Haber- GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera- SADIK KARAKULOĞLU
Tekirdağ`ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018`de meydana gelen, 7`si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300`den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin yargılamanın 19`uncu duruşmasında da karar çıkmadı. Duruşmanın ertelenmesine aileler ve avukatları tepki gösterdi. Bir kaç dakika süren duruşmanın ardından ilk açıklamayı Mısra Öz yaptı. Erteleme kararına tepki gösteren Mısra Öz şöyle konuştu:
"Türkiye`deki hukukun ayaklar altına alındığını gördük. 6 yıldır ne yazık ki 6 yıldır şu duruşma salonlarına gidip geliyoruz. Bugün bir kez daha şunu gördük ki adalet siyasetin altında, yargı iktidarın altında ezilip geçiliyor. Bu ülkede şu anda adalet diye bir şey yok. İktidardaki adamın emri bekleniyor. Biliyoruz ki biz bu ülkenin yurttaşlarıyız ve ölen 25 beş can bu ülkenin yurttaşı. Buraya geliyoruz, karar gününde hiçbir şey yokken tek bir evrak bile artık dosyaya girmezken iki ay sonrasında duruşma günü veriyorlar. Sebep ne biliyor musunuz. Hakim üyelerden bir tanesi bu sabah rahatsızlanıp izin almış. İnanabiliyor musunuz? Bunun için, bunun için yıllardır beklediğimiz adaleti iki ay sonrasına erteliyorlar. Biz bu ülkede neyiz arkadaşlar? Ölen canlarımız ne? Biz ne yaşıyoruz 6 yıldır, biliyor musunuz? Bugün burada bu kadar kalabalığı gördükleri için bugün burada sayın Genel Başkan yanımızda olduğu için siyasi partiler yanımızda oldukları için yurttaşlar bize destek verdikleri için ilk defa Çorlu tren katliamı davası bu kadar kalabalık olduğu için korkup karar açıklayamadılar. Ve kararı açıklamak için seçimden sonrasını bekliyorlar. Daha kalabalık olmak zorundayız. Daha çok dayanışmaya bir arada olmak zorundayız. Daha çok mücadele etmek zorundayız. Çünkü adalet ne yazık ki bize hizmet etmiyor. İçeride kararını açıkladı ve gitti. İktidara sesleniyorum buradan bu ülkede her yurttaşın saçının telinden sorumlusun. Sen oturduğun koltuktan kalkıp katliam olduğundaki genel müdür olan adamı tekrardan terfi verip atayamazsın. Sen bu ülkenin vatandaşına, yurttaşına, insanına sahip çıkmak zorundasın. Senden güç alıyorlar. Evladımız öldü bizim ya. Annemiz öldü, babamız öldü, kardeşlerimiz öldü. Evlatlarımız öldü. Ben bir haftadır çocuğumun trenin altından bakan fotoğraflarını paylaşıyorum. Görüyorlar mı? Aynı acıları yaşasınlar. Aynı sınavlardan geçsinler. Çünkü adalet bu ülkede herkese lazım olacak. Herkese gerekli olacak. Bize acımıyorlar. Bizi yalnız görüyorlar. Bizi iktidarın gücünün karşısında ezmeye çalışıyorlar. Ezdirmeyiz kendimizi. Sorumluları biliyoruz. Binali Yıldırım`dan geliyor sorumlular... Onlar korkusunlar evet. Bizlerden korksunlar, hepsi bizden korksun. Çünkü artık sabrımız kalmadı..."
"CANLARINI TOPRAĞA VERMİŞ İNSANLARIN ADALET ARAYIŞI BİR ÜYE HAKİMİN ALDIĞI MAZERET İZNİNE FEDA EDİLEMEZ"
Ailelerin avukatlarından Evren İşler, "Canlarını toprağa vermiş insanların adalet arayışı bir üye hakimin sabah aldığı mazeret iznine feda edilemez" diyerek şöyle devam etti:
"Biz bu filmi görmüştük. Son dakika karar vermekten kaçma hilebazlığı o kadar çok yaşanıyor ki alıştık. Yargıdan kaçırılan kamu görevlileri yetmiyor. Savcılıkların iddianame düzenlememek için direnmesi yetmiyor. Sorumluların terfi etmesi yetmiyor. Her hal ve şartta cezasızlık pratiğinin somut adımlarını atmaya devam eden bir yargı mekanizmasıyla karşı karşıyayız. Bunun hiçbir makul açıklaması olamaz. Canlarını toprağa vermiş insanların adalet arayışı bir üye hakimin sabah aldığı mazeret iznine feda edilemez. Burada yaptıkları işin ciddiyetinin farkında olmayan yargı personeliyle karşı karşıyayız. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı bir idari makam olarak başından beri direndi. Katliamının sorumlularını sakladı, yargıdan kaçırdı. Son ana kadar kaçırdı. Hali hazırda gerçek sorunların büyük bir kısmının yargılanmadığı bir dosyada dahi karar vermekten korkan bir yargı mekanizmasıdır karşımızdaki sorun. Karşımızdaki sorun tek tek Çorlu 1 Ağır Ceza Mahkemesi`nin başkanı veya ve hakimi sorumlu değildir. Sorunumuz bu memlekette yargının bağımsız olmamasıdır. İstendiği gibi karar vermeyen yargıçların ertesi gün kendilerini bir yerlere tayin edilmiş olarak bulmasıdır. Gerçek sorumlular yargılanana kadar buradayız. Biz kazanacağız."
"TREN YOLUNUN ALTINDA TUĞLA PARÇALARI GÖZÜKÜYORDU, SANKİ KATİL BURADA DER GİBİ"
Kazadq yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel`in dedesi Necmettin Sel de konuşmasında molozların arasında tuğlaların olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"2016 senesinde bu tren yolunun üst yapısını değiştirerek yine bir seçim hazırlık olarak bu tren yolunu açtılar. Mümin Karasu denilen adam o zaman Yolcular Müdürüydü. Mahkemede dedi ki, `Bu yolun çıkma malzemeyle yaptık.` Eğer Mümin Karasu açılış günü şunu söyleseydi `Arkadaşlar bu yolu çıkma malzemeyle yaptınız. Ben istifa ediyorum.` Bilirkişiler tarafından tespit edildi. Tren yolunun altında tuğla parçaları gözüküyor sanki katil burada der gibi. Bugün bize yarın size başka hayatlar sönmesin, başka acılar yanmasın."
"6 SENEDİR BİZ DE ÖLÜYÜZ"
Sehran Şahin`in babası Hüseyin Şahin ise şu sözlerle tepki gösterdi:
"6 yıldır şu mahkemeye geliyorum. Her zaman ezilen biz olduk. Ağlayan biz olduk. Oğlumuzun mezarına giderek onun gelmeyeceğini bilerek bizi üzen devletimiz oldu... Neleri bölüştüler, paylaştılar bu ülkede onu bilmiyorum ihalelerle. Bizim 25 canımız gitti. 6 senedir biz de ölüyüz."
Konuşmaların ardından kazada hayatını kaybedenler için şiir okundu.