HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Yüksek Seçim Kurulu`na (YSK), adres kayıtlarının yenilemesi için 17 Mart`a kadar verdiği süreyi, depremzedelerin oy kullanabilmesini sağlamak amacıyla uzatma çağrısı yaptı. Paylan, “Depremzede yurttaşlarımız mutlaka oy kullanabilmelidir, bununla ilgili de gerekli tedbirler alınmalıdır. Bunun için de YSK`daki hakimlere çağrı yapıyorum. Gelin, yarın gece bitecek bu başvuru süresini en az bir 10 gün daha uzatın ve bütün televizyonlarda bununla ilgili kamu spotlarını ortaya koyun” dedi.
Garo Paylan, bugün TBMM`de düzenlediği basın toplantısında, YSK`nın depremzedelere adres bildirmeleri için 17 Mart`a kadar süre verdiğini, ancak birçok depremzedenin yarın dolacak bu süreden haberinin olmadığını belirtti. Paylan, YSK`dan, adres kaydı için verdiği süreyi en az 10 gün daha uzatmasını istedi.
“BU TARİHİ SEÇİMDE DEPREM BÖLGESİNDEKİ YURTTAŞLARIMIZIN DA OY VERMESİ ÇOK ÖNEMLİ”
Paylan, basın toplantısında şunları söyledi:
“Tarihi bir seçime doğru gidiyoruz ve seçimlere 60 gün var. 10 ili ve 15 milyon yurttaşımızı etkilen bir felaket yaşadık. Bu felaket nedeniyle çok sayıda yurttaşımızı kaybettik ve milyonlarca yurttaşımız deprem bölgesinden göç etti. Yine milyonlarca yurttaşımız, yaşadıkları illerde kendi evlerinde yaşayamıyor. Köylerinde, başka bir akrabasının evinde, çadırkentlerde veya konteynerkentlerde kalıyor.
Bu tarihi seçimde deprem bölgesindeki yurttaşlarımızın da oy vermesi çok önemli. Türkiye`nin kaderine karar vermesi çok hayati ve önemli değerde. Bunun için YSK bazı tedbirler açıkladı. Deprem bölgelerinden ayrılan yurttaşlarımıza ve deprem illerinde kalıp da başka bir evde yaşayan veya çadırkente, konteynerkentte yaşayan yurttaşlarımıza, yeni kayıtlarını bildirmeleri için 17 Mart gece yarısına kadar süre verildi. Yalnızca yarın gece yarısına kadar bir süre var. Bu durumdan hâlâ milyonlarca yurttaşımızın haberi yok. Çünkü yeterince bilgilendirilmedi, kamu spotları yayınlanmadı ve bu yurttaşlarımızın kaldıkları yerlerde bu bilgilendirmeler yapılmadı. Onlara teknik destekte verilmedi.
“PEK ÇOK YURTTAŞIMIZIN İNTERNETİ YOK, TELEFONLARI YOK, BİLGİSAYARLARI YOK”
Pek çok yurttaşımızın interneti yok, telefonları yok, bilgisayarları yok. İnternete ulaşma şansları yokken onlara diyorsunuz ki ‘Ey depremzedeler, e-Devlet`e girin, e-Devlet`e girmezseniz Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü`ne başvurunuzu yapmazsanız oy kullanamayacaksınız` diyorsunuz. Bu kabul edilemez. Bununla ilgili mutlaka gerekli tedbirlerin alınması lazım. 17 Mart tarihinin mutlaka uzatılması lazım.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü, açıklamasını yapıyor, ‘14 Mayıs seçimlerinde oy kullanabilmek için 17 Mart saat 23:59`a kadar başvurmak yapmak zorundasın` diyor. Buraya gelen yurttaşlarımız neyle karşılaşıyor? Sistem kilitlenmiş durumda. Sistem, ‘Sistemde yaşanan bir teknik aksaklık nedeniyle işlemlerinizi tamamlayamıyoruz` diyor. Şu anda yüz binlerce yurttaşımız bu sisteme girmeye çalışıyor ama sistem kilitlenmiş durumda.
“DEPREMZEDE YURTTAŞLARIMIZIN, ENKAZ ALTINDA BIRAKAN BU İKTİDARI CEZALANDIRMASINDAN MI KORKUYORSUNUZ”
Türkiye`nin kaderini değiştirmek anlamında her bir oyun değerli olduğu ve özellikle de depremzede yurttaşlarımızın da oy kullanmasının ve Türkiye`nin kaderinde, geleceğinde karar alıcı olmaları için gerekli tedbiri alması gereken YSK neden bu tedbirleri almıyor? Neden Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü`nün sistemi kilitlenmiş durumda? Bunlarla ilgili sorumluluk kimde? İçişleri Bakanı`na soruyorum; neden bu sistemi çalışır hale getirmiyorsunuz? Depremzede yurttaşlarımızın öfkesinden mi korkuyorsunuz? Depremzede yurttaşlarımızın, enkaz altında bırakan bu iktidarı cezalandırmasından mı korkuyorsunuz?
