Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz hafta başörtüsü serbestisini ve ailenin korunması hususlarını içeren anayasa değişikliği teklifimizi arkadaşlarımız Meclis`te grubu bulunan siyasi partilerle görüştüler. Bu görüşmelerin kati neticesi alındıktan sonra, şayet uzlaşma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa da Cumhur ittifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclis`e sunmayı planlıyoruz. Prensip olarak, temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyorum. Temennimiz de Meclis`te bu değişikliği doğrudan kabul edecek bir çoğunluğun sağlanabilmesi. Ancak milletimize sözümüz gereği, Meclis denkleminde başka bir mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın başkanlığında toplandı. Yaklaşık 3,5 saat süren toplantı sonrası Erdoğan, açıklama yaptı. Erdoğan şöyle konuştu:
“Küresel ekonomik krizin ülkemizi de etkisi altına alan yüksek enflasyon sorunu sebebiyle konut ve kira fiyatlarında oluşan dengesizliğin bu çalışmalardaki ilerlemelerle iyice ortadan kalkacağına inanıyorum.
Teknolojisi ve akıllı cihazı özellikleriyle geleceğin aracı olan Şubat`ta satışı başlayacak, Mart sonunda yollara çıkacak TOGG`a bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyorum.
“HER KİM TÜRKİYE`Yİ UYUŞTURUCUYLA AYNI FOTOĞRAFIN İÇİNE SOKUYORSA YAPTIĞI İŞİN ADI BEŞİNCİ KOL FAALİYETİDİR”
Bu vesileyle, uyuşturucu gibi bir insanlık suçu ile polislerimize ve hükümetimize iftira atanların siyaset yapmanın ötesinde sinsi niyetlerle hareket ettiklerinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Her kim Türkiye`yi terör örgütleriyle, uyuşturucuyla, mafyayla, küresel tefecilerle, insan kaçakçılarıyla, envai türden uğursuzla aynı fotoğrafın içine sokuyorsa yaptığı işin adı beşinci kol faaliyetidir.
Hatırlarsanız bunlar sınırlarımız teröristler tarafından taciz edilirken DEAŞ`ın, Çukur eylemleriyle vatandaşlarımıza göz dikilerken PKK`nın 15 Temmuz`da darbe girişimine maruz kaldığımızda FETÖ`nün, Suriye harekatlarında cümle emperyalistlerin, düzensiz göç yükünü insani refleksle sırtlandığımız süreçte Avrupa`nın, Karabağ`ın işgaline karşı ‘gardaşlarımızın` yürüttüğü vatan muharebesinde Ermenilerin, ekonomik tuzaklarla ülkemizin diz çöktürülmeye çalışılırken faiz lobilerinin ağzıyla konuşuyorlardı. Kendilerine verilen görev buydu. Diyet borçları bunu gerektiriyordu.
Üniversitelerimizden meclisimize, adliyemizden maarifimize kadar Osmanlı`nın kurduğu müesseselerinin çoğunun devam ettiği gerçeği devletteki sürekliliğin işaretidir. Bu gücün gerisinde milletin ve devletin ruh ve beden gibi ayrılmaz bir bütün olmasıdır.
“TÜRKİYE AİLE DESTEĞİ KAPSAMINDA 3,2 MİLYAR LİRA HAK SAHİPLERİNE VERİLECEK”
Uzunca bir süre belirli grupların elinde vesayetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaleti hakkın ve halkın aracı haline getirecek reformların altında da bizim imzamız bulunuyor. İktidardayken partisine kapatma davası açılmış, muhtıra ve darbe teşebbüslerine maruz kalmış bir siyasetçi olarak adalet arayışımızın samimiyetinin sorgulanmasına asla rıza gösteremeyiz.
Gelir seviyesi belirli bir rakamın altında kalan vatandaşlarımıza içinden geçtiğimiz şu sancılı dönemde koruyucu, önleyici tarzda destek olacak yeni programlar geliştirdik. Türkiye`nin imkanlarını bu ülkedeki her vatandaşımızla paylaşma düşüncesinin ürünü bu programlardan biri de Türkiye Aile Desteği. Bu kapsamda 2,5 milyon vatandaşımıza aktarılacak 3,2 milyar lira yarın hak sahiplerinin hesaplarına yatırılacaktır.
Elektrik desteğinden yararlanan 3 milyon hanenin 666 milyon lira tutarındaki ödemesi de bu hafta içinde yapılacaktır. Doğalgaz yardımının 2022 yılı kış dönemi ilk grup ödemesi de bu hafta içinde gerçekleştirilecektir. Engelli ve yaşlı maaşlarını hak sahibi 1 milyon 379 bin 493 kişiyi kapsayan 2,1 milyar lira tutarındaki kasım ayı ödemeleri de geçtiğimiz günlerde tamamlandı.
“TEMENNİMİZ MECLİS`TE BU DEĞİŞİKLİĞİ DOĞRUDAN KABUL EDECEK BİR ÇOĞUNLUĞUN SAĞLANABİLMESİ”
Geçtiğimiz hafta başörtüsü serbestisini ve ailenin korunması hususlarını içeren anayasa değişikliği teklifimizi arkadaşlarımız Meclis`te grubu bulunan siyasi partilerle görüştüler. Bu görüşmelerin kati neticesi alındıktan sonra, şayet uzlaşma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa da Cumhur ittifakı partileri olarak kendi teklifimizi Meclis`e sunmayı planlıyoruz. Prensip olarak, temel hak ve özgürlüklerle ilgili konuların halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyorum. Temennimiz de Meclis`te bu değişikliği doğrudan kabul edecek bir çoğunluğun sağlanabilmesi. Ancak milletimize sözümüz gereği, Meclis denkleminde başka bir mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz.”