CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM`de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel`in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
``Çok kritik, zor, sonu güzel ama yolu çok zor bir sürecin içindeyiz. Baskılar, hukuksuzluklar, her birimizi bir şekilde tehdit eden kişilere, kurumlara, hatta partilere yönelik siyaset alanıyla ilgili birtakım tasarımları içeren bir sürecin içindeyiz. Bugün, bu kürsüden kayda geçirmek isterim ki Türkiye, bir sivil darbe dinamiğinin işlediği bir sürecin içindedir. Türkiye`de yaşanan ve yaşatılan süreç, bir sivil darbe girişimidir. Derbaeyi askerler yaparsa askeri darbedir, siviller yaparsa sivil darbedir ve darbe, ülkeyi yönetenlere karşı yapılır. Bütün dünya muhalefete bakar, ana muhalefetin gözünün içine bakar. Benzer süreçlerde nasıl davrandığımız hatırlatmak gerekirse 15 Temmuz`da kapalı olan Meclis`te, darbe duyulduğunda bu Meclis`in açılması çağrısını yapmış; Ankara`daki milletvekillerini Meclis`e toplamış ve ‘Bugüne kadarki bütün rekabetimiz bir yana, darbe var. CHP yeniden adil bir seçim yapılıp milletimiz kendisine yeni bir görev verene kadar ana muhalefet partisidir. Seçilmiş parlamentonun ve demokrasinin arkasındadır. Darbecilerin karşısındadır ve bu darbeye meydan okumaktadır` diyen kişi kişi benim. Buna tarih şahit ki bunu kürüde ifade eden nöbetçi grup başkanvekili olarak oradaki 15 arkadaşım, kendi dilleri döndüğünce destek vermiştir. Bir CHP`li de bunun dışında bir tutum ve tavır içinde olmamıştır. Çünkü biz Cumhuriyet`i kuran, demokrasiyi kuran ve bugünlere taşıyan iradenin gösterildiği her köşe taşında varız. Cumhuriyet`in ve demokrasinin kıymetini en iyi bilenler bizleriz.
``Erdoğan`ın siyasi yasağını kaldırmış partidir CHP``
Yine benzer süreçlerde, örneğin Sayın Erdoğan, okuduğu bir şiirden dolayı siyasi yasak aldı. Biz o siyasi yasağı desteklemedik. Hatta devamında partisinin başında olup milletvekili olamadığı için Sayın Baykal Anayasa`yı değiştirip, Siirt`teki milletvekilimizi de istifa ettirip, yapılan erken seçimle Erdoğan`ı Meclis`e taşıyıp başbakan yapacak sürece olanak sağlayacak kadar bir demokratik olgunluk ve erdem göstermiş; ‘Siyasi yasak doğru değil. Milletin seçimine mani olmak, karar vermek, yön göstermek doğru değil. Patron millettir, halktır. Onun dediği olur` demiş ve Erdoğan`ın siyasi yasağını kaldırmış partidir CHP.
``İl başkanlarımızın 81`i birden kol kola partilerinin yanındalar``
Şimdi Ekrem İmamoğlu`nun kendisine karşılaşılan beş ayrı davada -ışık hızıyla- 25 yıl hapsi isteniyor. Sayın İmamoğlu‘na beş ayrı davadan beş sefer siyasi yasak isteniyor. Ankara`da MİT eliyle tetiklenen bir süreci inşa etmiş ve o an için o ifşanın üzerinden durdurmuştuk. Belediye başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz tutuklanıyor. Muhalefetin tüm muhalefet olanakları, sesini duyuracağı televizyon kanalları, haberlerini yapan gazeteciler, onlarla birlikte eylem yapan sivil toplum örgütleri baskı altına alınmaya çalışılıyor. Dört bir yandan bu giderken bu sivil darbe girişimi, CHP`ye karşı da kirli bir planın içinde. Biz meczubun ifadesi, bir meczubun hakaretine karşı açılan bir davayı, alıp Ankara`ya yollayıp, bir buçuk yıl tutup, her seferinde de Erdoğan`a buradan haber uçurup, kürsülerden bizi bu konuya çekmeye çalışıp orada çünkü girip CHP`liler tartışsak AKP`nin parmağı olduğu gözükmeyecek. Parti bunu yapmamış yakın zamana kadar ve bir vesile bunu tartıştırabilir bir hale gelindiğinde derhal soruşturmaya çağırmalar, her duyduğu ismi almalar... CHP`nin hep birlikte yaşadığımız, bugün burada 81 il başkanımız var. 46`sı karşımızda, 35`i yanımızdaydı o gün. Bugün 81`i birden omuz omuza, kol kola partilerinin yanındalar.
