UĞUR İSTANBULLU
Ardahan-Ardanuç sınır bölgelerinde şap hastalığının görünmesi Artvin`in en çok hayvancılık yapılan ilçesi olan Ardanuç`ta tedirginlik yarattı. Veteriner Hekim Ümit Usta, “Hastalıktan korunmak için aşıyı birinci derecede ön planda tutuyoruz. Küçükbaş hayvan sahipleri aşıyı kendisi yaptırmak istiyor ama piyasada yeterli sayıda aşı yok ve biz bulamıyoruz, bunun içinde yetkili mercilerden bu aşı sorununun çözülmesini talep ediyoruz. Yakın bir süreçte çözülmez ise hayvanlar sıkıntı yaşayacak ve ölümler olacaktır” dedi.
Yaklaşık son 30 yıldır Türkiye`de görülmeyen Sat 2 Tipi Şap hastalığının Ardahan`da görülmesi üzerine ilde karantina başladı. Artvin-Ardanuç sınır bölgelerinde de hastalığın görülmesi, Artvin`in en çok hayvancılık yapılan ilçesi olan Ardanuç`ta endişe yarattı.
“KORUNMAK İÇİN SADECE AŞI YAPILMASI GEREKİYOR”
Bölgede yapılan aşıların Sat 2`ye karşı koruyuculuğunun olmamasının tedirginliği artırdığını belirten Veteriner Hekim Ümit Usta, şu bilgileri verdi:
“İki ay öncesinde de karantina süreci başladı ve devam ediyor. Şu an Sat 2 virüsü var ve şapın ülkemizde görülmeyen tipi sınırımıza kadar yaklaştı. Ardahan-Ardanuç, Erzurum-Olur ve Ardanuç sınırlarında görülmeye başladı ve ilçemize de yakın bir zamanda geleceğini düşünüyoruz. Ardahan`daki veteriner arkadaşlarımızla görüştüğümüzde, hayvanlarda normalin üzerinde ölüm olduğunu ve aynı zamanda iyileşme sürecinin ise çok uzun sürdüğünü söylediler. Şap hastalığı viral bir hastalıktır ve bunun 7 tipi vardır. Şu an ülkemizde hayvanlara dört aşı yapılıyordu ki yeni tiplerde çıkınca bunların aşısı da yapılıyordu. Şap hastalığı viral bir hastalık olunca bundan korunmak için sadece aşı yapılması gerekiyor.
Şap hastalığına yapılan hayvanlarda ilk başta yüksek ateş, huzursuzluk, süt veriminde azalma görülür; 24 saat sonra ağız ve çenesinde salya akışı, dile yaralar, meme etrafında yaralar ve özellikle ayaklarda yara ve topallıklar, mide de ülseratif belirginlikler olur. Bu hayvanın kondisyonunu yeme-içmesini ve genel olarak süt verimini ve dolayısıyla da bir bütün olarak zincir şekilde etkileyerek devam eder.
“ÇİFT TIRNAKLI HAYVANLARDA GÖRÜLÜYOR”
Şap hastalığı ‘çift tırnaklı` diye tarif ettiğimiz hayvanlarda görülüyor ve özellikle domuzlarda, ineklerde, koyunlarda görülür. Domuzlar taşıyıcı olarak hastalığı taşımada büyük rol oynuyorlar, çünkü farklı meralarda geziyorlar ve doğal olarak şap virüsünü taşıyorlar. Sığırlar ağır atlatıyorlar, Koyunlar bir nebze hafif atlatıyor. Hastalığın tedavisi boyunca hasta sahibinin özverili olması gerekiyor çünkü, hayvanı ayakta tutunca hayvan meraya gidemiyor, ağızdan tutunca da yeme-içmede zorluk çekiyor ve midede olduğu zaman yaralardan dolayı hayvan yiyemiyor. Doğal olarak ek gıda olarak serum takviyesi yapmalıdır hayvan sahipleri. Ek takviye alınması halinde hayvanda iyileşme şansını yüksek oluyor. Özellikle genç hayvanlar iyileşse bile kalplerinde kaplan postu görüntüsü dediğimiz beyaz bir kısım oluşuyor ve bu da hayvanın ilerleyen süreçte yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkiliyor.
“ŞAP HASTALIĞINDA ETKİN KORUMA AŞIDIR”
Şap hastalığından korunmak için şu an elimizde olan aşıları yapmamız gerekiyor öncelikle. Bölgemizde hastalık var ise hayvanlarımız hasta hayvanlardan uzak bir alanda tutmamız gerekli ve hayvanların giriş ve çıkışlarında dezenfektan su yapıp ve hayvanların her giriş ve çıkışlarında hayvanların buna temas etmesini sağlamalıyız. Eğer hayvanlarımızda hastalık varsa ateş düşürücü, antibiyotik, iştah açıcı ilaçlar kullanmalıyız ki çünkü bunları kullanmadığımız zaman vücut direnci iyice düşüyor ve hastalık sayısı vücutta artıyor ve hayvanı olumsuz etkiliyor. Bu hastalığın bölgemizde yayılması halinde hayvanlar uzun süre kondisyon kaybedecekler, verimden düşecekler ve bu süreçte ölümler olacak. Hayvan sahiplerini maddi ve manevi olarak üzecek bir şey. Hayvanların tedavisinde şu an ki ilaç fiyatlarına baktığımızda bayağı bir maliyetli olacak. Hayvanda eğer gebelik var ise gebelik sonlanabilir ki ağır geçirdiği için hatta ölümle de sonuçlanabilir.
“HAYVAN TEDAVİSİNİN YÜZDE 70`İ İLAÇ VE İĞNEDİR AMA BUGÜN İLAÇ MALİYETLERİ MAALESEF FAZLA”
Hastalıktan korunmak için aşıyı birinci derecede ön planda tutuyoruz. Büyükbaşta büyük oranda aşılama yapıldı, yalnız küçükbaşta yeteri kadar aşı yok ve tarım ilçe programlarında küçükbaş hayvancılık için aşı yapılmıyor. Küçükbaş hayvan sahipleri aşıyı kendisi yaptırmak istiyor ama piyasada yeterli sayıda aşı yok ve biz bulamıyoruz, bunun içinde yetkili mercilerden bu aşı sorununun çözülmesini talep ediyoruz ve yakın bir süreçte çözülmez ise hayvanlar sıkıntı yaşayacak ve ölümler olacaktır.
Eğer hastalık bulaşmış ise zorunlu olarak iğne ve ilaç kullanmamız gerekiyor ama şu an hayvanlarımız yaylada ulaşım çok zor ve uzak noktada. Buradan gittiğimiz zaman yol masraflarını ve giderlerini koymak zorunda kalıyoruz ve ilave olarak ilaçlarda tedavinin yüzde yetmişini oluşturuyor. İlaçlarımız çok maliyetli ve hayvan sahibi şu durumda bile aklı şüphede kalabiliyor, acaba çağırsam mı maliyeti kurtarabilir mi diye maalesef bu tip çelişkiler de devam ediyor.”