HABER: ECE AZAK – KAMERA: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) Eğitim İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Sevda Ketenci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın "Öğretmen atamaları fazla uzamayacak yakında bir miktar atama yapacağız” sözlerine, “Bu açıklama devletin öğretmen yetiştirme ve geliştirme politikaları noktasında bir kez daha sınıfta kaldığının göstergesidir” diyerek tepki gösterdi. Ataması yapılmayan öğretmen Halil İbrahim Kaya ise mülakatsız 68 bin atama beklediklerini belirterek, “Ben okulumda, sınıfımda bir çocuğun kalbine dokunmak istiyorum. En büyük hayalim bu” dedi.
ANKA Haber Ajansı`na konuşan Ketenci, iktidarın öğretmen yetiştirme konusunda sınıfta kaldığını ifade etti. Milli Eğitim Bakanlığı`nın öğretmen açığını ücretli öğretmenlerle kapatmak istediğini de belirten Ketenci, ücretli öğretmenlik konusunu `devletin kendi eli ile taşeron işçi çalıştırması` olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:
“BİR ATANMAYAN ÖĞRETMEN İŞSİZ ORDUSU OLUŞMUŞ”
“Cumhurbaşkanının kabine toplantısı sonrasında bir miktar öğretmen atayacağız. Bakan bu konuyla ilgili çalışma yapıyor açıklaması, devletin öğretmen yetiştirme ve geliştirme politikaları noktasında bir kez daha sınıfta kaldığının göstergesidir aslında. Çalışma Bakanlığı verilerine göre 200 bin öğretmen açığı olduğunu bildiğimiz Milli Eğitim`de aslında seçim yatırımı olarak bundan önce gözlemlediğimiz hükümetin 10 – 20 bin öğretmen alıyoruz diyerek bu ülkede öğretmenlik mezunu yani uzmanlık mezunu genç arkadaşlarımızın bu onurlu görevi yapmak için hükümetin seçim yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla 200 bin açığı kapatmak adına hükümetin seçim yatırımı olarak değil bu açığın tamamını güvenceli istihdam modeliyle kadrolu öğretmen ataması yaparak kapatması gerektiğini düşünüyoruz. Bu açığın 110 bin civarındaki kısmını Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışıyor. Bugün ücretli öğretmenlik devletin kendi eliyle taşeron işçi çalıştırmasıdır. Doğru bir istihdamla güvenceli istihdamla kadrolu öğretmen alımı yapılmasını söylüyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümet atanamayan değil, atanmayan öğretmen başlığı altında aslında taşeron işçi çalıştırdığı gibi bir de doğru istihdam alanı yaratmayarak kamu kaynaklarını da zarara uğratmaktadır. Bu şekilde atanmayan öğretmen bir işsiz ordusu oluşmuş ve bu mesleği yapmak için mezun olan genç arkadaşlarımız bu işin yapmaları gereken işin dışında marketlerde asgari ücretle çalışmak zorunda bırakılmışlardır.”
“DERHAL TÜM ÖĞRETMEN AÇIĞI KAPATILMALI”
Ataması yapılmayan öğretmenler adına güvenceli istihdam ve tüm öğretmen açığının kapatılması çağrısında bulunan Ketenci, “Eğitim İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz. Öğretmenlik mesleğinin seçim yatırımı olarak kullanılmasına göz yummayacağız. Güvenceli istihdam ve derhal tüm açığın kapatılması yoluyla öğretmen atamalarının yapılmasını istiyoruz. Ücretli öğretmenlik adı altında öğretmenlerin asgari ücret altındaki ücretlere maruz bırakılmasını ve ücretli öğretmenlik kavramının derhal Milli Eğitim lügatından kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Ataması yapılmayan öğretmen Halil İbrahim Kaya ise 2023 yılında Kamu Personel Seçme Sınavı`na (KPSS) girdiğini, 25 Ağustos tarihinde bu sınavın sonuçlarının açıklanmasına rağmen şu ana kadar Milli Eğitim Bakanlığı`ndan öğretmen alımına dair herhangi bir açıklama yapılmadığını belirtti. Herhangi bir formasyon eğitimi olmamasına rağmen 2 yıllık bölümlerden mezun kişilerin ücretli öğretmen olarak da çalıştırıldığını söyleyen Kaya, “Sayın Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin bir programda verdiği röportajda `68 bin öğretmen açığımız var ve bunu şubat ayına yetiştirmemiz gerekiyor. Şubat ayı başında öğretmenlerimiz okullarında olacaklar` dedi. Ancak nisan ayının ortasında olmamıza rağmen hala herhangi bir açıklama yapılmadı. Cumhurbaşkanımızın 2023 genel seçimleri öncesinde vermiş olduğu bir söz var. `Kamuda mülakatı kaldıracağız` söylemi. Ardından bakanımız `Mülakat gibi mülakat yapacağız` diyerek 45 dakikalık bir mülakat istediğini söyledi. `Burada öğretmenimi ben görmek istiyorum` dedi. Ancak bir taraftan yeni alacağı öğretmenleri bir mülakat yapmak isterken öbür tarafta 100 bine yakın ücretli öğretmenler var. Milli Eğitim Bakanlığı`nda çalıştırılıyorlar ve bu ücretli öğretmenlerin çoğunun da herhangi bir eğitim formasyonu belgesi yok. At yetiştiriciliği bölümünden iki senelik iktisat, ekonomi, muhasebe bölümlerinden mezun olan arkadaşlar gayet rahat bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı`nda sınıflarda derslere girebiliyorlar. Biz bu okulu okumamıza rağmen bu sertifikayı, bu diplomayı almamıza rağmen 9 ay beklerken neden 100 bin ücretli öğretmen çalıştırılıyor?” diye sordu.
