CEREN BALA TEKE
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Ankara 1. Bölge Milletvekili Adayı olan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi İremsu Balcı, “Genç bir milletvekili adayı olarak şunu söyleyebilirim; şu an gençleri temsil etme isteğimin sebebi öğrencilerin sorunlarını dile getirip, sesleri olabilmek. Hem de öğrencilerin ve tabii ki beraberinde gençlerin siyasetteki yerini ve de temsil yetisini gösterebilmek. Bunun için cebinde parası olan ya da belli bir yaşın üstünde bir kitlenin olmasının şart olmadığını gösterebilmek istiyorum” dedi.
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Ankara 1. Bölge Milletvekili Adayı İremsu Balcı, doğuştan yüzde 95 görme engelli, genç bir milletvekili adayı olarak, Türkiye’de genç, engelli ve kadın temsili ve milletvekili adaylığıyla ilgili ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. 22 yaşındaki ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğrencisi Balcı, şunları söyledi:
“22 yaşında, genç bir kadınım. ODTÜ’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okuyorum. Doğuştan yüzde 95 görme engelliyim. Şu an halihazırda da lisanslı atletim. Gençlik ve kadın dediğimiz her iki başlık da sadece Meclis’te değil, günümüz siyasetinin ne kadar konusu? Günümüz sisteminde kendisine ne kadar yer buluyor? Buna bakmak lazım. Kadınların sorunu olsun yahut da gençlerin her anlamda yaşadıkları sorunlar olsun çözüm bulunmasını bırakalım, sözü dahi edilmiyor. Bu noktada da Meclis dediğimiz yerde, düzen partilerinin siyaset yaptığı yerde, tabiri caizse kelli felli adamlar, ceplerinde parası olup böylesi bir rekabete girebilecek insanlar canlanıyor bizim gözümüzde. Dolayısıyla bu sistemin getirdiği eşitsizliklerin kaçınılmaz bir sonucu.
“APOLİTİK BİR TAVIR BİZE YEDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Gençlerin Meclis’te olmamasını bırakalım, neredeyse bir temsil yetkileri bile yok. Bir öğrenci dediğimizde Meclis’te canlandırılmasını bırakın, apolitik bir tarif bize yedirilmeye çalışılıyor. Bu hiç doğru değil. Nitekim bu kadınlar için de geçerli. Meclis’te olan yüzde 17 kadın oranı da yeterli değil ya da yine aynı şekilde Meclis’te olan ve o temsiliyeti gösteren kadınlar da gerçekten kadın sorununa çözüm bulacak minvalde çalışma yürütüyor değil. Sistem partilerinin Meclis’teki vekillerinden söz ediyoruz. Genç, kadın, emekçi olsun bu grupların sorununun kökenine inilmiyor.
“ŞU AN GENÇLERİ TEMSİL ETME İSTEĞİMİN SEBEBİ ÖĞRENCİLERİN SORUNLARINI DİLE GETİRİP, SESLERİ OLABİLMEK”
Gençleri belli bir kalıba sokmaya çalıştıklarından söz ettim. Bu nedir en temelde? Dersine çalışan, siyaset uzantısı olmayan, belli anlamlarda sosyallik tanındığı söylenen ki bu imkânı da olmayan ve de tamamen temsil yetkisinden uzaklaştırılmaya çalışılan bir gençlikten söz ediyoruz. Gençlerin uyuşturucudan korunması gerektiğini söylüyorlar. Ülke içinde neden uyuşturucu kaçakçılığı devam edip gençler uyuşturucu bağımlısı oluyor? Buna hiç değinmiyorlar. Spordan, sosyal aktiviteden bahsediyorlar fakat bunu ücretsiz bir şekilde yapabilecek bir alan tanıyorlar mı? Bu da büyük bir merak konusu bana kalırsa. Yine aynı şekilde siyasette, temsil edilebilme yetkisinin ne kadar tanıyorlar gençlere? Bugün biliyoruz ki bir partiden milletvekili adayı olmak için çok büyük paralar ödemeniz gerekiyor.
