Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Emekli Sen, bugün Ulus Meydanı`nda ‘Düşük Emekli Ücretlerine ve Asgari Yaşama Hayır` sloganıyla emekli maaşlarını protesto etti. DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, “İktidar kulaklarını tıkıyor, fakat ister kulaklarını tıkasınlar ister gözlerini kapatsınlar; duyacaklar. En düşük emekli maaşı yoksulluk sınırının yarısından az olmayacak şekilde belirlensin. İşçi ve memur emeklilerine yapılan zam oranları arasındaki adaletsizlik ortadan kaldırılsın” dedi. Eyleme destek veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer de “Emekliler ne istiyor? Yıllarca prim ödediler, bu ülke için çalıştılar. Haklarını istiyorlar, bir lütuf değil. Oysa bugün emeklilerin aldıkları aylık adeta bir sosyal yardım niteliğinde. Çünkü bu iktidar, emeklileri bu ülkenin üzerine bir yük olarak görüyor. Biz CHP olarak emeklilerin yaşadığı bu adaletsizliği reddediyoruz. İktidarın; en düşük emekli aylığını asgari ücret oranına çıkarması gerekiyor. Bir an önce emeklilere seyyanen zam yapıp ondan sonra enflasyon farkı ve refah payını vermesi gerekiyor” dedi.
DİSK Emekli Sen, ‘Düşük Emekli Ücretlerine ve Asgari Yaşama Hayır` sloganıyla bugün Ankara Ulus Meydanı`nda düşük emekli maaşlarını protesto etti ve basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi ve DEV Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz ve DİSK Emekli Sen üyeleri katıldı. DİSK Emekli Sen üyeleri, “Zam, zulüm, sefalet; emekliye ihanet” ve “Özgürlük ve Demokrasi Mücadelesinden Emekli Olunmaz” yazılı pankartları açtı.
DİSK Emekli Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, şöyle konuştu:
“Emekliler, evine ucuz ekmek alabilmek için Halk Ekmek kuyruklarında saatlerce beklemekten, özel toplu taşımada uğradığı hakaret ve saygısızlıktan, 1 kilo ucuz et için et kurumlarında sıra çilesi çekerken kalp krizi geçirmekten, pazar alışverişlerini yapmak için havanın kararmasını bekleyerek gizli gizli atık meyve sebze toplamaktan, market market dolaşarak ucuz tüketim malları aramaktan, torunlarına harçlık verememekten, eşine, dostuna bir bardak çay ikram edememekten, hastanelerden randevu alamamaktan, ilaç bulamamaktan, eşitsiz ücret artışlarından, AKP iktidarını üzmeyen TÜİK`in sefalet oranlarından çıldırmak üzere.
“BİZİ BİRLEŞTİREN YÜZLEŞTİRİLMEK ZORUNDA BIRAKILDIĞIMIZ EŞİTSİZLİK VE ADALETSİZLİKTİR”
Onlar bizleri açlığa, yoksulluğa, sefalete, umutsuzluğa mahkum ediyor. Bizler ise onları tarihin kara sayfalarına mahkum etmekle yükümlüyüz. Onun için buradayız. Bizi birleştiren yüzleştirilmek zorunda bırakıldığımız eşitsizlik ve adaletsizliktir. On yıllardır krizin faturasını bizlere kesenlerin yazdıkları acı reçetelerdir. Emekliler, dün sorumluluktan kaçmadılar, bugün de kaçmayacaktırlar. Emekliler direnecek.”
DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi ve DEV Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün ise şunları söyledi:
“SİYASİ İKTİDARI BİR AN ÖNCE EMEKLİLERİN HAKLARINI TESLİM ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
“Kök maaş adıyla icat edilen sistem ile açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilen milyonlarca emekli var. İnsanca yaşamak isteyen milyonlarca emeklinin sahibi yok. Mesele, işçiye, emekliye, çalışanlara gelince ‘çalışmalarımız iyileştirme için devam ediyor` cevabını alıyoruz. Milyonlarca insan tepeden gelecek sözlere bakıyor. Milyonların, emeklilerin dertlerini duyan yok. Artık emeklilerin değil 1 ay 1 hafta bile bekleyecek tahammülü kalmamıştır. Emeklilerin insanca yaşama hakkı vardır. Bunu sağlamak devleti yöneten iktidarın sorumluluğundadır. Bizler, emekliler, gelirde, vergide, memlekette adalet istiyoruz. Bu meydandan bir çağrımız devleti yöneten siyasi iktidara olduğu kadar bir çağrımız da milyonlarca emekliye vardır. Televizyon karşısında tepeden gelecek cevabı beklemek yerine artık anlaşılmıştır ki örgütlenmeden, bir araya gelmeden, omuz omuza vermeden hakları almak imkansız hale gelmiştir. Öyleyse emeklilerin de çok güçlü bir biçimde örgütlenmesi gerekmektedir. Bunun çatısı da Türkiye`de DİSK Emekli Sen`dir. Siyasi iktidarı bir an önce emeklilerin haklarını teslim etmeye çağırıyoruz.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, şöyle konuştu:
“CHP OLARAK EMEKLİLERİN YAŞADIĞI BU ADALETSİZLİĞİ REDDEDİYORUZ”
“Türkiye`de 16 milyon emekli aylığı, dul ve yetim aylığı alan yurttaşımız var. 11 milyon emekli aylığı alan emeklilerimizin 6 milyonu yani yarısından fazlası ya ikinci bir işte çalışıyor ya da ikinci bir iş arayışı peşinde. Kayıt dışı olanları hesaba katmıyoruz bile. Her seferinde ‘Bizi kıskanıyor` dedikleri Avrupa`nın emeklileri ne yapıyor? Gelip bu ülkenin beş yıldızlı otellerinde tatil yaparken, bizim emeklilerimiz o otelin mutfağında patates soyuyor, yukarıda çarşaf topluyor. Bu kabul edilebilir değil. Emekliler ne istiyor? Yıllarca prim ödediler, bu ülke için çalıştılar. Haklarını istiyorlar, bir lütuf değil. Oysa bugün emeklilerin aldıkları aylık adeta bir sosyal yardım niteliğinde. Çünkü bu iktidar, emeklileri bu ülkenin üzerine bir yük olarak görüyor. Biz CHP olarak emeklilerin yaşadığı bu adaletsizliği reddediyoruz. Bir an önce bu ülkenin zenginliğinden hak ettikleri payı adil bir şekilde alsınlar, istiyoruz.
“İKTİDARIN; EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞINI ASGARİ ÜCRET ORANINA ÇIKARMASI GEREKİYOR”
İktidarın; en düşük emekli aylığını asgari ücret oranına çıkarması gerekiyor. Bir an önce emeklilere seyyanen zam yapıp ondan sonra enflasyon farkı ve refah payını vermesi gerekiyor. 2000 sonrası için İntibak Yasası`nı Meclis açılır açılmaz komisyonlardan geçirip kabul etmesi gerekiyor. Az prim ödeyenle çok prim ödeyenin adaletsiz bir şekilde en düşük aylıkta buluştuğu bir sistemi bir an önce değiştirmesi gerekiyor. Aylık bağlama oranlarını yeniden hesaplaması gerekiyor. Tüm memurlara söz verdiği 3600 ek göstergeyi bir an önce yasalaştırması gerekiyor. Biz bunların takipçisi olacağız. Ta ki emeklilerimiz hak ettikleri yaşama kavuşana kadar.”
DİSK Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, şunları söyledi:
“BU ORANLARIN, BİZ EMEKLİLERİN İRADESİNİ VE YAŞAM HAKKINI HİÇE SAYMAKTAN BAŞKA BİR ANLAM İFADE ETMEDİĞİNİ HAYKIRMAK İÇİN BURADAYIZ”
“Emekliler, bir ocak ayında daha, yağmur çamur demeden, soğuk ayaz demeden sokaklarda, meydanlarda. Sokakları emeklilerin evi haline getirenlere seslenmek için bir arada. Açlık, sefalet ve yoksulluk üçgenindeki bizler, bizleri sefalette eşitleyenlere karşı umutta, refahta, insan onuruna yakışır bir yaşamda birleşmek için buradayız. Yıl 2024, mevsim kış, emekliler sokakta. 2024 yılı için geçerli olacak asgari ücret, bir kez daha hükümet ve işveren tarafından oy çokluğuyla belirlendi. 17 bin 2 lira olarak duyurulan rakam, bugün açlık sınırıdır. Milyonlarca işçi ve ailesini açlığa mahkum eden bu rakamın ardından, geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon oranları ile biz emeklilere yapılacak zam oranları da belli oldu. Ne işçinin ne memurun ne de emeklinin yaşam gerçeğini yansıtan resmi yıllık enflasyon yüzde 64,77 olarak açıklandı. Açıklanan enflasyonla beraber, memur emeklilerine yapılacak altı aylık zam oranı yüzde 49,25; işçi ve Bağkur emeklilerine yapılacak zam oranı yüzde 37,5 oldu. Bizler, işte bu oranların, biz emeklilerin iradesini ve yaşam hakkını hiçe saymaktan başka bir anlam ifade etmediğini haykırmak için buradayız.
