(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, "Don zararından etkilenen tüm üreticiler için hızlı, etkin ve adil destek mekanizmaları derhal devreye sokulmalıdır. Tespit çalışmaları şeffaf bir biçimde yürütülmeli ve üreticinin kaybı telafi edilmelidir. Tarım destek ödemeleri kapsamında açıklanan 6,6 milyar TL`lik kaynak, ancak adil dağıtıldığı ve zamanında ulaştırıldığı takdirde anlamlı olacaktır. Üreticiye verilen destek; sadece bir ödeme değil, toprağa, emeğe ve ülkenin geleceğine yapılan bir yatırımdır" dedi.
CHP Tarım ve Orman Bakanlığı`ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, yaşanan zirai don olaylarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Zirai don felaketlerinin, başta meyve ve sebze üretimi olmak üzere pek çok üründe ciddi zararlara neden olduğunu belirten Adem, “Üretici zarar gördüyse, bu zararın gıda zincirine ve ülke ekonomisine yansıması kaçınılmazdır” dedi.
Adem`in açıklaması şöyle:
Geride bıraktığımız hafta, ülkemizin hem kırsalında hem de kentlerinde yaşanan gelişmeler, bir kez daha yönetimde planlama ve önlem alma kültürünün ne denli hayati olduğunu göstermiştir. Ülkemizin farklı bölgelerinde meydana gelen zirai don felaketleri, başta meyve ve sebze üretimi olmak üzere pek çok üründe ciddi zararlara neden olmuştur. Sahadan alınan bilgiler, üreticilerimizin önemli ölçüde kayba uğradığını açıkça ortaya koymaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan gıda arzı etkilenmeyecek açıklamaları gerçeği örtmeye yetmemektedir. Üretici zarar gördüyse, bu zararın gıda zincirine ve ülke ekonomisine yansıması kaçınılmazdır.
"Üreticinin kaybı telafi edilmelidir"
Bu noktada çağrımız nettir. Don zararından etkilenen tüm üreticiler için hızlı, etkin ve adil destek mekanizmaları derhal devreye sokulmalıdır. Tespit çalışmaları şeffaf bir biçimde yürütülmeli ve üreticinin kaybı telafi edilmelidir. Tarım destek ödemeleri kapsamında açıklanan 6,6 milyar TL`lik kaynak, ancak adil dağıtıldığı ve zamanında ulaştırıldığı takdirde anlamlı olacaktır. Üreticiye verilen destek; sadece bir ödeme değil, toprağa, emeğe ve ülkenin geleceğine yapılan bir yatırımdır. Öte yandan hububat üretiminde bu yıl yüzde 13 artış beklendiği açıklanmıştır. Üretimde artış kuşkusuz arzu edilen bir durumdur. Ancak iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması, girdi maliyetlerindeki artış ve kırsal kalkınmanın zayıf yapısı dikkate alınmadan yapılan her planlama eksik kalacaktır.
"Afetlerde insan hayatını önceleyen, bütüncül bir yönetim anlayışı bir an evvel tesis edilmelidir"
Tarımda başarı; sadece üretimi artırmakla değil, üreticinin refahını ve üretim koşullarını iyileştirmekle mümkündür. Geçtiğimiz günlerde ise; İstanbul`da meydana gelen deprem, hepimize Türkiye`nin afetlere ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Şehirlerimizde yaşanan her deprem, sadece bir doğa olayı değil; önlem alınmadığı sürece toplumsal bir felakettir. Tıpkı tarımda olduğu gibi, afet yönetiminde de bilimsel temelli, planlı ve önleyici yaklaşımlar hayati önemdedir. Bu doğrultuda açık çağrımız şudur; tarımda üreticiyi koruyan, çevrede sürdürülebilirliği esas alan, afetlerde insan hayatını önceleyen, bütüncül bir yönetim anlayışı bir an evvel tesis edilmelidir.
"Türkiye`nin geleceği, alın terine ve ortak akla sahip çıkanların elinde yükselecektir"
Bu topraklarda umudu büyütmek, üreticiyi güçlendirmek, kentleri güvenli hale getirmek bizim temel sorumluluğumuzdur. Bizler; tarlada çiftçinin, şehirde vatandaşın, her koşulda hak ve emek mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz. Türkiye`nin geleceği, alın terine ve ortak akla sahip çıkanların elinde yükselecektir."