“ÖĞRENCİNİN HİÇBİR ŞEKİLDE SİYASET SAHNESİNDE GÖRÜNMEMESİ İSTENİYOR”
Engellilere ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapılsa da onun da kendi içerisinde bir rekabet var. Öğrencinin Meclis’te temsil edilmesini de bırakalım. Öğrencinin hiçbir şekilde siyaset sahnesinde görünmemesi isteniyor. Biz, biliyoruz; gençliğin damarında mücadele var, mücadele akar. Onlarca yıl önce bu ülkede gençlik, anti-emperyalizm mücadelesi veriyordu. Çok örgütlüydü. Bugün örgütsüz olarak adlandıracağımız toplamda dahi biz barınma, beslenme, ulaşım gibi temel haklarımız gasp edildiği zaman sesimizi çıkarıp, sözümüzü söylemeye devam ediyoruz.
“OKULLARIN ONLİNE EĞİTİME GEÇMESİ TESADÜF DEĞİLDİ”
Mesela bizim eğitim hakkımız elimizden alındı. Online mı, yüz yüze mi kararı bir türlü verilemiyor. Çocuk oyuncağı gibi olmuş durumda. Yine bu noktada gençlikten çıkması beklenen bir öfkeden söz ediyoruz. Okulların online eğitime dönmesi de tesadüf değildi. Gençlik bir araya gelemesin, siyaset üretemesindi. Ben genç bir milletvekili adayı olarak şunu söyleyebilirim; şu an gençleri temsil etme isteğimin sebebi öğrencilerin sorunlarını dile getirip, sesleri olabilmek. Hem de öğrencilerin ve tabii ki beraberinde gençlerin siyasetteki yerini ve de temsil yetisini gösterebilmek. Bunun için cebinde parası olan ya da belli bir yaşın üstünde bir kitlenin olmasının şart olmadığını gösterebilmek istiyorum.
“GENÇLER, KADINLAR, ENGELLİLER VE EMEKÇİLER İÇİN YAŞADIĞIMIZ TÜM BU SORUNLARIN MÜSEBBİNİN BU EŞİTLİKTEN UZAK SİSTEM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Lise yıllarımdan bu yana TKP’de mücadele ediyorum. Sosyalizm mücadelesi veriyorum. Çünkü aslında bugün sistem içerisinde gençler, kadınlar, engelliler ve emekçiler için yaşadığımız tüm bu sorunların müsebbibinin bu eşitlikten uzak sistem olduğunu düşünüyorum. Ki bu böyle. Bu sistem aslında bir grubun kar elde edip, diğer grubun da hayatının sonuna kadar çalışarak hayatını idame ettirmeye çalışmasıyla bağlantılı. Ne bir ülke ne de o ülkenin hükümeti, Meclis’te bizleri temsil eden çoğu insan ihtiyaçlarımıza yönelik bir yerde durmuyorlar. Mücadele etmemin temel noktası bu olmakla ve sosyalizmin çıkış noktası olduğuna inanmakla birlikte şu anda da temsil etme isteğimin sebebi; TKP bugün aslında parlamenter seçimlerde 600 vekilin 600’ü için de adaylık çıkardı. Bu adaylar her sektörden emekçi, kadınlar, öğrenciler, sözünü söylemek isteyen engelli bir insan ve sesini çıkarmak isteyen, halkın sorunlarıyla boğuşan, halkın içinden sahici insanlar. Benim de bir öğrenci, genç, kadın, engelli ve hatta bir sporcu olarak söylemek istediğim çok söz var. Bu kirli milletvekili pazarlıklarına karşı böyle bir adaylık tanımlanmalıydı. Halkın içinden olmalıydı. Bu yüzden TKP’den aday oldum.
