ZEHRA DEĞİRMENCİ - SİBEL KAHRAMAN
Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, Kahramanmaraş merkezli depremlerde ev ve iş yerleri zarar gören veteriner hekimler için devlet tarafından henüz bir adım atılmadığını belirterek, “Veteriner hekimliği unutmak, aslında hayvan sağlığını unutmak, hayvancılığı unutmak; halk sağlığını, çevre sağlığını unutmak demek. Ben, onlara, veteriner hekimlerinizi unutmayın diyorum” dedi.
Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Melike Baysal, deprem böylesinde yaşayan veteriner hekimlerin yaşadığı sorunları ANKA Haber Ajansı`na değerlendirdi.
Deprem bölgesinde birçok veteriner hekimin evlerini ve kliniklerini kaybettiğini, ekonomik olarak zor süreçlerden geçtiğini söyleyen Baysal, bugüne kadar bölgedeki veteriner hekimlere devlet tarafından hiçbir kolaylığın sağlanmadığını ifade etti. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak deprem bölgesindeki meslektaşlarıyla dayanışmak için bir kampanya başlattıklarını belirten Baysal, şunları söyledi:
“DEPREMDE VETERİNER HEKİMLERİN İŞ YERLERİ VE MALZEMELERİ ZARAR GÖRDÜ”
“En çok başvuru Hatay, sonra Malatya, sonra Maraş`tan geldi. Tabii meslektaşlarımızın aslında burada bir kliniği yıkıldı diye düşünmemek lazım. Bir klinik yıkıldığında şunlar oluyor. İçinde birçok aşısı ve ilacı var, veteriner hekimlerin. Bu aşıların mutlaka soğuk zincirlerinin korunması gerekiyor, biyolojik madde. Günlerce elektrik kesintisi olduğu için, kliniği yıkılmasa bile aşıları, elektrik olmadığı, buzdolabını kullanamadığı için hepsi zarar gördü. Dolapları yıkıldı, ilaçları o dolapların içinde ezildi, kırıldı. Ve birçoğu şu anda aşı, ilaç ve malzemeleri yönünden aslında borçlu durumdalar. Borçlu oldukları kurum ve kuruluşların, -ecza depoları diye biz onları tanımlıyoruz, ecza depolarından alıyorlar- ecza depolarının da bir kısmının aslında bölgede olduğunu düşünürsek onlar da bir anlamda depremzede. Onların da aynı şekilde ihtiyaçları var. Dolayısıyla böyle bir zincir durumunda aslında zor durumda kalan insanlar var orada.”
“DEVLET TARAFINDAN KONTEYNER KLİNİKLER KURULSUN”
Şu anda hayatlarını idame ettirecek, mesleklerini devam ettirecek bir klinikleri yok. Klinikleri olsa bile çok fazla borçları var. Ya da yeniden klinik açacak, biliyorsunuz deprem bölgesinde şu anda sağlam bir bina bulup orada klinik yapmak ya da iş kurmak da kolay değil. Başka şehirlere gidip yaşamlarını devam ettirmeleri de çok zor. Dolayısıyla biz şunu talep ettik, hâlâ da söylüyoruz. O bölgedeki serbest veteriner hekimler için konteyner kliniklerin kurulması gerekir, devlet tarafından. Onların ihtiyacı olan aşı, ilaç ve bazı malzemelerin belki ücretsiz ya da ücretini daha sonra vermek üzere onların temin etmesinin sağlanması, bankalardan en az iki yılı geri ödemesiz olmak üzere uzun vadeli ve daha düşük faizlerle kredi verilmesinin sağlanması belki onları rahatlatacaktır.”