“BÜTÜN ÖĞRETMENLERİMİZ ÇOK YORULDU”
Cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanına seslerini duyurmak için çabaladıklarını söyleyen Kaya, “Bu sıkıntılı sürecin bir an evvel bitmesi gerektiğinin kanaatindeyiz. Bütün öğretmenlerimiz çok yoruldu. Biz 9 aydır sosyal medyada her gün hangi etiket ile gündeme gireriz diye çabalıyor, araştırıyoruz. Sahalarda Cumhurbaşkanına sesimizi duyurmak için mitinglere gittik. Milli Eğitim Bakanı`nın gittiği her ilde arkadaşlarımız seslerini duyurmak için çaba sarf ettiler ama Milli Eğitim Bakanı önümüzdeki kabinede açıklanacak demesinden beri 8 tane kabine geçti ve hala öğretmen atamasına dair herhangi bir açıklama maalesef yok. Kaldı ki aldığımız puanların geçerliliği bir sene. Bu bir sene sonrasında puanların herhangi bir hükmü kalmıyor ve diğer 2024 KPSS sınavına da 3 aydan az bir vakit kaldı. Şimdi öğretmenler yaklaşık 22 tane derse çalışmak durumunda kalıyor. Öğretmenler 3 ayda hangi dersi yetiştirsin? Hangi sınava çalışsın? Hangi konuyu bitirmeye çalışsın?
“68 BİNDEN AŞAĞI MÜLAKATSIZ BİR ATAMAYI KABUL ETMİYORUZ”
Ataması yapılmayan öğretmenler olarak hükümetten taleplerinin mülakatsız 68 bin öğretmen atamasının yapılması olduğunu söyleyen Kaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın `Bir miktar öğretmen atayacağız` açıklamasına da ilişkin “Sınava giren 600 bine yakın öğretmen varken bir miktar bir söylemi gerçekten öğretmenlerimizin kalbini kırıyor. Çok komik bir rakam bu. Yani ben bu sayıları telaffuz dahi etmek istemiyorum. Çünkü 600 bin kişinin girdiği bir sınavda en az yüzde 10`u bile atayacak olursanız ki bu 60 bine denk geliyor. Biz öğretmenler camiası olarak 68 binden aşağı herhangi bir mülakatsız bir atamayı kabul etmiyoruz” dedi.
“CUMHURBAŞKANIMIZIN TOPLUMSAL BİR TALEBİ GÖRMEZDEN GELMEYECEĞİNE İNANIYORUZ”
Atama bekleyen öğretmenlerin yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Kaya, “Bu süreçte kanser olan arkadaşlarımız var. İnşaatta çalışırken çeşitli bölgelerinden yaralanan arkadaşlarımız var. Geçen senelerde inşaattan düşüp vefat eden arkadaşlarımız var. Şehit diyorum ben onlara çünkü kendi mesleği dışında bir meslekte çalışıp vefat ettiler. Yani en azından Sayın Cumhurbaşkanımızın toplumsal bir talebi görmezden gelmeyeceğine inanıyoruz ve öğretmenlere mülakatsız yüksek bir atama, 68 bin gibi bir atama vereceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
“BEN OKULUMDA, SINIFIMDA BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK İSTİYORUM”
Atama yapılmadığı için geleceğe dair herhangi bir planının olmadığını ve maddi manevi yıprandığını dile getiren Kaya, atama bekledikleri 9 aylık süreçte tek beklentilerinin Cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanına seslerini duyurmak olduğunu vurguladı. Farklı meslek gruplarında çalışmak zorunda kalann öğretmenlerin de yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Kaya, en büyük hayalinin öğrencilerine ders vermek olduğunu söyledi. Kaya, “Ben artık her sabah daha yüzümü dahi yıkayamadan sosyal medyaya girip arkadaşlar bugün hangi etiketle gündeme girmeye çalışacağız demekten yoruldum. Arkadaşlarımız 5-6 senedir aynı bu durumda. Yani Ulus etkinlikleri yapmaktan yorulduk. Arkadaşlarımız Ağrı, Van, İstanbul`dan seslerini duyurabilmek için Ankara`ya geliyorlar. Şu an açıkçası hiçbir şey yapamıyorum. Evden dahi çıkamıyorum. Herhangi bir hayal de kuramıyoruz. Öğretmen arkadaşlarımız evlenmek istiyor, evlenemiyor. Kendi mesleği dışındaki meslekler icra etmek durumunda kalıyor. Kasiyerlik yapma durumunda kalıyor. Giyim mağazalarında çalışmak durumunda kalıyor. Atanamayan öğretmenler olarak bizim en büyük hayalimiz şu. Ben okulumda, sınıfımda bir çocuğun kalbine dokunmak istiyorum. Ben bir öğrencimin sıkıntılarını dinlemek istiyorum ya da bir öğrencimin hocam şu projemiz var demesini bekliyorum. Yani artık bizim hayalimiz bu. Biz gerçekten 9 aydır çok yorulduk, psikolojik olarak çok yıprandık. Ben ve öğretmen arkadaşlarımın en büyük hayali şu an. Mülakatsız, yüksek bir atamanın yapılması. Mülalakatsız 68 bin atama bekliyoruz” dedi.