“GENÇ MESELA SOKAĞA ÇIKSIN, SESİNİ ÇIKARMAYA ÇALIŞSIN BU BASTIRILMAYA ÇALIŞILIR. BAŞTA BASTIRILMAYA ÇALIŞILAN KİTLEDİR HATTA”
Meclis’teki kadın vekil sayısının azlığı, gençler için çok küçük bir temsil iradesinden söz edilmesi aslında bunların da bir bakıma temsili gençlerin ve kadınların mücadele etmemesi, tırnak içinde seslerini çıkarmamaları için bir noktada verilmiş belki küçük göstermeye çalışmak. Kadınlar için bildiğim kadarıyla bir pozitif ayrımcılık söz konusu edilmeye çalışılıyor ya da herhangi bir kadın milletvekili çok güzelleniyor. Halkın sesi olamayacak bir vekil olsa dahi ‘Biz, onunla kız kardeşiz’ noktasına geliniyor. Ben ve partim bunun sınıfsal anlamdaki temsiliyetinin önemli olduğunu, gerçekten halkın, emekçinin sözünü söyleyen bir noktada olmadığı takdirde bir kazanımla sonuçlanmayacağını ya da çözümsüzlükle sonuçlandığını bildiğimiz için bu noktadan ayırmamayı tercih ediyoruz. Gençlerin ve kadınların sorunları da bununla ilintili. Genç mesela sokağa çıksın, sesini çıkarmaya çalışsın bu bastırılmaya çalışılır. Başta bastırılmaya çalışılan kitledir hatta. Meclis’in bu noktada hem samimiyetini sorguluyorum hem gerçekten bir irade gösterilmesine izin verildiğini düşünmüyorum düzen partilerince.
“HALKIN, ENGELLİNİN SÖZÜNÜ SÖYLEMİYORSA, TAŞIMIYORSA VE BUNA DAİR BİR ŞEY YAPMIYORSA BU NOKTADA UYUŞULABİLECEK HİÇBİR ŞEY YOKTUR”
Partiler, engelli milletvekilliği adaylığı için bir pozitif ayrımcılığa gidiyorlar ödenen ücret noktasında. Kimisi belki para bile almıyor. Bugün geldiğimiz noktada engelli sorunu ne kadar çözüldü ya da ne kadar ses bulmuştur? Biz, buradaki eksiklikleri görebiliyoruz zaten. Hemen hemen birçok partide temsilen bir tane engelli vekil bulunuyor mesela. Engellilere yönelik yasa tasarılarına baktığımız zaman ciddi yetersizliklerle karşı karşıyayız. Kendi engel grubum üzerinden örnek vereceğim. AKP’li vekil Lokman Ayva mesela. Bu konuyla ilgili bir tane yasa teklifinde bulunmuş. O da üç ayda bir verilen engelli maaşlarının ayda bire çıkarılması. Gerektiği yerde devletin maddi anlamda destek vermesi olabilecek bir şey. Fakat istihdam, eğitim, rehabilitasyon gibi çok temel başlıklar çözülmeksizin sadece sadaka kültürü ile ki ben bunu AKP’nin uyguladığı sadaka kültürü ile bağdaştırıyorum, böyle bir yasanın çıkarılmaya çalışılması diğer her şeyin örtbas edilip hiç samimi gelmediği gibi hiç de çözümün bulunabileceği bir yerde de değil açıkçası. Engelli maaşı olarak tarif ettiğimiz miktar da çok az zaten. Bir insanın yaşamını devam ettirmeye yetecek bir miktar değil. Dolayısıyla aslında düzen partileri içinde yapılan şey sembolik tamamen içerisindeki adaylar da yine nasıl ki kadın bir siyasetçi, sırf kadın olduğu için siyaset yaptığından ‘Bu benim kız kardeşim’ diyerek kucaklamıyorsak; aynı şey engelliler için de geçerli. Halkın, engellinin sözünü söylemiyorsa, taşımıyorsa ve buna dair bir şey yapmıyorsa bu noktada uyuşulabilecek hiçbir şey yoktur. Bu iradenin de gösterildiğini düşünmüyorum. Düzen partilerinin politikalarının da çoğu kez sembolik olduğunu düşünüyorum. Engelli sorunu da zaten kadınların ve gençliğin yaşadığı sorunlarda olduğu gibi çözülmemiş durumda.
“BİZİ YİNE BİRLİKTE HAREKET ETMEK KURTARACAK”
Bu kirli pazarlıkların döndüğü noktada gençlerin, kadınların, emekçilerin temsil iradesi göstermeleri çok değerli. Her ne kadar ülkenin koşulları zorlu olursa olsun, önümüzde kritik bir seçim var. Ben, umudun yitirilmemesi gerektiğini aslında bu kritik tabloyu da değiştirenlerin yine bizler olabileceğini de biliyorum. Çünkü şu bir gerçeklik; yaşadığımız sorunların biz bilincindeyiz. Bizi yine birlikte hareket etmek kurtaracak diye düşünüyorum. “