Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya`da ilkokul, ortaokul ve liseler, yarın kademeli olarak açılacak. Hatay`ın Altınözü ilçesindeki Tepehan Ortaokulu`nda İngilizce öğretmenliği yapan Ender Yarıkkaya, “Öğretmen ihtiyacımız var. Nasıl karşılanacak, ben de bilmiyorum. Muhtemelen ücretli öğretmenler, gönüllü öğretmenler sayesinde bir şekilde ilerleteceğiz” dedi. Aynı okulda ve aynı branşta ders veren Ahmet Uygun da “İrtibat hâlinde olduğum öğrencilerden birçoğu şehir dışında olduğunu, burada olan öğrenciler de okul açılsa bile velilerin göndermeyeceğini söyledi” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, geçen çarşamba günü sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından büyük yıkıma neden olduğu 4 kentte okulların kademeli olarak açılacağını duyurdu. Kahramanmaraş`ın Andırın ve Ekinözü; Adıyaman`ın Kahta, Gerger, Sincik, Samsat, Çelikhan; Hatay`da Yayladığı, Altınözü, Erzin, Reyhanlı, Payas, Dörtyol, Arsuz; Malatya`nın da Arapgir, Arguvan, Kale, Pütürge, Doğanyol, Yazıhan, Darende ve Hekimhan ilçelerindeki okulların yarın açılacağı belirtildi.
“GERİ KALANLARLA YENİ BİR HAYAT KURMAYA ÇALIŞACAĞIZ”
Hatay`daki Altınözü Tepehan Ortaokulu`nda İngilizce öğretmenliği yapan Ender Yarıkkaya ve Ahmet Uygun, depremden sonraki ilk eğitim-öğretim dönemine ilişkin ANKA Haber Ajansı`na değerlendirme yaptı. Çadırda yaşam sürdürdüklerini belirten Ender Yarıkkaya, şöyle konuştu:
“Benim okulum, köy okulu. Köyde evlerin çoğu hasarlı. Onlar da sürekli çadırlarda kalıyor. Eğitim adına pek bir şey olmadı maalesef. Genelde öğrencilerin ana beslenme, barınma ihtiyaçlarına el atmaya çalıştık. Elimizden geldiğince de onlara psikolojik olarak iyi olacak şeyler yapmaya çalıştık. İki kuzenimi kaybettik maalesef. Okuldan öğretmen arkadaşımı kaybettik. Köyde, benim kardeşim sayacağım iki insan vardı, yeni evlenmişlerdi, onları kaybettik maalesef. Köyde konaklayan öğrencilerimin hepsi yaşıyor çok şükür. Dershanede tanıdığım öğrencilerim vardı, önceden çalıştığım, onlardan birkaçını kaybettik. İş arkadaşlarımızı kaybettik maalesef. Geri kalanlarla da yeni bir hayat kurmaya çalışacağız inşallah.”
“ÇADIRDA KALINCA TUVALET, LAVABO, BANYO, ELEKTRİK İHTİYAÇLARI OLACAK”
Şu anda okulda çok hasar olmadığını söyleyen Yarıkkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Binayı kullanabileceğiz. Köyümüz iyi durumda diye düşünüyorum, insan olarak. İnsanlarımız yaşıyor çok şükür. Çadırda yaşadıklarını söylemiştim zaten. Eğitim olarak nasıl bir planlama, nasıl bir program olduğunu ben de bilmiyorum henüz. İlk gün gideceğiz, hep birlikte; müdürümle, öğretmen arkadaşlarla bir program yapacağız. Bu şekilde devam edeceğiz eğitime. Normal okul programı olacak. Haftada 35 saat ama öğretmen ihtiyacımız var. Öğretmen ihtiyacı nasıl karşılanacak, ben de bilmiyorum. Muhtemelen ücretli öğretmenler, gönüllü öğretmenler sayesinde bir şekilde ilerleteceğiz. Şu anda, en başta beslenme ve barınma ihtiyacı karşılanırsa öğrenciler de daha rahat bir şekilde okula gelirler. Gelen öğretmenlerin, şu anda hepsinin evi yıkılmış. Bir konaklama, bir barınma ihtiyaçları var. Onları nasıl yapacaklarını bilmiyorum. Onun için önce öğretmen, öğrenci rahat olsun ki eğitime o şekilde başlayabilelim. Bu şekilde bir çare olabilir. Gerekirse çadırlarda da kalabiliyor ama çadırda kalınca da tuvalet, lavabo, banyo, duş ihtiyaçları olacak, elektrik ihtiyaçları olacak. Onları temin ederlerse tabii ki biz elimizden geleni yapacağız.”
“ÖĞRENCİLER ÇOK KÖTÜ HÂLDE”
Ahmet Uygun da öğrencilerin ve kendilerinin psikolojik anlamda çok kötü etkilendiğini belirtti. Bu süreçte öğrencileriyle sürekli irtibat hâlinde olduklarını da anlatan Uygun, şunları söyledi:
“Onların yanında olmaya çalıştık. Çünkü birilerinin güçlü olması lazım bu dönemde. Biz de öğretmenler olarak sürekli öğrencilerimizi aradık, onlara yazdık. Tabii öncelikle hayatta olup olmadıklarını öğrenmeye çalıştık. Daha sonra biz, zaten WhatsApp gruplarından soru çözümüne devam etmeye çalıştık. En azından 1 Mart itibarıyla biraz belki kendilerine gelmişlerdir diye düşündük. O şekilde yardımcı olmaya çalıştık. Hepsi çok kötü hâlde. Çoğu şehir dışında zaten. Yani mecburen gitmek zorundalar, çünkü burada artık kısa vadede bir hayat yoktu. Öğrencilerin de bir şekilde sınava hazırlanmaları gerekiyordu. Şehir dışına çıktılar. Hâlâ irtibattayız, hâlâ onları bırakmadık. Yine kitap dağıtmaya devam ediyoruz. İrtibat hâlinde olduğum öğrencilerden birçoğu şehir dışında olduğunu, burada olan öğrenciler de okul açılsa bile velilerin göndermeyeceğini söyledi. Çünkü hâlâ korkuyorlar doğal olarak.”
“ŞU ANDA BARINMA ÇOK BÜYÜK BİR PROBLEM”
Kendi okullarının çok yakın zamanda güçlendirildiğini belirten Uygun, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizim okulumuz çok yakın zamanda güçlendirilmişti çok şükür. Okulumuz sağlam ancak veliler öğrencileri gönderir mi, göndermez mi, o konuda emin değilim. Çünkü onlar da korkuyor doğal olarak. Gidince bir bakacağız tabii ki duruma. Öğretmenlerle, müdür beyle birlikte bir toplantı yapıp eğitim-öğretimi nasıl devam ettireceğimizi düşüneceğiz. Umarım burada en azından var olan öğrencilerle birlikte elimizden geldiğini yapmaya çalışacağız. Şu anda tabii ki barınma çok büyük bir problem. Barınmayı öncelikle halletmemiz gerekiyor. Temel gıda ihtiyaçlarının karşılanması lazım. Çoğu öğrencinin de ihtiyacı var bu dönemde. Yakınlarını kaybetmiş olabilirler onlar da. Bunların sağlanması lazım. Yeri geldiğinde tabii ki kitap… Enkaz altında kalan kitaplar var. Onlar için böyle yardımcı kaynak kitaplar da sağlanırsa iyi olur diye düşünüyorum.”