CHP İstanbul İl Kongresi`nde divan başkanı seçilen Çetin Soysal, "Sadece ve sadece 28 Mayıs seçiminden sonra benzin, mazot, doğalgaz 3 ayda 2 katı fiyatına yükseldi. Önce yüzde 8`lere düşürülen faizler sonra 30`lara çıkarılan faizler. `En iyi ekonomist benim` diyenlerin gelgitlerle dolu bu ekonomi anlayışı halkın ekmeğini ne yazık ki elinden aldı. 500 milyar dolarlık varlık satışı ve özelleştirme yapıldı. Türkiye`nin en önemli sanayi kuruluşları satıldı. `Çıraktım, kalfa oldum, usta oldum` diyordu. Ekonomik olarak göz göre göre bu ülkenin batışına neden oldu. Maalesef bu ekonomi yönetimi Türkiye`yi öyle bir batırdı ki 85 milyon insan bir avuç karuna çalışır oldu" dedi.
CHP İstanbul İl Kongresi bugün yapılıyor. Cemal Canpolat ve Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik`in İstanbul il başkanlığı için aday olduğu CHP İstanbul İl Kongresi`nde, 23. Dönem İstanbul Milletvekili Çetin Soysal divan başkanı seçildi. Soysal açılış konuşmasında şunları söyledi.
"MAALESEF ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMALARLA TÜRKİYE AİT OLDUĞU YERDE DURAMIYOR"
"Hukuk katledildi, ifade özgürlüğü engellendi, haksızlığa karşı mazlumun ve mağdurun yanında her zaman CHP olmuştur, olmaya da devam edecektir. Haksızlıkların karşısında durmak, demokrasi mücadelesi vermek yürek ister, emek ister, güç ister, kararlılık ister. Gerekirse bedel ödenir. Bu bedeli ödemeye her birimiz hazırız. Biz korkmadık, yılmadık, yılmayacağız. Mücadeleye devam edeceğiz.
Maalesef ülkemizde etkisiz, tepkisiz bir yapı oluşmuştur. İşte bu yapıyı ortadan kaldıracak, aç bırakan, cahil bırakan, bu yönetim anlayışına karşı özgür birey, örgütlü toplum, demokratik devlet yapısını inşa edeceğiz. Türkiye`de taşının, toprağının, insanın hak ettiği değer demokrasiyle, hukukuyla dünyada parmakla gösterilmesi gereken bir Türkiye`dir. Türkiye çağdaş medeniyetler seviyesinin layığıdır. Ama ne yazık ki maalesef ülkemizde anti demokratik uygulamalarla Türkiye ait olduğu yerde duramıyor.
"SADECE 28 MAYIS SEÇİMİNDEN SONRA BENZİN, MAZOT, DOĞALGAZ 3 AYDA 2 KATI FİYATINA YÜKSELDİ"
Bir bardak çay, bir simidi bize, aziz millete layık görmeyen bu iktidar yıllar önce elektrik parasını, su parasını, kira parasını kimin ödeyeceğini soran bu iktidar. Oysa bugün simit 10 TL, 200 gram ekmek 8 TL, dolar 1 Türk lirasından 28 Türk lirasına geldi. Sadece ve sadece 28 Mayıs seçiminden sonra benzin, mazot, doğalgaz 3 ayda 2 katı fiyatına yükseldi. Önce yüzde 8`lere düşürülen faizler sonra 30`lara çıkarılan faizler. `En iyi ekonomist benim` diyenlerin gelgitlerle dolu bu ekonomi anlayışı halkın ekmeğini ne yazık ki elinden aldı.
500 milyar dolarlık varlık satışı ve özelleştirme yapıldı. Türkiye`nin en önemli sanayi kuruluşları satıldı. `Çıraktım, kalfa oldum, usta oldum` diyordu. Ekonomik olarak göz göre göre bu ülkenin batışına neden oldu. Maalesef bu ekonomi yönetimi Türkiye`yi öyle bir batırdı ki 85 milyon insan bir avuç karuna çalışır oldu. Ve maalesef ekonomi yönetiminin bedelini en ağır ödeyen yine halkımız oldu. Ev sahibi ile kiracıyı, iş verenle işçiyi birbirine düşman eden bu iktidarla aile içi şiddet korkunç bir boyuta ulaştı.
"İKTİDARIN KULLANDIĞI NEFRET, ÖFKE DİLİ TOPLUMU HİÇ OLMADIĞI KADAR AYRIŞTIRDI"
`Et tırnaktan ayrılmasın, kardeş kardeşe küsmesin` diyerek yıllarca mücadele ederken; iktidarın kullandığı nefret, öfke dili toplumu hiç olmadığı kadar ayrıştırdı. Birlik ve beraberlik yerini kin ve nefrete bıraktı. Çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın yarınları canice, vahşice, hunharca işlenen cinayetlere kurban gitti. Yaşamak ve yaşatmak için direnecek ve bu mevcut düzeni yıkacağız. Biz gençlere yalan üzerine kurulmuş bir siyaset anlayışını, akılsız bir çağın aklını, merhametsiz dünyanın ruhunu bırakmayacağız. Aklın ve bilimin ışığında çağdaş medeniyetler seviyesinde demokratik bir Türkiye`yi hayata geçirmek için çalışmaya sonuna kadar devam edeceğiz.
Yıllardır verdiğimiz mücadelede zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Halkımıza miras bırakacağımız eşitlik, hak, hukuk, adalet dolu özgür bir Türkiye özlemi içerisinde bu çalışmalarımıza ve mücadelelerimize devam edeceğiz. Şiddete maruz kalan sağlık emekçilerimize, yaşam mücadelesi veren saygıdeğer öğretmenlerimize, maden işçilerimize, tersane işçilerimize, özelleştirilen ve 89 gün süren tekel direnişindeki işçilerimize, alın teriyle ve emeğiyle çalışanlara, toplumun sesi olan sanatçılarımıza İstanbul İl Kongresi`nden selam olsun.
"SOSYAL DEMOKRAT ANLAYIŞIMIZI HAYATA GEÇİRECEK BİR ANLAYIŞ İÇERİSİNDE OLACAĞIZ"
Biz gücümüzü Hacı Bektaş`ı Veli`nin hoşgörüsünden alıyoruz. Biz gücümüzü milli mücadelenin önderi, `Benim iki büyük eserim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Halk Partisi` diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk`ten alıyoruz. CHP bir okuldur. Ve bu okulun başöğretmeni Mustafa Kemal Atatürk`tür. Mustafa Kemal Atatürk`ün öğrencileri olarak üzerimizde tarihi, büyük bir sorumluluk var. Bu tarihi sorumluluğun bilincinde ve Türkiye`nin düzenini değiştirecek, sosyal demokrat anlayışımızı hayata geçirecek bir anlayış içerisinde olacağız.
Türkiye`nin en demokratik partisi olarak katılımcı anlayış ile delege seçimlerini bitirdik, ilçe kongrelerimizi bitirdik. Şimdi İstanbul kongremizde nitelikli, beyin fırtınası yapacağız, ülkemizin geleceğini şekillendireceğimiz bir kongre olacaktır. Bu kongre partimizin birliği, dirliği açısından halkımızı İstanbul`dan Türkiye`ye selam vermemizi sağlayacağız. CHP`ye yakışan bir kongreyi hayata geçirmek durumundayız."