış duymadınız, eğitime bir hafta kala öğrenciler ve veliler bunu öğrendi. Peki ne yaptılar bu öğrencileri? Bu okulda okuyan 670 öğrenci vardı. Önce şehir merkezine uzak başka bir okula gönderdiler. Tabii o okulda okuyan başka öğrenciler de olduğu için bu 670 öğrenci bu okula gittiği zaman ikili eğitime geçecek o okul. O okulun öğrencileri ve velileri de bunu kabul etmedi. Çünkü onların da eğitim seviyesi düşecek. Daha sonra Hendek ilçesinin başka bir uzak okuluna gönderdiler. Orada da okulun fiziki imkanları yetersiz olmasına rağmen bu 670 çocuğumuzu buraya gönderdiler. Oranın öğrencileri ve velileri de bu durumda şikayetçi, çünkü aynı durum orada da geçerli. Peki bu çocuklar ikili eğitime geçtiği zaman ne olacak? sabah 7`de okulda olmaları lazım. Bunların birçoğu köylerden geliyor, sabahın 5`inde kalkıp yola çıkmaları lazım. Okuyamıyorlar. Yani bir şekilde bu çocuklarımızın okuma hakkını elinden aldınız. Şimdi aldığımız duyumlara göre Milli Eğitim Bakanlığı, başka bir yer karşılığı burayı Hendek Belediyesi`ne devrediyor. Ben, bunu soru önergesi ile de sordum, şimdi bir kere daha tekrar ediyorum; hangi nedenle bu okulu yıkıyorsunuz?
“EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞEY, BİZİ 100 YIL ÖNCESİNE GÖTÜRÜYORSUNUZ”
Eğitim çok önemli bir şey, bizi 100 yıl öncesine götürüyorsunuz. Buradan Cumhur İttifakı`nı uyarmak istiyorum. 100 yıl önce saray eşrafı okurdu, vatandaş okuyamazdı; bugün de zenginlerin ve yandaşların çocukları okuyabilecek, maalesef artık ‘orta gelirli` bile diyemeyeceğimiz ailelerin çocukları okuyamayacak. Ben, bir kere daha tekrar ediyorum; bunun günahını, vebalini kaldıramazsınız.
“FINDIK ÜRETİCİSİNİ YİNE FERRERO`NUN İNSAFINA BIRAKTINIZ”
Hükümet, 54 lira fındık fiyatı açıkladı. Yine her sene olduğu gibi bu senede fındık üreticimizi Ferrero`nun insafına bıraktınız. Yani 54 lira açıklanan fındık fiyatı; bugün 43 liradan, 42 liradan, hatta 40 liradan toptancılar bu fındığı topluyor. Çünkü fındık üreticisi satmak zorunda, borcu var, ihtiyacı var. Bu fındık üreticisini yine Ferrero`nun insafına bıraktınız. Peki FİSKOBİRLİK`e yeterli desteği verseydiniz böyle mi olurdu? Hayır, olmazdı. FİSKOBİRLİK`e yeterli desteği aktarsaydınız bugün 54 liradan peşin olarak fındık, üreticisinden alınırdı, bu ülkenin ticaretine katılırdı.
“ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI`NIN YAPTIĞI PROJEYE KARŞI DEĞİLİZ. ANCAK BU PROJEDE YANLIŞLIKLAR VAR”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın yaptığı projeye karşı değiliz. Keşke daha fazlasını yapabilse. Ancak bu projede yanlışlıklar var. Özellikle bizlere gelen çok sayıda yazılı, sözlü sorular ve şikayetler var. Neden? Diyor ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ‘Biz burayı satarken yüzde 10`unu peşin alacağız`. Zaten bu konutları alanların böyle bir imkanı yok. Kaldı ki inşatlara başlanacak, ödemeler başlıyor. Yani bu insanlar hem kira ödeyecek hem de bu konutlara taksit ödeyecek. Ve bu taksitler memur maaşlarına oranla artacak. Son derece yanlış, son derece insafsızca. Bakın, sadece İstanbul`da 1 milyon 800 bin boş konut var. Bu konutları satın alıp çok uygun finansman sağlayarak bu vatandaşlarımıza taksitle verebilirdi. İki; ne yapabilirdi? Yabancıya konut satışını durdurup arz-talebini dengeleyebilirdi. Öğrencilerimize yeterli yurdu yapsaydı, öğrencilerimiz bin bir güçlükle bu evlerde kalmaya çalışmaz, yurtlarda kalırlardı. Mesela şunu da yapabilirlerdi; devlet kurumlarında kendi bütçeleri var. Bu bütçelerden kendi çalışanlarına lojman yapıp arz talebini dengeleyebilirdi.
