Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYARI
İstanbul`da avukatlar, Anayasa Mahkemesi`nin "hak ihlali" kararına rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay`ın milletvekili olmasının 200. gününde İstanbul Barosu önünde basın açıklaması yaptı. "Can Atalay bir milletvekilidir ama adı üstünde bu milletin vekillerinden biridir. Can Atalay`ın ihlal edilen hakları temel olarak Hatay halkının ve Türkiye`deki tüm yurttaşların haklarıdır" diyen avukatların Galatasaray Meydanı`na yürümeleri ise polis tarafından engellendi.
İstanbul Bvarosu avukatları, TİP`ten Hatay Milletvekili seçilmesinin ardından 200 geçen meslektaşları Can Atalay`ın Anayasa Mahkemesi`nin "hak ihlali" kararına rağmen serbest bırakılmamasını protesto etmek için Galatasaray Meydanı`na yürümek istedi. Avukatlar, yürüyüş öncesi baro önünde kısa bir açıklama yaptı. İlk açıklamayı gerçekleştiren Can Atalay`ın annesi Şükran Atalay, şunlaraı söyledi:
"Can iile yeni görüştüm. Herkese sevgilerini, teşekkürlerini iletti. Hatta dedi ki `Çok özür dilerim arkadaşlarımdan, dostlarımdan bu kadar uğraştırdığım için`. Ben de dedim ki `Oğlum saçmalama sen burada herkes adına yatıyorsun`. Avukat arkadaşlarından ve yayınına izin verilen kanallardan dışarıda olanı biteni takip ediyor ve `Hukukçu olduğum için ağrıma gidiyor` diyor.”
AVUKAT AHMET EKİN: HATAY HALKININ İRADESİ 200 GÜNDÜR GASP EDİLİYOR
"Halkın Vekili tutsak edilemez” diyen Avukat Ahmet Ekin de yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün TİP Hatay Milletvekili Can Atalay`ın milletvekili seçilmesinin üzerinden tam 200 gün geçti. Hatay halkının iradesi 200 gündür gasp ediliyor. Anayasa Mahkemesi`nin Can Atalay`ın tahliye edilmesi gerektiğine dair açık kararına karşın yargıtıya 3. Ceza Dairesi, hukuksuzca Can Atalay`ın tahliyesine engel olarak suç işlemektedir. Hatay halkının Can Atalay`ın milletvekili seçmiş olmasının nedeni, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden halkımızın ve yıkılan kentlerimizin hesabını sormaktır. Bugün Can Atalay`ın halen esir tutulmasının amacı, Gezi Direnişi`ni cezalandırmaya çalışmak ve depremde de Hatay halkının sesinin Meclis`e taşınmasını engellemektir. Ama sanmayın ki Gezi Direnişi`ni tutsak edebileceksiniz, Hatay halkıyla dayanışmamızı durdurabileceksiniz. Can Atalay`ın yoldaşları mücadele arkadaşları var. Ne saray rejiminin karanlığına ne de yargı içerisinde saray rejiminin emir erliğine soyunan yapılara geçit vermeyeceğiz. Hatay halkı yalnız değildir. Halkın vekili tutsak edilemez.”
