Türkiye Komünist Partisi (TKP), Kadıköy`de Akbelen için destek eylemi yaptı. TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı, “AKP Türkiye`si patronları iştahlandıran, halkı yoksullaştıran, doğamızı, kentlerimizi de talan eden bir düzeni temsil etmektedir. Diyorlar ya sürekli ‘Bunların derdi üç beş ağaç değil`. Evet bizim derdimiz Türkiye. Derdimiz Türkiye`yi bitiren, halkımızı yoksullaştıran bu arsızlığa izin vermemek. Bizden, halktan, bu ülkeden çaldığınız her şeyi tek tek geri alacağız ve devletleştireceğiz. Talan ettiğiniz doğanın ve yağmanın da hesabını soracağız” dedi.
Muğla`nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı`nda süren ağaç kesimine karşı bugün TKP`nin çağrısıyla Kadıköy`de bir eylem yapıldı. Kadıköy`deki Beşiktaş İskelesi önünde saat 19.30`da buluşan yurttaşlar, "Yağma ve talana son vereceğiz, devletleştireceğiz" pankartı açtı. "Limak defol bu memleket bizim", "Bu ülke bu halk satılık değil", "Boyun eğme memlekete sahip çık" sloganlarını attı. Eylemde TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı ile elektrik mühendisi Erhan Karaçay ve Kazdağları Sanatçı Dayanışması adına Mustafa Köz konuşma yaptı.
Karaçay, bilim insanların raporlarının ciddiye alınmadığına dikkat çekerken; Köz, "Akbelen`in özgürlüğü bizim de özgürlüğümüzdür" başlıklı açıklamayı okudu.
TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı ise şöyle konuştu:
“BİRÇOK DOĞA KATLİAMI TÜRKİYE`DE PİYASACI ÖZELLEŞTİRMECİ YAMYAMLIĞIN SONUCU OLARAK KARŞIMIZA ÇIKTI VE ÇIKIYOR”
“Muğla`nın Milas ilçesinde Akbelen`de özel bir şirketin iş makinaları günlerdir ağaç kesiyorlar. Jandarma ve emniyetin koruması altında bir doğa katliamı gerçekleştiriliyor. Akbelen`de yeni linyit rezerv alanlarının açılması iddiası ile hareket ediyor YK Enerji. Yani Limak ve İçtaş patronlarının kurduğu ortaklık. Aslında yaşadıklarımızın başlangıcı 2014 yılında Kemerköy Termik Santrali`nin aynı ortaklığa satılmasıyla başlıyor. Hatta daha da geriye gidersek bu ve ülkede yaşadığımız neredeyse birçok doğa katliamı Türkiye`de on yıllardır her tür hukuk ve kuralı hiçe sayarak devam eden piyasacı özelleştirmeci yamyamlığın sonucu olarak karşımıza çıktı ve çıkıyor. Bir de şimdi utanmadan hukuktan kuraldan bahsediyorlar. On yıllardır tanımadığınız, uygulamadığınız Danıştay kararlarını, bilirkişi raporlarını, mahkeme kararlarını ne yapacağız?
“BU ÜLKENİN ZENGİNLİKLERİ BİR YAMYAM SÜRÜSÜNÜN DOYMAK BİLMEZ İŞTAHINA KURBAN EDİLMEYECEK”
Ormanlarımız yanıyor bakıyoruz arkasından ormanların çeşitli bahanelerle özel şirketlerin yağmasına açılması çabası çıkıyor. Dereler taşıyor, kasabalarımız, kentlerimiz sel altında kalıyor. Bakıyoruz ardında üç kuruş para için patronların insafına bırakılmış derelerde gerçekleştirilen HES projeleri çıkıyor. AKP iktidarı tüm bunları yaparken Türkiye`nin kalkınmasından, büyük Türkiye`den söz ediyor ve birkaçına dair örnekler verdiğim yamyamlığın önünü açıyor. Elbette ki Türkiye kendi elektriğini ve enerjisini üretecek. Ama bu enerjinin üretimi birilerini zengin etmek için gerçekleştirilmeyecek. Bu ülkenin zenginlikleri bir yamyam sürüsünün doymak bilmez iştahına kurban edilmeyecek.
“BU ÜLKEDEN ÇALDIĞINIZ HER ŞEYİ TEK TEK GERİ ALACAĞIZ VE DEVLETLEŞTİRECEĞİZ”
Bugün evlerimizde ısınmaktan, doğal gazı, elektriği bile kullanmaktan korkar hale geldiysek işte bu özelleştirmecilerin, piyasacıların Türkiye`yi getirdikleri yerin sonucudur. AKP Türkiye`si patronları iştahlandıran halkı yoksullaştıran, doğamızı, kentlerimizi de talan eden bir düzeni temsil etmektedir. Diyorlar ya sürekli bunların derdi üç beş ağaç değil. Evet bizim derdimiz Türkiye. Derdimiz Türkiye`yi bitiren, halkımızı yoksullaştıran bu arsızlığa izin vermemek. Bizden, halktan, bu ülkeden çaldığınız her şeyi tek tek geri alacağız ve devletleştireceğiz. Talan ettiğiniz doğanın ve yağmanın da hesabını soracağız. Akbelen`de bu katliamı gerçekleştirenlerden de Telekom`u, TÜPRAŞ`ı, Elektrik işletmelerini satan, yağmalayanlardan da hesap soracağız. Tüm bu zenginlikleri elinizden geri alacağız."