TBMM Başkanı Mustafa Şentop, emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) yönelik düzenlemeye ilişkin, “Bu konudaki düzenlemeler bu hafta içinde açıklanır. Meclis`e bu hafta da gelebilir. Ocak içerisinde görüşülür Meclis`te; komisyonda, Genel Kurul aşamasında görüşülebilir” dedi.
Mustafa Şentop, bugün TBMM`de parlamento muhabirleri ile kahvaltıda bir araya geldi. 2022 yılını değerlendiren Şentop, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Şentop, erken seçim olup olamayacağına ilişkin tartışmalara ilişkin, seçim tarihinin 18 Haziran olduğuna dikkat çekerek, “Seçim Kanunu ile ilgili değişiklik, seçimlerin ne zaman yapılacağı ön görülerek yapılan bir değişiklikti. Seçimlerin erkene alınma ihtimalini düşük görüyorum” diye konuştu.
Şentop, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğinin ardından üçüncü kez aday olup olmayacağı konusunda da görüşünü açıkladı. Anayasa`nın cumhurbaşkanının kaç kez seçilebileceğini düzenleyen 101`inci maddesinin 2018`de değiştiğini ve yeni maddeye göre Erdoğan`ın bir kez daha cumhurbaşkanı adayı olma hakkı olduğunu savundu. Şentop, şunları söyledi:
“Bunda tereddüt yok. (Yasa koyucu) önceki 101`i kaldırmış. Recep Tayyip Erdoğan, hangi maddeye göre 2 defa seçilmiş, hangi hükme göre 2 defa seçilmiş? Anayasa`da bir 101`inci madde var. O zaman 102 de var. 2007`de Anayasa referandumu ile yürürlüğe girmiş 101 o. O 101`e göre bir kere seçilmiş, 2014`te. O 101, Nisan 2018`de yürürlükten kalkmış. Ona göre ikinci defa seçilmemiş yani. Yeni bir 101 yürürlüğe girmiş, Nisan 2018`de. O da diyor ki ‘İki defa seçilebilir`. Ona göre de bir kere seçilmiş. İki farklı anayasa hükmüne göre birer defa seçilmiş. Dolayısıyla yeni hüküm de iki defa seçilme hakkı tanıdığı için burada teknik olarak hiçbir sorum yok. Cümle aynı, bundan hareket ediyorlar. Çünkü biraz zahmet etmiyorlar hukukçu bazı arkadaşlar, eski hali ve yeni haliyle bakıyorlar. Her şey değişmiş ama bu cümle aynı diye bakıyorlar. Halbuki yeni anayasa değişikliği yapan bir değişiklik kanunu var. O kanunda bir hüküm var. Yani bu madde önceki maddenin kaldırıldığı ve bu maddenin bir bütün olarak yazılıp yürürlüğe konulduğunu ifade ediyor. Ona baksalar bunu görürler.”
“ŞAHSA MAHSUS DÜZENLEME OLUR”
‘Hakaret` suçundan yargılandığı davada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ‘siyasi yasak` karanın ardından başlayan tartışma anımsatılan ve hakaret suçlarında siyasi yasağın kaldırılıp kaldırılmaması gerektiği yönündeki görüşü sorulan Şentop, “Burada bir anayasa değişikliği yapmak gerekir. Ama hakareti niye kapsam dışı tutmak gerekir diye de soruyorum. O zaman şahsa mahsus düzenleme olur” dedi.
“400`ÜN ÜZERİNDE BİR ŞEYLE MECLİS`TEN GEÇEBİLİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM”
Şentop, kendisinin de ilk imzacısı olduğu, AKP ve MHP`nin başörtüsü konusundaki anayasa değişikliği teklifi konusunda da şunları söyledi:
“Sonuçta bütün siyasi partilerin, prensip olarak bu sorun kalıcı olarak çözülsün konusunda mutabık olduklarını görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu`nun vermiş olduğu kanun teklifiyle de bir hukuk kuralı ile bir sorun çözülsün konusunda da bir mutabakat var. Bu kural ne olmalı? Kanun mu olmalı, anayasa mı olmalı? Teorik olarak kanunla bu iş olmaz, bir özgürlüğü kanunla tanıyamazsınız. Kanunla sınırlama getirilir, anayasanın müsaade ettiği ölçü çerçevesinde. Bir özgürlük tanınacaksa bu ancak anayasada yazılabilir. İkincisi; bu kanun ile daha önce denenmiş. Rahmetli Özal, kanun çıkardı. Birisini Anayasa Mahkemesi iptal etti. Birisinde, ‘yorumlu ret` dediğimiz bir karar türü var, bu tür hükmün olmadığı düşünüldü, dedi ki ‘Bu kanun başörtüsü serbestliğini kapsamaz`. Bu şekilde bir yorum yaptı. Kanunla denenmiş, sonuç alınamamış geçmişte. Eğer siz kanun ile serbestlik getirirseniz, kanuna dayanan bir özgürlük haline getirirseniz, bir başkası yarın bir gün kanunla bu özgürlüğü yok edebilir. Onun için eğer bu konu kalıcı olarak çözülsün deniyorsa, hukuk kuralı ile çözülsün deniyorsa daha güçlü hukuk kuralı olan anayasa ile çözülür. 400`ün üzerinde bir şeyle Meclis`ten geçebilir diye düşünüyorum, böyle bir düzenlemenin. Bu sorun da Türkiye`nin gündeminde kalkmış olur.”
