CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Biz siyaseti ciddi bir şey olarak yaparız, şov için yapmayız. Kemal Kılıçdaroğlu tam bir diplomasi lideridir. Kemal Kılıçdaroğlu tam bir devlet adamıdır. O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu, ülkesine güvenmekten asla vazgeçmeyecek. Adaleti bulabilmekten asla vazgeçmeyecek. Sonuna kadar adalet için yürümesine devam edecek” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM`de düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi. Özkoç, özetle şunları söyledi:
“RAKİPLERİNİN ÖNÜNÜ KESEREK İKTİDARI ELİNDE TUTMAYA ÇALIŞIYOR: İstanbul Büyükşehir Başkanımızla ilgili alınan hukuksuz kararın arkasında Recep Tayyip Erdoğan`ın bitmeyen hıncı vardır. 31 Mart`ta devirdikleri sandığı, bir kez daha devirmeye çalışıyorlar. Gerçi, o gün aldıkları cevabı bugün yine alacaklar. Halkın seçme gücünü, aklını, ferasetini hafife almak onlara pahalıya mal olacak. Çok açık ki rıza yaratmayan Erdoğan rakiplerinin önünü keserek iktidarı elinde tutmaya çalışıyor.
ER YA DA GEÇ, SANDIKTA CEVABINI ALACAK: Daha önce bunu yapmaya kalkanlar, nasıl gittiyse bundan emin olun Erdoğan da aynı o şekilde gidecek. Hatırlayın, İstanbul seçimlerini. Hiçbir şey olmamışsa bile bir şey olmuştur diyerek seçimi iptal ettiler. YSK, aynı zarfın içerisinde 4 tane pusula vardı; birini iptal etti üçünü geçerli saydı. Bu dünyada hiç eşi ve benzeri olmayan bir emsaldir. İstanbul halkı; bu adaletsizliğe, bu hukuksuzluğa yanıt verdi. Erdoğan, sandığın önüne geçemeyeceğini, geçilemeyeceğini orada öğrendi. Yarın yine öğrenecek. Anketlerin baskısıyla çaresiz kalan ve hamlelerini yapmaya devam eden Erdoğan, er ya da geç sandıkta cevabını alacak. Bunu yaparken bir yandan gidişinin hazırlığını da yürütüyor.
TEK DERTLERİ VAR, ONLAR CEPLERİNİ DOLDURMAK İSTİYORLAR: Toplumun, devletin temeli olan adalet AKP`nin iktidarında terazi değil, kesinlikle maşa haline geldi. Siyasi ve ekonomik çıkarları için, yandaşları için kullanılan bir maşa. Ekrem İmamoğlu için yargı kararı var diyenler, mahkeme kararı isteyenler, Anayasa Mahkemesi`nin paspas eden tekliflerini neden önümüze getiriyorlar sormak lazım. Çünkü dert; ne adalet ne hukuk ne de Anayasa. Tek dertleri var, onlar ceplerini doldurmak istiyorlar. Bunu biliyoruz. Nereden mi? Limanlardan biliyoruz.
LİMANLARLA İLGİLİ DÜZENLEME GÖRÜŞÜLÜYOR. TEKLİF, ÖZELLEŞTİRİLEN LİMANLARIN SÖZLEŞME SÜRESİNİ, İHALESİZ 49 YILA ÇIKARIYOR: Bugün Sanayi Komisyonu`nda torba yasada limanlarla ilgili düzenleme görüşülüyor. Teklif, özelleştirilen limanların sözleşme süresini, ihalesiz 49 yıla çıkarıyor. Daha önce getirdiler, tepkimizi gösterdik. Bir daha getirdiler, teklif yasalaştık. Anayasa Mahkemesi`ne CHP olarak götürdük. AYM de bu yasal değil dedi ve iptal etti. Bu yasama yılı başında aynı düzenlemeyi bir kez daha getirdiler, tepki gösterdik yine komisyondan geri çektiler. Aslında bunun bir soygun olduğunu onlar da biliyorlar. Şimdi 4 yıl geçti aradan yine bir torbanın içerisinde, tam da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı`nın kararının alındığı bir zamanda acaba oldu bittiye getirir miyiz diye tekrar getirdiler. İnatlarının nedeni, yandaşlarının limanlardaki süresini iktidardan sonraya çekebilmek. Neden? Seçimi kaybederlerse, iktidardan sonra da yandaşlarını korumaya devam etmek istiyorlar.