"CAN ATALAY`IN İHLAL EDİLEN HAKLARI TEMEL OLARAK TÜRKİYE`DEKİ TÜM YURTTAŞLARIN HAKLARIDIR"
Can Atalay`ın meslektaşları adına ortak açıklamayı ise avukat Akçay Taşçı yaptı. Taşçı, şunları dile getirdi:
“Bugün İstanbul Barosu önünde yaptığımız eylemlere bir yenisini eklemeye karar verdik. Çünkü Milletvekili Can Atalay, seçildiği günden itibaren yeni başlayan bir ihlal sebebiyle milletvekili olup da halen tutuklu olması, tutsak olması sebebiyle 200`üncü gündür hapiste. Bu basın açıklamasını hazırlarken bir de metin hazırladık. Elimizde böyle bir metin var. Aslında temel olarak yurttaşlar için hazırladık, onlara hitaben hazırladık. Temel olarak derdimiz şudur. Can Atalay bir milletvekilidir ama adı üstünde bu milletin vekillerinden biridir. Can Atalay`ın ihlal edilen hakları temel olarak Hatay halkının, temel olarak Türkiye`deki tüm yurttaşların haklarıdır. Temsilinden mahrum kılınan bir ülkenin haklarıdır. Can Atalay`ın şahsında ihlal edilen anayasal haklarımızdır, temsil haklarımızdır, seçme ve seçilme haklarımızdır, Can Atalay`ın şahsında ihlal edilen Türkiye`de haklara erişim rejimi ve haklara erişim konusundaki anayasal düzenimizdir.
"CAN ATALAY`IN ŞAHSINDA İHLAL EDİLEN ANAYASAL HUKUK DEVLETİDİR"
Can Atalay`ın şasında ihlal edilen Türkiye`de anayasal hukuk devletidir. Kurulması için çok büyük çabalar gösterilen büyük savaşlar verilen ve henüz tam olarak kurulmamış olan anayasal hukuk devletimiz şu anda can çekişmektedir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi anayasal hukuk devletini tanımadığını ilan etmiştir. Bakın bu tanımadığını ilan ettiğini söylediğimiz makam basit bir idari kurum değil. Basit bir tüzel kişilik değil. Basit bir şirket değil. Anayasal haklarımızı korumadığını ilan eden kurum bu ülkenin yüksek mahkemesidir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu kararı verdikten sonra Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Bu karar bir hukuk metni değildir. Bu karar bir manifestodur ve bu manifestonun temel amacı Türkiye`de anayasal haklar konusundaki rejime saldırmaktır tanımamaktır, uygulamamaktadır ve bunu bir yerleşik bir uygulamaya çevirmektir.
"BU MÜCADELE BUGÜN BAŞLAMADI, BUGÜN BİTMEYECEK"
Bugün Can Atalay`ın maruz kaldığı, yarın fikirleri sebebiyle hakkında çok basit bir soruşturma açılmış herkes için geçerli olacaktır. Bugün Can Atalay`ın milletvekilliğinin teslim edilmemesi özgürlüğüne kavuşturulmaması potansiyel olarak her bir yurttaşın bu haktan mahrum olması anlamına gelmektedir. Bugün seçme seçilme hakkı ihlal edilirken yarın barınma hakkı aynı şekilde ilan edilecektir. Eğitim hakkı, sağlık hakkı seçme ve seçilme hakkının devamı olarak görülebilecek, birlikte görebileceğimiz bütün siyasal, sosyal haklarımız ihlal edilmeye devam edecektir. Çizginin çekilmesi gereken yer burasıdır. Can Atalay`ın şahsında tüm yurttaşlar adına hazırladığımız bu metni herkesin okuması için caddede dağıtımına devam edeceğiz. Ancak sadece bugün itibariyle şu bilinsin. Bu mücadele bugün başlamadı bugün bitmeyecek. Biz Türkiye`de anayasal hukuk devleti mücadelesine tüm haklarımızla birlikte eğitiminden barınmasına, sağlığından siyasal haklarına, seçme ve seçilme hakkına kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Bugünkü Can Atalay`dır yarın başka birisi olacak.”
YÜRÜYÜŞE POLİS ENGELİ
Yapılan açıklamalardan sonra Galatasaray Meydanı`na yürümek isteyen avukatlar, polis engeli ile karşılaştır. İstiklal Caddesi`ni kapatan polis, yürüyüşe izin vermedi. Polisle sürdürülen görüşmelerde sonuç elde edilememesi üzerine avukatlar, baro önünde tekrar kısa bir açıklama yaparak dağıldı.