“HAYVAN SAĞLIĞI DA RİSK ALTINDA”
Depremin bölgesindeki besicilik faaliyetlerine etkisine dikkat çeten Baysal, şöyle konuştu:
“Çünkü hayvanların sağlıklı yaşamaya hakkı var; hastalanıyorlar, tedaviye ihtiyaçları var. Bir süreden beri Türkiye`de biliyorsunuz hayvan deyince hemen aklımıza sahipsiz hayvanlar geliyor. Ama hem bu bir süreç; sahipsiz hayvan kısmı bir süreç, sahipli hayvanlar kısmı bir süreç. Bir de kırsalda yaşayan yetiştiricilerin hayvanları var. Onların da hem bakıma hem sağlığa ihtiyaçları var. Dolayısıyla hayvan refahının korunması gerekiyor. Onun için bir an önce veteriner hekimlik konusunun çok ayrıntılı bir şekilde konuşulması gerek.
“DEPREM BÖLGESİNDE HAYVANCILIĞIN DESTEKLENMESİ GEREKİYOR”
Tüm dünya gibi Türkiye`de de gıda krizi uzun zamandır konuştuğumuz bir konu zaten. Özellikle hayvansal proteinle ilgili birçok konu var konuşulan ama şu anda hayvansal protein yerine koyabildiğimiz protein kaynağı yok. Dolayısıyla bu önümüzde bir gerçek. Deprem bölgesi, özellikle hayvancılığın çok yoğun olduğu bir bölge. Depremden önce 2 milyonu büyükbaş, 9 milyonu küçükbaş olmak üzere 11 milyon, hatta 13 milyona kadar varan bir hayvan varlığından söz ediliyor. O dönemde enkaz altında kalan hayvanlar var. Ne yazık ki birçok depremzede ailenin hayvanlarını, hak ettiğinin çok altında hemen satın alındı insanlar, o hayvanlara bakamayacaklar diye. Bölgede hayvan varlığı da azaldı. Ama hem orada, kırsalda yaşamın desteklenmesi, insanların topraklarından kopmaması için hayvancılığın da desteklenmesi gerekiyor. Aynı zamanda da biraz önce konuşmamın başında söylediğim gibi, serbest veteriner hekimlerin bölgede görev yapmasının kolaylaştırılması sağlanmalı ki sağlıklı hayvanlar olsun, hayvancılık orada devam etsin ve yetiştiriciler, kırsalda yaşayan insanlar köylerinde, mahallelerinde yaşamaya devam etsinler, topraklarından kopmak zorunda kalmasınlar. Çünkü orada yaşam devam etmek zorunda.”
Türkiye`de bir şap salgını olduğunu söyleyen Baysal, mayıs ayı sonuna kadar bu aşılamaların bitmesi gerektiğini vurguladı ve bu süreçte o bölgede çalışabilecek veteriner hekimlerin istihdamının sağlanmasını istediklerini söyledi.
“VETERİNER HEKİMLERİ UNUTMAYIN”
Hem deprem bölgesindeki veteriner hekimlerin yaşadığı zorlukları hem de veteriner hekimlerin mesleki sorunlarını dile getirmek için 29 Nisan Dünya Veteriner Hekimleri Günü`nde Ankara`da bir basın açıklaması yapacaklarını duyuran Baysal, şöyle konuştu:
“Bu sene Dünya Veteriner Hekimler Günü`nün teması da aslında sanki Türkiye`yle örtüşürmüş gibi veteriner hekimlerin refahı, daha adil koşullarda iş birliği içinde çalışmasının sağlanması, eşitliğin korunması. Bu anlamda bir tema belirlenmiş. Biz, veteriner hekimler olarak, aslında bugünlerde gerçekten üzgün, hatta biraz da öfkeliyiz. Çünkü bu program yayınlandığında aslında birçok insan şunu görecek; veteriner hekimlikle birlikte hayvan sağlığı, hayvan refahı, halk sağlığı, çevre sağlığı, gıda, hayvansal gıda, birlikte konuşulan bir konu. Ama ne yazık ki son günlerde ben hiçbir milletvekili adayının, siyasinin, partinin veteriner hekimlerle ilgili bir şey söylediğini duymadım. Buradan onlara da seslenmiş olayım. Veteriner hekimliği unutmak, aslında hayvan sağlığını unutmak, hayvancılığı unutmak; halk sağlığını, çevre sağlığını unutmak demek. Ben, onlara veteriner hekimlerinizi unutmayın diyorum.”