“OKULLARDA BAĞIŞ TALEBİ YÜKSELDİ”
Okullarda bu yıl bağış talebini yükseltmişsiniz. Şimdi ben soruyorum; vatandaşımın ödediği 2,4 trilyon vergiyi ne yaptınız? Biz neye vergi ödüyoruz, bu vatandaş neye vergi ödüyor? Milli Eğitim Bakanlığı`nın bütçesi buna yetmiyor mu?
“NAKLİYECİLERİMİZE, OTOBÜSÇÜLERİMİZE, SERVİSÇİLERİMİZE DESTEK OLMASI GEREKİR HÜKÜMETİN”
Nakliyeciler, otobüsçüler, servisçiler çok zor durumdalar. Para kazanamıyorlar. Para kazanamadıkları için araçlarına lastik alamıyorlar. Çıkma lastik kullanıyorlar. Farkınaysanız yurt genelinde kazalar arttı, en önemli sebeplerinden bir tanesi budur. Çift şoför çalıştıramıyorlar. Bu nakliyecilerimize, otobüsçülerimize, servisçilerimize destek olması gerekir hükümetin.
“ŞEHİT AİLELERİ HASTANELERDEN GÜN ALAMIYOR”
Bundan iki hafta önce İstanbul`da bir şehit ve gazi derneğine gittik, Genel Başkan`ımızla birlikte. Orada duyduklarıma inanamadım. Bazı şeyler duyuyorduk ama maalesef sorun derinleşmiş. Şehit aileleri hastanelerden gün alamıyor. Askeri hastaneler kapatıldı, şehit aileleri hastane kapılarında eziyet çekiyor. Gazilerimiz protez alacak, bu proteze katkı payı isteniyor. Peki ben soruyorum; o gazilerimiz elini, kolunu veya başka bir uzvunu ne için kaybetti? Bu devlet için kaybetti, bu devletin de o gazilerimizin arkasında durması gerekir. Özellikle istirham ediyorum. Normal hastanelerden, devlet hastanelerinden korkunç şikayetler geliyor. İnsanlar ameliyat olacak, 6 ay sıra alamıyor.
“PROMOSYONLARI İÇİŞLERİ BAKANLIĞI NEDEN ALMADI, ALDIYSA BU PARALAR NE OLDU”
Her kurum 25-30 bin promosyon alırken İçişleri Bakanlığı`na bağlı polislerimiz bu promosyonlardan faydalanamıyor. Yani 25-30 bin lira, hatta 45-50 bin liraya kadar yükselen başka kurumlarda promosyon alan çalışanlar var. Ama bugün polisler, ayda 300 lira promosyonlarla kandırılıyor. Kandırılıyor; bu kelimeyi bilerek söylüyorum. Bu promosyonu İçişleri Bakanlığı ilgili kurumdan alabilir mi? Alabilir. Peki neden almadı? Aldıysa bu paralar ne oldu? İçişleri Bakanlığı`nın bir açıklaması var; 180 lira veriyormuş, bu parayı 300`e çıkarmış. Bununla övünüyor. Bence utanması lazım.
“O FABRİKAYI KATARLILARA NEDEN PEŞKEŞ ÇEKTİNİZ”
Tam 46 ay önce Sakarya`daki Tank Palet Fabrikası`nı Katarlılara peşkeş çektiniz. 2 ay sonra tam 4 yıl olacak. Bu fabrika, Fırtına obüslerini yapan bir fabrika. Fırtına obüslerine mühimmat taşıyan Poyraz araçlarını yapan bir fabrika. Çok kıymetli bir fabrika. Tank yapabilecek kapasiteye gelmişti. Devletimiz bir omuz daha atsa tank da yapabilecekti. Yeterli beceriye sahip bir fabrikaydı. Şimdi ben bir kez daha soruyorum; 4 yıldır o banttan bir tane tank inmedi. O fabrikayı Katarlılara neden peşkeş çektiniz?”