``CHP`nin içinde bulunduğu ve yürttüğü çok kıymetli bir süreci durdurmaya çalışıyorlar``
Biz o gün yarımızdan fazlası bir tarafta, ona yakını başka bir taraftaydık. Kongreyi yaptık. Bütün delegelerle yan yanaydık, aynı odalardaydık, aynı otellerdeydik, aynı salondaydık. ‘Bu kongrenin o gün kazanan ve kaybeden tarafları, bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün partisinin 81 ildeki temsilcileri olarak o kurultayın namusuna, onuruna, partimizin onuruna, namusuna kefiliz ve sahip çıkıyoruz` demeye geldiler. Ama birileri kongrede hiçbirimizin yanına sokmadığı septik tiplerden, birtakım meczuplardan birtakım şahitler, birtakım deliller üretmeye çalışıp -ki hepsinin ne kadar boş, ne kadar yalan olduğunu okuyan herkes görüyor- CHP`yi meşgul etmeye, kongresini iptal ettirmeye, yeniden bir kongre sürecinin içine sokup milletin gerçek sorunlarını söylememeye ve esas olarak içinde bulunduğu ve yürttüğü çok kıymetli bir süreci durdurmaya çalışıyorlar.
"Erken seçim sandığını en kararlı şekilde isteyeceğiz"
O süreç yapılan bütün baskılardan sonra, partinin bütün yetkili organlarının bir araya gelerek hep birlikte cumhurbaşkanı adayımızı belirleme, bunu da öyle bir-iki-10 kişiyle değil, 1 milyon 600 bin kişiyle birlikte yapmaya yönelik aldığı kararı, dün başlayan aday belirleme sürecini, 28`ine kadar baba ocağına gelen herkesin cumhurbaşkanı adayına oy vereceğini bildiklerinden ve 23 Mart‘ta büyük bir demokrasi şöleniyle adayımızı da belirlemiş bir şekilde, erken seçim sandığını en kararlı bir şekilde isteyeceğimizden, memleketin gerçek sorunlarını 81 ilde 973 ilçede durmadan, duraksamadan dile getireceğinizden, emekliye, asgari ücretliye hakkını vermeyen, gençlerin yüzünü güldürmeyen, herkesi yoksullaştıran, hepimizi baskı altında tutan bunlara karşı onların istediği gündeme değil, milletin gerçek gündemine; seçime ve iktidara odaklanacağımızdan...
``Yönettiğiniz darbe ittifakı, bugünkü cumhurbaşkanına değil, bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapmaya çalışmaktadır``
`O endişeyle CHP bir yola girdi. Bu girdiği yol, benim iktidardan gitmemin yoludur. Çünkü bu birliktelik 31 Mart`ta Türkiye İttifakı ile sosyal demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, Türkiye`nin bütün demokratlarının ayağa kalkmasıyla tüm siyasi yaşamımızda partimizin ilk yenilgisini bize tattırdı` diyen, ‘Beni dört kez yenen birisi, ön seçime girecek, karşıma aday o gelirse gelip beni beşinci kez yenecek` diyen birinin ve `CHP`de herkes gerektiği yerde görev üstlenmeye, gerektiği yerde fedakarlık yapmaya ama bu baskı, zulüm iktidarını değiştirmeye and içtiler. Karşılarında duramam` deyip bir darbeye kalkışıyor. Bu darbe bugün yapılırsa bu iktidara, karşısında ben dururum. Ben 15 Temmuz`da nasıl durduysam bir darbeye, bugün milletin seçtiğine sahip çıkarım. Ama Sayın Erdoğan, geçen sefer, beş ay önce darbeyi haber verenler ve ‘Ankara`da hususiler bir villada toplandı` diyenler, ‘Yavaş yavaş darbe geliyor. Tavuk tarda sayılır` diyenler sana anlatsın; o günler ve bugünler birbirine nasıl benziyor. Ve bugün, sistematik bir şekilde yönettiğiniz, dahil olduğunuz bir darbe ittifakını görmüyor değiliz. O darbe ittifakı bugünkü cumhurbaşkanına değil, bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapmaya çalışmaktadır.
``Varsa onların içeriden iş birlikçileri, Tayyip Erdoğan`ın çukuru sizin de yerinizdir``
Türkiye`nin bir sonraki cumhurbaşkanını, darbe yoluyla ekarte etmeye çalışanlara karşı dimdik ayaktayız. Biz bu darbeye teslim olmayız. Ön seçim yapmayalım diye partimizin yönetimine göz dikenlere teslim olmayız. Varsa onların içeriden iş birlikçileri, Tayyip Erdoğan`ın çukuru sizin de yerinizdir. Biz biriz ve beraberiz. Bu partiyi böldürtmeyiz, muhalefeti böldürtmeyiz. Hep beraber yürüyoruz, iktidarı alacağız. Darbeye karşı ayağa kalkan örgütümün alnından öpüyorum. Hiçbir darbeden medet ummadık, hiçbir darbeye de teslim olmadık, olmayacağız.``
Salondakilerin ``Kurtuluş yok, tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı atması üzerine CHP Lideri Özgür Özel, konuşmasını kürsüden aynı sloganı tekrarlayarak bitirdi.
(SON)