CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, iktidarın Medeni Kanun`nda yapmayı planladığı değişikliklerle ilgili 81 il ve 973 ilçe kadın kolları başkanlarıyla eş zamanlı “Medeni Kanun`a sahip çıkıyoruz” başlıklı açıklama yaptı. Nazlıaka, “Medeni Kanun`u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun`u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis`te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz” dedi.
CHP Kadın Kolları, 81 il ve 973 ilçede eş zamanlı olarak “Medeni Kanun`a sahip çıkıyoruz” başlıklı basın açıklaması yaptı. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında, şunları söyledi:
“EŞİT YURTTAŞLIK HAKKI LAİK DÜZEN İÇİNDE KURULMUŞTUR”
“Medeni Kanun`a sahip çıkıyoruz. Çünkü AKP`nin Medeni Kanun üzerinde yapmayı planladığı bir takım düzenlemelerden haberimiz var. Buna dair tedbir almak, asla ve asla Medeni Kanunumuza elletmemek üzere ‘Dokunma Uygula` demek üzere bu eş zamanlı basın açıklamasını gerçekleştiriyoruz.
Bilindiği gibi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte egemenlik hakkı halka geçmiştir. Bu, çığır açan bir devrimdir. En büyük ikinci devrim ise eşit yurttaşlık hakkıdır. Eşit yurttaşlık hakkı laik düzen içinde kurulmuştur. 17 Şubat 1926`da kabul edilen Medeni Kanun, 4 Ekim 1926`da yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte eğitimde, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olması adına dev bir adım atılmıştır. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte resmi nikâh zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit hale getirilmiştir
“İKTİDAR, DURMADAN KADINLARIN CANLARI PAHASINA BEDEL ÖDEYEREK KAZANDIKLARI HAKLARA GÖZÜNÜ DİKMEKTEDİR”
Eşitliğe inanmayanların yönettiği ülkemizde, kadının insan hakları ve laiklik büyük tehdit altındadır. İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 nolu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP`nin yeni hedefi Medeni Kanun`dur. Gelenek haline getirdiği ‘Torba Yasa` uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır. İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir.
“BAKAN NAFAKANIN VERİLME ŞARTLARINI ELBETTE ÇOK İYİ BİLMEKTEDİR”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz 2023 tarihinde yaptığı açıklamada ‘Ben süresiz nafaka konusunu önemsiyorum. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız` diyerek kadınların değil erkeklerin yanında yer aldığını açıkça itiraf etmiştir. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 Kasım 2023 tarihinde bu söylemi bir adım öteye taşımış ve evliliklerde süresiz nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını iddia etmiştir. Oysaki süresiz nafaka yoktur. Bakan nafakanın verilme şartlarını elbette çok iyi bilmektedir.
“ANLAŞMALI BOŞANMALARDA BİLE ÇOĞU KADIN PSİKOLOJİK ŞİDDET GÖRMEKTEDİR”
Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir.
“ARABULUCULUK SİSTEMİ AİLE HUKUKUNDA UYGULANAMAZ”
Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hâkimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar. Bugün sadece 81 il, 973 ilçede tek ses olmuyoruz. Bütün kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle ile tek ses oluyoruz. Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmiyoruz”
“HEM MECLİS`TE HEM DE SAHADA DİRENECEĞİZ”
Medeni Kanun`u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun`u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis`te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz.”