“ÜMİDİM KALMADI”
Bir diğer ataması yapılmayan öğretmen Özgür Gerçek ise mezun olduğu 2019 yılında ve 2022 yılında 2 defa KPSS`ye girdiğini ve atanmadığını söyleyerek, geçen sürede artık ümidinin kalmadığını belirtti. Gerçek, “İlk yıl olmayınca zaten ümidinizi bayağı bir kaybediyorsunuz. Sonra ben mesela yıllarca girmedim sınava bir daha. 2022`de bir daha girdim. O da ailem istedi. Biraz ümitlendirdi mi diyeyim. Biraz da zorladılar artık. Yaş geliyor. Atanman lazım. Aileni kuracaksın. Hayatına başlayacaksın. Doğru düzgün bir iş yok. Asgari ücrete çalışıyorsunuz. Sürekli sağda solda o iş bu iş koşturuyorsun. Bir gün hastanede çalışıyorsun. Bir gün bir otelde çalışıyorum. Ben kendi biriktirdiğim parayla KPSS dershanesine yazıldım. Biraz kitapları açıp baktım ama yine ümit oluşmuyor. Çünkü atama sayısı ortada. Yani çalışma isteğiniz gelmiyor. Sonuç yine hüsran oldu” dedi.
“KENDİ MESLEĞİMİ YAPMAK İSTERDİM AMA İMKAN BULAMADIK”
Sınavdan iyi bir puan da alsa da bir sonraki aşamada mülakat engeline takılacağını belirten Gerçek, “Mülakatı geçebileceğim torpil yok. Mülakat torpil demek aslında torpil bulamıyorsun. İyice ümidini yok ediyorlar. Bir ümidimiz yok atanmaya dair. Şu anda mesela bir otelde çalışıyorum ben. Felsefe öğretmenliğiyle ilgisi yok. Yarın başka bir iş olacak, başka bir işe. Ama kendi mesleğimi yapmak isterdim. Çok isterdim ama imkan bulamadık. Bireylerin problemi değil yani. Bireyselin ötesinde yapısal bir problem. Devletin yapması gerekenleri yapmaması ile ilgili. Bin tane felsefe bölümü var. Her yerde dünya kadar öğrenci mezun oluyor. Öğretmenler daha okurken ümidini kaybediyor. Dört yıllık okurken ikinci yılda bırakıyor. Çünkü olmayacağını biliyor. Benim birçok arkadaşım dördüncü sene son senesinde ben boşa okuyorum bırakayım dedi. Bıraktı. Orada bile emekler boşa gidiyor. Başka yerlere yöneliyor. Öğretmenler zaten vasıfsız eleman. Ya üniversiteler vasıfsız işçi üretiyor. Kendine ve mezun olduklarında işsizler ordusuna bir insan daha kazanılmış oluyor” şeklinde konuştu.
“HAYAL KURAMIYORUZ”
Gerçek, atama beklerken geleceğe yönelik ümidini kaybettiğini ifade ederek, “Bana 4 yıllık bir eğitim veriliyor, diploma veriliyor sonrasında formasyon belgesi alıyorum. Ben bu işi yapabilirim demek bu ama önüne sınav sistemini koyuyorlar. Aslında diyor ki `Sen bu işi yapamaz mısın?` Ya üniversite mezunu o bölümün ben sertifikasını aldıysam artık yapabiliyor olmam lazım. Bunun önüne bir şart koymaman lazım ya da sayıları ona göre belirleyeceksin. Ona göre atama sayısını da ona göre belirleyip mezun olan insanlar mesleğine başlayabilecekler. Mesleksiz kalıyoruz. Ben mesela felsefe öğretmeniyim. Eğer kendi mesleğimi yapamıyorsam vasıfsız bir işçi oluyorum ve bu hayatım boyunca sıkıntı çekmeme sebep oluyor. Gelecek açısından da ümitli bir senaryo kuramıyoruz. Yani hayal gücümüzü yok ettik diyebilirim ya. Hayal kurmakta zorluk çekiyoruz. Çok basit insani istekler bizim için yeterli, onun ötesinde bir şey isteyemez bir hale geliyorsun. Hayal kuramıyorsun” dedi.