“2002 YILINDAN 2023`E KADAR GEÇEN 21 YILLIK SÜREÇTE AYLIKLARIMIZIN ASGARİ ÜCRET KARŞISINDAKİ KAYBI YÜZDE 40`LARI AŞTI”
Asgari ücret hâlihazırda işçilerin zorunlu ihtiyaçlarını dahi karşılayabilecek düzeyde değilken, emekli aylıkları asgari ücrete oranla her geçen yıl düşmeye devam ediyor. 2002 yılından 2023`e kadar geçen 21 yıllık süreçte aylıklarımızın asgari ücret karşısındaki kaybı yüzde 40`ları aştı. Sistematik bir biçimde haklarımıza saldıranlar, aylık bağlama oranlarımızı düşürdü. Yetmedi, güncelleme katsayımızı düşürdü. Bu da yetmedi, aylıkların alt sınırı oranını düşürdü. Aylıklarımızı düşürmek için ellerinden geleni yapanlar, bir tek enflasyonu, bir tek işçi ve emekçilerin üzerindeki vergi yükünü düşürmeyi başaramadı. On yıllardır ‘reform` adı altında yaşama geçirilen ve her geçen gün yoksullaşmamıza neden olan politikalara karşı buradayız.
“EMEKLİLERE YAPILAN RESMİ ENFLASYON ORANINDAKİ ZAMLAR, EKONOMİK BÜYÜMEDEN BİZLERE ZIRNIK VERİLMEDİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Resmi enflasyon ile gerçek enflasyon oranları arasındaki derin fark sürerken, emeklilere yapılan resmi enflasyon oranındaki zamlar, ekonomik büyümeden bizlere zırnık verilmediğini gösteriyor. Ekonomi büyürken, özellikle işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin resmi enflasyona hapsedilmesi, emekliler arasındaki eşitsizliği de derinleştiriyor. Dahası, açlık sınırının katbekat altında kalan emekli aylıkları, açlık sınırında belirlense dahi, emekliler yoksulluktan kurtulamıyor. Açlık sınırındaki hiçbir ücret, hiçbir maaş ya da aylık, yaşamımızı idame ettirebilmemizde bir kıstas değildir. İnsanın, sadece beslenme ihtiyacını karşılayarak insanca bir yaşama kavuşamayacağı açıktır. Vergi kaçıranlara, kara para aklayarak zenginleşenlere verilen tavizler, bizlerin sofralarından çaldıklarıdır. Bizlere ısınmayı, ulaşımı, sağlığı, kültürel ve sosyal ihtiyaçlarımızı lüks gören bu zihniyete karşı bir aradayız.
“EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI YOKSULLUK SINIRININ YARISINDAN AZ OLMAYACAK ŞEKİLDE BELİRLENSİN”
Emeklilerin aklıyla alay edenlere karşı buradayız. Direnişimiz, mücadelemiz büyüyor. Bunu yalnızca Türkiye değil; bütün dünya görüyor. Türkiye`de emeklilerin açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkum olmayacağız diyerek sokağa çıktığına bütün dünya tanık oluyor. İktidar kulaklarını tıkıyor, fakat ister kulaklarını tıkasınlar ister gözlerini kapatsınlar; duyacaklar. En düşük emekli maaşı yoksulluk sınırının yarısından az olmayacak şekilde belirlensin. İşçi ve memur emeklilerine yapılan zam oranları arasındaki adaletsizlik ortadan kaldırılsın. İntibak yasası çıkarılarak emekliler arasındaki eşitsizlik giderilsin. Haklı taleplerimiz, biz emeklilerin temsilcileri ile masaya oturulup mutabakata varılarak yaşama geçirilsin. Hazine katkılarınız, resmi enflasyon oranlarınız, üç-beş puanlık refah paylarınız hükümsüzdür. Ekonomik büyümeden pay; insan onuruna yakışır bir emeklilik yaşamı için buradayız. Sokakları evimiz yapan bu iktidardır; öyleyse taleplerimiz yaşama geçirilmeden evimizdeyiz, sokaktayız, buradayız.”