Aynısını zeytinliklerde yapıyorlar. AKP iktidarının açlığı, hırsı bitmiyor. AKP iktidarı nerede rant varsa, orada mazlumun hakkı varmış, toprağın hakkı varmış, ağacın hakkı varmış ona bakmıyor. Aynı torba içerisinde yandaş şirketlerin zeytin alanlarında madencilik yapmasına ön açan bir düzenleme var. Halkın tepkisiyle, muhalefetin ısrarıyla komisyondan çekildi. Defalarca çekildi, yine getirmeye çalıştılar yine çektirttik. Bir yerde rant varsa AKP`nin ısrarı sürüyor demektir.
OLAYA, ‘BİR KIZ ÇOCUĞUMUZUN ERKEN YAŞTA EVLENDİRİLMESİ` DEDİ ERDOĞAN: Altı yaşındaki bir çocuğumuzla ilgili de büyük bir adaletsizlik yaşandı bu ülkede. Bu ülkede, bu iktidarın bu evladımızla ilgili, iktidardayken yaptıklarını, bir başka ülkede, bir başka iktidar yapsaydı sokağa çıkamazlardı. Altı yaşında taciz ve tecavüze uğrayan kız çocuğunun bu hakkına halk sahip çıktı. Olaya, bir kız çocuğumuzun erken yaşta evlendirilmesi dedi Erdoğan. Bakar mısınız? Onu meşrulaştıracak ya Recep Tayyip Erdoğan, orada hiç vicdanı sızlamadan, milletin gözünün içine baka baka erken yaşta evlendirilmesi olarak tanımladı. Bu vicdansızlıktır. Şimdi yeni tutuklama kararıyla götürdüler, hâkim karşısına çıkartacaklar. Bunun tek bir nedeni var, milletin sesidir. Milletin iradesidir.”
Özkoç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özkoç, Kılıçdaroğlu`nun Almanya programını, İmamoğlu hakkındaki kararın ardından yarıda kesmesi ile ilgili soru üzerine şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu, Türkiye`de adaletin tamamen bitmiş olabileceğini düşünemedi. Kılıçdaroğlu, yasaların bu kadar tükenmiş olduğunu bilemedi. Kılıçdaroğlu, hakimlerin vicdanının bu kadar körelmiş olduğunu bilemedi. Kılıçdaroğlu, aslında; böyle bir davanın açılma ihtimalini dahi öngörmezken bir ceza verilebilme ihtimalini kesinlikle aklından geçirmedi.
Eğer bu ülkede birazcık adalet, eğer bu hakimlerde vicdan varsa bunu alamazlar, dedi. Ama CHP büyük bir ailedir. Kılıçdaroğlu değil Almanya`ya, dünyanın öbür ucuna da gitseydi, CHP`nin, ailesinin bir ferdine en ufak bir dokunulduğu zaman bu partinin lideri; saatler içerisinde gelir, onunla kucaklaşır ve mücadelesine devam eder.
Biz, gösterişe dayalı bir siyaseti asla yapmayız. Biz siyaseti ciddi bir şey olarak yaparız, biz siyaseti hiçbir zaman şov için yapmayız. Kemal Kılıçdaroğlu tam bir diplomasi lideridir. Kemal Kılıçdaroğlu tam bir devlet adamıdır. Kemal Kılıçdaroğlu kendi karşısındaki rakiplerine dahi saygı duyan bir insandır.
O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu, ülkesine güvenmekten asla vazgeçmeyecek. Adaleti bulabilmekten asla vazgeçmeyecek. Sonuna kadar adalet için yürümesine devam edecek. Dün Almanya`daydı, bugün Saraçhane`de.”
Özkoç, yine bir soru üzerine; “CHP, altılı masanın liderleriyle birlikte, birlikte gösterdikleri Cumhurbaşkanı adayının arkasında dimdik durarak, seçimin galibi olarak, Türkiye`de iktidara gelecektir ama gözünüzün içine baka baka söylüyorum: Yargıyı yok sayanlar, yargıyı iktidarın emriyle uygulayanlar, adalet önünde er ya da geç hesap verecektir.”