Türkiye`de orman yangınları açısından en riskli dönemin temmuz-eylül ayları arasında olduğunu hatırlatan TEMA Vakfı, iklim krizinin de etkisiyle, küçük bir kıvılcımın çok büyük orman yangınlarına dönüşebilme tehlikesine dikkat çekti. 2000-2010 yıllarında, her yıl ortalama yaklaşık 2 bin orman yangını çıkarken, 2010 yılından bugüne bu sayının yüzde 28 artarak 2 bin 600`ü aştığına vurgu yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, "Havaların ısınmasıyla birlikte artan orman yangını riskine karşı tüm halkımızı dikkat göstermeye çağırıyoruz" dedi.
TEMA Vakfı`nın, Türkiye`deki orman yangınlarının çok büyük bir kısmının insan kaynaklı olduğu gerçeğinden hareketle geçen yıl başlattığı Orman Yangınları Farkındalık Projesi 2`nci yılında da devam ediyor. 1 yılı geride bırakan projede bu yıl, orman yangınlarının daha çok yaşandığı yaz aylarında insanların ihmal ve dikkatsizliklerinden kaynaklanan yangınların önüne geçmek için farkındalığın artırılması hedefleniyor.
TEMA Vakfı`ndan yapılan açıklamaya göre, projenin yeni dönemi için “cam şişe”, “mangal ateşi” ve “anız” konulu üç film hazırlandı. Yangın temalı şarkılarla başlayan filmlerin sonunda "Bu yaz yangınlar şarkılarda kalsın, doğaya cam şişe bırakma/ ormanda ve yakınında ateş yakma/anız yakma ormanlarımız hep yaşasın" mesajları veriliyor ve izleyenler yangın öncesinde alınması gereken önlemlerin hatırlatıldığı DahaYanmadan.com web sayfasına yönlendiriliyor.
"KAMPANYAMIZ İLE İLGİLİ KAMUOYUNDA BÜYÜK BİR FARKINDALIK YARATTIĞIMIZA İNANIYORUZ"
Orman Yangınları Farkındalık Projesi`nin ilk yılında yoğun ilgi gördüğüne değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç şunları dile getirdi:
"Geçen yıl #DahaYanmadan çağrısıyla başlattığımız projede, televizyon, radyo ve dijital platformlarda yaygın iletişim çalışmaları gerçekleştirdik. Proje kapsamında hazırlanan farkındalık filmlerimiz ile gerçekleştirdiğimiz TV kampanyası ile yaklaşık 24 milyon kişiye eriştik, basında geniş yer aldık. Yine proje kapsamında hayata geçirdiğimiz DahaYanmadan.com web sayfası üzerinden paylaştığımız bilgilendirme metinleri, görseller ve farkındalık filmleri ile orman yangınlarının önlenmesi için bireylere, kurumlara ve yetkililere düşen sorumlulukları hatırlattık. Tüm bu çalışmalarımızla çok sayıda insana ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kampanyamız ile ilgili aldığımız çok sayıda olumlu dönüşler sonucunda da kamuoyunda büyük bir farkındalık yarattığımıza inanıyoruz. Tüm bu güzel sonuçların ışığında daha fazla insana ulaşabilmek adına projemize ikinci yılında da devam ediyoruz.
"ORMAN YANGINLARININ BÜYÜK BÖLÜMÜ ÖNLENEBİLİR YANGINLAR"
Orman yangınlarının büyük bölümünün önlenebilir yangınlar olması nedeniyle Orman Yangınları Farkındalık Projesi`nde insan kaynaklı yangınların azaltılmasına odaklanıyoruz. Ülkemizde, son 25 yıldaki orman yangınlarının çıkış sebebinin yüzde 12`sinin doğal, yüzde 88`inin ise kasıt, ihmal ve kaza ve sebebi bilinmeyen olarak tanımlanması yangınlarda insan etkisinin büyük olduğunu kanıtlıyor. Orman yangın istatistikleri göstermektedir ki her yıl çıkan orman yangınları doğrusal olarak artıyor. 2000-2010 yıllarında yılda ortalama yaklaşık 2 bin orman yangını çıkarken, 2010 yılından günümüze bu sayı yüzde 28 artarak 2 bin 600`ü aştı. Bu artış da hiç şüphesiz yangın sezonunda orman-insan etkileşiminin artıyor olmasından kaynaklanıyor. Orman varlıklarımızın yüzde 60`ı yangın riskinin en yüksek olduğu yerlerde yer alıyor. Bu durum da ülkemiz için hayati olan ormanların korunması adına yangınlara karşı çok dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor. Ancak bu dikkati yeterince gösteremediğimiz ne yazık ki çok açık.
"ORMAN YANGINI SADECE ORMANDAKİ BİTKİLERİ YAKMIYOR, İÇİNDE BARINDIRDIĞI ÇOK SAYIDA CANLIYI DA YOK EDİYOR"
İklim krizinin orman yangınlarının yayılma hızını ve şiddetini artırıyor. Bir kıvılcım çok büyük orman yangınlarına dönüşebiliyor. Bu nedenle çok daha dikkatli olunmalı, ormanlarımızın korunması için yangın riski yüksek dönemlerde bırakın ormanda ateş yakmayı, bir kıvılcım bile çıkarılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki; ormanlar sadece ağaç topluluğu değil, bir ekosistemdir. Orman yangını sadece ormandaki bitkileri yakmıyor, içinde barındırdığı çok sayıda canlıyı da yok ediyor. Karbon yutağı olan ormanlarımız, yangınlar nedeniyle karbon salımı yapar hale dönüşüyor. Mevcut karbon depolama kapasitelerine ulaşabilmeleri için ise onlarca yıl gerekiyor.
"ORMAN YANGINLARINA SEBEP OLMAMAK İÇİN İZMARİT VE CAM ŞİŞE ATMA, ANIZ YAKMA, MANGAL ATEŞİNİ SÖNDÜR"
Ormana ya da ormana yakın alana atılan bir izmaritin çevresindeki otları ve bitkileri yakmaya başlayacağı, iyi söndürülmemiş bir mangal ateşinin rüzgârın etkisiyle tekrar tutuşabileceği, ormana atılan bir cam şişenin ya da benzer özelliklerdeki bir atığın, güneş ışınlarının mercek etkisi ile ateş oluşturabileceği unutulmamalı. Aynı şekilde anız yakılmasının da orman sınırına yakın alanlarda yapıldığında, bir orman yangınına dönüşebildiği göz önünde bulundurulmalı. Bu sebeple orman alanlarında ve orman sınırlarına yakın alanlarda kesinlikle ateş yakılmamalı, ormanlarda izin verilen piknik alanları dışında piknik yapılmamalı, yakılan piknik ateşlerinin tamamen söndürüldüğünden emin olunmalı ormana çöp, plastik, cam şişe ve cam parçaları atılmamalı, ormanlık alanlarda sigara içilmemeli ve orman kenarı karayollarına, ormana yakın alanlara sigara izmaritleri kesinlikle atılmamalı, anız yakmaktan vazgeçilmeli.
"TÜM HALKIMIZI DİKKAT GÖSTERMEYE ÇAĞIRIYORUZ"
Yangın riski görülen durumlarda ise hemen Acil Çağrı Hattı 112 veya Orman Yangını İhbar Hattı 177 aranarak ihbarda bulunulmalı. TEMA Vakfı olarak küçük ihmallerin felaket getirdiğini hatırlatıyor, havaların ısınmasıyla birlikte artan orman yangını riskine karşı tüm halkımızı dikkat göstermeye çağırıyoruz."