“DEPREMZEDE YURTTAŞLARIMIZ MUTLAKA OY KULLANABİLMELİDİR, BUNUNLA İLGİLİ DE GEREKLİ TEDBİRLER ALINMALIDIR”
Depremzede yurttaşlarımız mutlaka oy kullanabilmelidir, bununla ilgili de gerekli tedbirler alınmalıdır. Bunun için de YSK`daki hakimlere çağrı yapıyorum. Gelin, yarın gece bitecek bu başvuru süresini en az bir 10 gün daha uzatın ve bütün televizyonlarda bununla ilgili kamu spotlarını ortaya koyun. Tüm vatandaşlarımıza da çağrı yapıyorum. Bu süre uzatıldığı zaman herkes eşine, dostuna, akrabasına bu anlamda yardımcı olsun. Eğer deprem bölgesinden göç etmiş vatandaşlarımız varsa onlar e-Devlet üzerinden kayıtlarını yapabilsin. Aynı zamanda çadırkent gibi yaşadığı illerde, köylerde yaşayan yurttaşlarımızın da kaydolabilmeleri için tüm yurttaşlarımız, yurttaşlarımıza destekçi olsunlar, kayıtlarını yapabilsinler.
“HÜDAPAR`IN KARANLIK BİR GEÇMİŞİ VARDIR VE BU KARANLIK GEÇMİŞİ SORGULANMAKTADIR”
Paylan açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. HÜDAPAR`ın parti programıyla ilgili bir soruya Paylan, şu yanıtı verdi:
“HÜDAPAR`ın parti programı kendilerini ilgilendirir ve bunların fikir özgürlüğü çerçevesinde kabul edilmesi değerlendirilebilir, ancak her partinin bir geçmişi vardır. Geçmişle yüzleşmekte çok önemlidir. Partilerin sözlerinden çok, yaptıkları değerlendirilmelidir. HÜDAPAR`ın da bu anlamda karanlık bir geçmişi vardır ve bu karanlık geçmişi sorgulanmaktadır. 1990`lardaki faili meçhullerle ilgili sorumlulukları sorgulanmaktadır. Bugüne kadar HÜDAPAR yetkilileri bir özeleştiride de bulunmamıştır. Bence önemli olan, herkesin geçmişte yaptıkları hatalarla yüzleşmeleri ve özeleştiri vermeleri esastır. Bu konuda da özeleştiri duymadığımız için HÜDAPAR`a karşı olan önyargımız da tabii ki derinleşmektedir. Şu anda Cumhur İttifakı, bir kötüler ittifakı, bir geçmişi karanlıklar ittifakı olarak ortada durmaktadır. Geçmişi karanlıklar ittifakının da Türkiye`nin geleceğinde söz sahibi olmasını elbette istemiyoruz.”
“CUMHURBAŞKANI, DEPREMDE İHMALİ OLANLARI MİLLETVEKİLİ YAPARAK ACABA BİR DOKUNULMAK ZIRHINA MI BÜRÜNDÜRMEYE ÇALIŞIYOR”
Paylan, Hatay Valisi`nin AKP`den milletvekili aday adayı olmak için istifa etmesiyle ilgili bir soru üzerine de şunları kaydetti:
“Vatandaşı enkaz altında bıraktığı için istifa etmeyen, vatandaşı ekmeksiz, aç, susuz bıraktığı için istifa etmeyen, vatandaşı çadırsız, sobasız bıraktığı için istifa etmeyen Hatay Valisi`nin milletvekili adayı olmak için istifa etmesi kamu vicdanını bir kez daha yaralamıştır ve bu kabul edilemez. Hatay Valisi kendi desteğiyle mi milletvekili olacak, yoksa Cumhurbaşkanı onu seçilebilir bir yerde gösterecek, milletvekili olacak ve hesap vermekten mi kurtulacak? Hatay Valisi, bu çerçevede milletvekili olarak dokunulmazlık zırhına mı kavuşacak? Çünkü seçimden sonra bir hesap verme dönemi başlayacak. Bu hesap vermede de depremde ihmali olanların, depremde sorumluluğu olanların hesap vermesi de en ön başlıklardan birisi olacak. Sayın Cumhurbaşkanı, depremde ihmali olanları, sorumluluğu olanları milletvekili yaparak acaba bir dokunulmak zırhına mı büründürmeye çalışıyor? Bu kabul edilemez ve kamu vicdanını yaralamaktadır.
“SÜLEYMAN SOYLU`NUN, HULUSİ AKAR`IN MİLLETVEKİLİ OLACAĞINA DAİR ŞAYİALAR VAR”
Süleyman Soylu`nun, Hulusi Akar`ın milletvekili olacağına dair şayialar var. Süleyman Soylu, deprem bölgesine gidip; Maraş`a, Adıyaman`a, Hatay`a gidip ne diyecek? Hangi yüzle oy isteyecek? Süleyman Soylu da bu deprem süresince sorumlu bakanlardan biridir. Hem görevini ihmal etmiştir hem de görevini yerine getirememiştir ve istifa etmemiştir. Daha geçen gün, yurttaşlarımıza kahvaltı veremediğini itiraf etmiştir. Çay, şeker istemiştir; terlik, eşofman istemiştir. Ülkemizi bu kadar aciz duruma düşüren bir bakanın da şimdi milletvekili yapılması kabul edilemez.”