Şentop, teklife 400`ün üzerinde milletvekilinin imza atmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın konuyu referanduma taşımayacağı yönünde kanaati olduğunu dile getirdi. Şentop, teklife kendisinin imza atmasıyla ilgili eleştirilere ise “Gerek Anayasa gerek İçtüzük`te Meclis Başkanı`nın kanun tekliflerine imza atamayacağına dair bir hüküm yok. Sadece tarafsızlığı olarak Anayasa`nın öngörüşü, ‘siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içindeki ve dışındaki toplantılarına katılamaz` diyor, ‘Meclis Başkanı ve Meclis Başkanvekilleri` diyor. Getirmiş olduğu sınırlama bundan ibarettir” dedi.
“AYM`NİN ÇOĞUNLUĞU KATILMAMIŞ BU GÖRÜŞE”
Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP`nin il seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanlarının kıdeme göre değil de ad çekme yöntemiyle belirlenmesine ilişkin iptal başvurusunu oyçokluğu ile reddetmişti. AYM Başkanı Zühtü Arslan, karara yazdığı muhalefet şerhinde, “Kanun koyucunun hakimlik teminatıyla bağdaşmayacak şekilde seçim kurulu başkan ve üyelerinin görevlerine son vermeye yönelik müdahalelerinin yargı bağımsızlığıyla bağdaştırılması zordur” demişti. Şentop, Arslan`ın muhalefet şerhine ilişkin, “AYM`nin kararlarının çok büyük çoğunluğu oyçokluğu ile verilir. Oybirliği ile verilmiş karar sayısı çok azdır. Dolayısıyla şüphesiz, muhalif kalan üyelerin farklı görüşleri vardır ama AYM`nin çoğunluğu katılmamış bu görüşe demektir” diye konuştu.
“MİKTARLA İLGİLİ DEĞERLENDİRME DOĞRU OLMAZ”
Şentop, asgari ücret artışıyla ilgili soru üzerine, “Miktarla ilgili değerlendirme yapmak doğru olmaz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu husus da unutulmamalı; devlet, afaki olarak bir asgari ücret belirleyebilir mi? Belirleyebilir ama kim ödüyor asgari ücreti? Devlet ödemiyor, işveren ödüyor. Dolayısıyla işveren, bunu ödemek yerine bazen maaş ödemelerinin yükünü azaltmak için farklı yöntemlere gidebilir. İşten çıkarma vs. gibi şeyler. Dolayısıyla öyle bir dengede belirlemek lazım ki hem işveren bunu ödesin, işçi çıkarma vs. gibi hususlar gündeme gelmesin, yapılabilecek en yüksek miktar olarak belirlensin.”
“OCAK AYI İÇERİSİNDE MECLİS`TE GÖRÜŞÜLÜR”
Şentop, EYT ile ilgili düzenlemenin de ocak ayında TBMM Genel Kurulu`na gelebileceğini belirterek şunları söyledi:
“Sayın Bakan`ın açıklamaları; ‘Yıl bitmeden bu konu açıklanacak` demişti. Bu konudaki düzenlemeler bu hafta içinde açıklanır. Meclis`e bu hafta da gelebilir. Ocak içerisinde görüşülür Meclis`te; komisyonda, Genel Kurul aşamasında görüşülebilir.”
“MİLLETVEKİLLİĞİNİ KÖTÜYE KULLANMA GİBİ BİR YAKLAŞIM VAR”
Şentop, HDP`li Semra Güzel`in milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili tartışmaya da değinerek, eskiden milletvekili adayı gösterirken siyasi partilerin kişiler hakkında soruşturma olup olmadığına baktığını, ancak şimdi durumun farklı olduğunu söyledi. Şentop, şöyle konuştu:
“Şimdi ise farklı bir durum var. Milletvekilliği, dokunulmazlık, zırh olarak kullanılmak suretiyle birtakım suçları korumak üzere, milletvekillerinin yargılanmasını engellemek için milletvekilliğini kötüye kullanma ve istismar etme gibi bir yaklaşım var. Bence buna dikkat etmekte fayda var. Mümkün olduğu kadar, milletvekillerinin bu tür dosyalar ile anılmaması gerekir.
Meclis`te milletvekilliği devam edenler, milletvekilliği statüsündedir. Bahsettiğimiz milletvekilinin, dokunulmazlığının kaldırılması süreci varken kendisinin Meclis`e devam etmeme ve etmeyeceğine yönelik emareler çıkmıştı. Bir taraftan Meclis`e hiç gelmeyeceksiniz, bir taraftan da milletvekilliği özlük haklarından yararlanacaksınız; bunun olmaması için aslında Anayasa ve İçtüzük bir durum öngörmüş. Ne diyor? Arka arkaya 5 birleşime katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesine dair gerekçe ortaya koymuş Anayasa. Bundan hareketle buradaki durum gerçekleşti.”
“YAKINDA KOMİSYON TEŞEKKÜL EDER”
Şentop, İsmailağa Cemaati`ne bağlı Hiranur Vakfı`nun kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel`in kızını 6 yaşındayken Kadir İstekli ile evlendirmesiyle ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:
“Geçen hafta perşembe günü önergeler verildi. Yakın zamanda komisyon teşekkül eder. Şüphesiz bu konu, sadece Türkiye değil, bütün dünya açısından önemli. Teknolojinin gelişmesi olsun, bazı anlayışlar sebebiyle olsun, çocukların her türlü istismardan korunması önemli hale gelmiştir. Böyle bir olayın kamuoyuna yansımasından itibaren gerekli açıklamalar yapıldı, yargılama süreci devam ediyor. Bu komisyon, genel olarak çocukların istismarının önlenmesi, bu konuda neler yapılabileceğine yönelik çalışma yürütecek. Bu konuda etkili bir rapor hazırlanır diye düşünüyorum.”