CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) Komitesi tarafından yayınlanan Türkiye raporunun özet çevirisini yaptıklarını açıkladı. Kadın Cinayetleri Durduracağız Derneği`ni açılan davanın ikinci duruşmasının yarın yapılacağını anımsatan Karaca, Tarlabaşı Toplum Merkezi`ne yönelik dava ile başlayan ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Derneği`ne açılan kapatma davası ile süren caydırma ve yıldırma hukuksuzluklarına son verilmelidir” açıklamasını yaptı.
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) Komitesi tarafından, yaz aylarının başında açıklanan, ancak Türkiye tarafından resmi çevirisi henüz yapılmayan CEDAW Raporu`nun özet çevirisini yaptıklarını açıkladı.
Türkiye`deki kadın hakları örgütleri tarafından Komite`ye sunulan gölge raporlar ışığında, bir “Politika Notu” hazırlayıp CHP MYK`ya sunan Gülizar Biçer Karaca; CEDAW`ın 9 temel BM İnsan Hakları Sözleşmesinden, kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı tek sözleşme olduğuna dikkat çekti.
Karaca, CEDAW Türkiye Raporu`ndaki bazı değerlendirmeleri şöyle sıraladı:
“. 2018 yılında hazırlanan ve 2020 yılında revize edilen Erken ve Zorla Evliliğin Önlenmesine İlişkin Ulusal Strateji ve Eylem Planı, henüz resmi olarak onaylanmamıştır.
. Komite, İstanbul Sözleşmesi`nden çekilme kararının parlamenter bir tartışma olmadan ve kadın haklarını savunan STK`ları ve kadın hakları savunucularının geniş katılımı olmadan alınmış olmasını kaygı ve üzüntü kaynağı olarak görmektedir. Komite ayrıca, hükümetin bu kararının kadın ve kız çocuklarının haklarını en üst derecede korumayı hedefleyen CEDAW Sözleşmesi`ndeki yükümlülüklerine aykırılık teşkil ettiğini belirtmektedir.”
CEDAW Komitesi`nin, 14-15 Haziran`daki 82. Oturumuna katıldığını belirten Karaca, “Bakan Yanık`ın Türkiye`ye yöneltilen ciddi eleştirilere neden yanıt veremediğini, Türkiye`ye yönelik ciddi hak ihlalleri tespitlerinin ve bu ihlallerin giderilmesi için önerilerin yer aldığı CEDAW Raporu`nun neden hala resmi çevirisinin yapılmadığını, yapıldıysa neden tüm kadınların erişimine açılmadığını soruyoruz” dedi.
5 Ekim`de İstanbul Çağlayan Adliyesi`nde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Derneği`ne yönelik davada kadınlarla yan yanayız” diyen Karaca; her türlü sistematik baskı-sansür ve caydırma girişimlerine karşı kadınlarla dayanıştıklarını belirtti. Karaca, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi`nin hazırladığı; Türkiye`nin 8. Periyodik izleme raporunun çevirisinin yapılarak kamuoyunun bilgisine sunulması ve tüm kadınların erişiminin sağlanması gerekliliği ortadadır.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi`nden çekilmesinin ardından kadın haklarının korunması, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması gibi hususlarda giderek artan bir gerileme göstermektedir.
İktidarın, hukukun üstünlüğünü gözetmek, kadının insan haklarını korumak ve bireyin en temel hakkı olan yaşam hakkını hiçbir müdahale olmaksızın kadınlara teslim etmekten yana bir tavır sergilemek zorunda olduğu açıktır.
Kadın haklarını savunan ve komitenin tavsiyelerinin yerine getirilmesi konusunda katkı sağlayan kuruluşların desteklenmek yerine baskılanıyor olmasının en büyük örneklerinden biri olarak Tarlabaşı Toplum Merkezi`ne yönelik dava ile başlayan ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Derneği`ne açılan kapatma davası ile süren caydırma ve yıldırma hukuksuzluklarına son verilmelidir.”